Vucut traducir inglés
73 traducción paralela
Vucut hissetmeyi kesitiğinde, ve birçok algılayıcısını kaybettiğinde, beyinde açlık oluşuyor.
When the body ceases to feel, when so much sensory input is lost, the mind grows hungry.
Vucut ve beyindeki bu dalgalanma ona karşı konulamaz, bir kuvvet veriyor.
Now surges of adrenaline flow unchecked through the body and brain, giving him augmented strength.
vucut yaginin kremsi cokusu.
Creamy breakdown of body fat.
O Jack Kerouac'te vucut buldu.
He's Jack Kerouac incarnate.
Hepimiz vucut bulduk.
We're all reincarnated.
"#" Çabuk bir vucut tut " Ve gelecek hafat başka bir tane
# Quickly catch a body and another one next week
Ama "Towering Inferno" da daha cok vucut parcalanması var.
But Towering Inferno has a higher all-star body count.
Zihin bir sıçrama ve bir zıplama algılıyor... fakat bu vucut bunu bir daha tırmanış olarak hissediyor.
The mind perceives a skip and a jump... but this old body feels it has climbed a mountain.
Sana söylüyorum Jackie, bu lanet bir vucut.
I'm telling you, Jackie, this body is a curse.
İki adet vucut ariyor.
He's looking for two bodies.
Ona bir vucut verdim. Onu soguk depoda sakladi.
I gave him a body I had in cold storage.
Bir vucut.
A body.
Bir vucut degil.
Not a body.
En iyi vucut.
The best body.
Ben onun vucut yapisini degistirdim.
I pulled the best specimen and tweaked it up with nanotechnology.
Kendime bir vucut yaptim.
I made a body for myself.
Vucut isin yukselmis.
Your body temperature's elevated.
Ben vucut yaratirim, Onlari yoketmem.
I create the bodies, I don't erase the bodies.
Benim, senin en büyük korkun, ibne tarafının vucut bulmuş hali.
You can't be! It is me, your darkest fear. Your gay self, incarnate.
Benim, senin en büyük korkun, ibne tarafının vucut bulmuş hali.
It is me, your darkest fear. Your gay self, incarnate.
Normalde vucut enfeksiyonla savaşır, ama o, yaşamayı istemiyor gibi.
Normally the body would fight the infection, but he's just - given up on life.
Gelişmiş nöro-basınç vucut üzerinde büyük birikimler oluşturur.
Advanced neuro-pressure can place great demands on the body.
Ve size iyi vucut..
And may I say good body...
Bu benim olusturdugum vucut zirhi.
This is the body armor I developed.
Vucut ısısını düşürmemiz gerek.
We need to bring his body temperature down.
Pekala, boşaldıktan sonra, vucut sıcaklığında tutarsan daha uzun yaşıyor.
Supposedly once it's been ejaculated, it survives longer kept at body temperature.
De La Mer misafirlerine vucutları sağlığına kavuşurken kafalarını ve ruhlarını tazelemeleri için cilt bakımı, masaj, su kürü ve tüm vucut bakımları dahil beş yıldızlı bir otelde bulunabilecek her türlü imkanı sunmaktadır.
With all the amenities of a 5-star resort, including skin care, massage, water treatments, and full-body wellness, De La Mer offers guests the opportunity to refresh their minds, spirits, and souls while their bodies heal.
Modeller bizim ulaşamayacağımız vucut duruşlarına sahipler, reklam ve pazarlama da bunu kullanıyor, ve kalite beklentimize abartılı cevaplar sunuyor, ve dijital çağda bu tutkuyu besliyoruz, ilk toplumlar dahi abartı kültürüyle şekillendi,
Catwalk models possess what our minds register as impossible proportions, Clothing and marketing images do the same, capture us by exaggerating qualities that we regard as important, And in the digital age we feed this desire, exaggerating shapes and removing features that in earlier societies were themselves exaggerated,
vucut çalışıyor musun?
Do you work out?
Gencler Vucut Sampiyonasi finalistiyim.
FIRST RUNNER-UP, MR. TEENAGE BLOOMFIELD.
Heykel gibi vucut.
This body is chiseled.
- Çıplak vucut olabilirmi?
- ls nude an option?
Zor işti, kuşkusuz. Ama bu işte herzaman cesedlere ait bir vucut vardı.
Difficult, certainly, but murder was always a corpse.
İki parça vucut!
The reversed half body!
Vucut dışına çıkan ruh bilincini de fiziksel vücuttan alarak yanında taşır ve enerjide vücutta kalır değil mi?
An energy body or an astral body carries the consciousness from the physical body. And the energy would have to stay close to the physical body, wouldn't it?
Burada son kalite parçaları olan bir vucut yatıyor.
I've got a body full of- - of high-quality parts here.
Ron Dennis McLaren takım şefi... ama aynı zamanda, garip vucut dilini, Çünkü neler olabileceğinin farkındalardı.
Voice of Ron Dennis McLaren Team manager... but at the same time, body language is perceived that they realized what would happen.
Açıkça görülüyordu ki Ayrton pistten döndüğünde, davranış şekli, vucut dili kendiyle bir savaş halinde olduğunu gösteriyordu.
When Ayrton returned, his attitude and his body language showed a strong inner conflict.
Vucut ısısı düşük.
He's cold.
İnsanların tek vucut olması.
Two working as one.
- şu kanatlar... ve Sopa gibi bir vucut...
- See-through wings, body like a stick...
Size daha çok vucut bulurum, yemin ederim.
I'll get you more bodies, I swear to God.
Vucut, merkez çember pozisyonunda.
Body, it's the centerline position.
GÖLGELER LİMANI'NDA PARÇALANMIŞ BİR VÜCUT BULUNDU
MAN'S HORRIBLY MUTILATED BODY FOUND AT'PORT OF SHADOWS'
KIRBAÇ VE VÜCUT
THE WHIP AND THE BODY
- VÜCUT PARÇALARI - Ölüyor musun?
You're dying?
1. BÖLGEYE VÜCUT SIKIŞTI
[Screech, Buzzing]
Vucut kokunla ilgili bazı şeyler bana kaybettiğim birisini hatırlatıyor
Wrong answer! You'll have to go alone
Kafa ve vucut ayrı yani?
An independent head and body, huh?
VÜCUT DENGESİ SAĞLANDI
Suit integrity compromised.
Eğer seni bulursam, ölümün korkunç olacak. VÜCUT TARAMA Robot!
If I find you, your death will be horrible.