English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ V ] / Vurdum

Vurdum traducir inglés

4,391 traducción paralela
Önce başına vurdum, sonra aşağıya. Leğen kemiğini paramparça etmişim.
I mean, helmet first, went in low, completely shattered his pelvis.
Onları Gipsy'deki göle götürüp vurdum.
I took them to the lake in my Gipsy and shot them.
Erkek arkadaşımı taşaklarından vurdum.
I shot my boyfriend in the balls.
Kılıcımı çektim hınçla... Ve boynunu vurdum Gao Giu'nun iki uşağının.
I grabbed my sword in anger... and beheaded two henchmen Gao Giu.
- Askeri ben vurdum ya.
- But I shot the soldier.
Sanırım sana düşündüğümden daha şiddetli vurdum.
Maybe I punched you harder than I thought.
Sizi sırtınızdan vurdum ama bunu ailemin adını temize çıkartmak için yaptım.
I gave you the ultimate screw-over. But I did it to clear my family's name.
Düştüm ve kafamı vurdum.
I fell over. I hit my head.
Sanırım onu vurdum.
I think I hit him.
Bilmiyorum ama kesinlikle vurdum.
I don't know, but I definitely got him.
Onu vurdum baba.
I got him, Daddy.
Berbat bir haldeydim ve bir gün dibe vurdum.
I was miserable, and I finally snapped.
Tabii ki de vurdum onu.
You're damn right I shot him.
- Evet. - İkiz kardeşime vurdum
- My twin sister.
Hayır, ben sadece bir suçluya vurdum.
No, I just hit a criminal.
Silah çekti, onu vurdum
He drew on me. I took him out.
Önce onu vurdum ama tekrar ayağa kalktı.
First I shot him. But he rose back up.
Cemal'e vurdum, kolu kırıldı.
I hit Jamal and broke his arm.
- Evet, yani kafatasından vurdum ama ölmedi.
Yes, well... I put a bullet right in his brain pan, but it didn't kill him.
Bir şey demek istemedim ama yolda dirseğimi vurdum.
Oh, thank God. I didn't want to say anything, but I bonked my elbow on the way in here.
Turnayı gözünden vurdum, Abram emekli olunca eyalet avukatı ben olacağım ve sonra yarışa başlayacağız.
I nail this one, I get bumped up to state's attorney after Abrams retires, and then we are off and running.
Ben onu vurdum.
I shot him.
Ben vurdum.
Yeah, I did.
Yolda vurdum.
_ _ _
Bunun yüzünden birini vurdum.
That is his coke that I shot somebody for.
Çok mu sert vurdum?
Did I hit too hard?
Sarhoş olup pederi vurdum.
I got fucking drunk... and I shot him. You what?
Ona demir boruyla vurdum.
I beat her with an iron pipe.
Tartışmaya girdik ve vurdum ona.
We got into an argument, and I hit her.
Yan masadan si-silahı aldım, dışarı çıkınca adamı vurdum.
So I-I took the gun from the side table, and when he came out, I shot him.
Bacağından vurdum.
It's his leg.
Billy'yi vurdum ve mekânı açmak için senin uyuşturucuları kullandım.
I shot Billy and I used your drugs to open the blind pig.
Ortada biri olduğumu göstermek için seni yerden yere vurdum.
I slapped you around to burnish my reputation as a moderate.
Onu vurdum, meşru müdafaaydı.
I shot him in self-defense.
Zaten yavaş vurdum.
I tried that.
Sadece karnına vurdum, bir şey olmaz.
The punch at that area will do him no harm.
Geyiği hemen iner diye boynundan vurdum.
I hit the deer in the neck, which I thought would take it out instantly.
Ona vurdum.
I hit her with it.
Çekiçle vurdum, vurdum ve alçılar dökülmeye başladı.
And I was hammering and hammering, and the plaster was falling down and as I took...
Kapıyı açmayı denedim ve vurdum.
_.
Geç kaldın, seni vurdum.
Bang! Too late, I shot ya.
Gene vurdum.
- Bang! I shot you again.
Ve onu vurdum!
And I shot him!
Evet, ona vurdum.
Yeah, I bumped him.
Vurdum onu da.
I shot him...
Kendi göğsüme vurdum ve ağzımdan kanlı bir parça geldi.
I hit myself in the chest. And out of my mouth came a big blood clot.
Direkt kan dolaşımı sistemine vurdum Maziq, Hamed'i vurduğundan daha hızlı vuracak seni.
I shot that straight into your bloodstream, Maziq, so it's gonna hit you a lot harder and faster than it did Hamed.
- Sadece bir tanesini vurdum.
- I only got one.
Kendimi ayağımdan vurdum, şimdi bacağımı kesmem gerek.
I shot myself in the foot. Now I'm gonna have to cut off my own leg.
7'sini vurdum.
Seven myself.
- Aslında kartopunu attım ve suratından vurdum onu. Tatlı kızdı.
She was a pretty little thing.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]