Vücudu traducir inglés
3,639 traducción paralela
İnsan vücudu ona fazla hasar vermez.
Human body wouldn't have done much damage.
Yani vücudu otoimmün tepkisi veriyor.
Uh, which means she's having an autoimmune response.
Yani vücudu tümörü bir istilacı gibi görüyor ve ona saldırıyor beyni de bu savaşta zarar görüyor.
Basically, her body sees the tumor as an invader and is attacking it, and her brain is getting hurt in the crossfire.
Sonunda da vücudu tamamen iflas edecek.
And eventually, her body will just completely shut down.
- Vücudu savaşı alanı gibi.
Her body is a battlefield...
Onun vücudu, ağaç dalları arasında karmakarışık olmuştu.
Her body was all tangled up in the branches of a tree.
Öyleyse şu anda vücudu ayırmak için ağır testere kullanmış birisini arıyoruz, ama bunu yapmadan önce alçı, para ve kana bulaşmış...
So given what we know, we're looking for someone who used a heavy-duty power saw to dismember a body, but before they did that, they used it for something involving plaster,
Vücudu temelde bir boru gibidir.
Its body is basically a tube.
Vücudu çok kırılgan olmalı.
Her organism must be very fragile.
Vücudu toksinlerden arındırır. Ve ağlamaya da bin basar.
Gets rid of all those toxins, and it beats the shit out of crying.
Bütün vücudu donmuş gibi görünüyor.
Looks like his whole body is frozen to the core.
Vücudu başından ayaklarına kadar pembeleşti bu da hipotermi ile uyumludur.
The body is cherry red from head to toe, which is consistent with hypothermia.
Bunu basit bir düşünsel deney ile ispatladı. Fiziksel bir vücudu olmadığını hayal etmeye çalıştı.
He proved this with a simple thought experiment.
- Vücudu, kalbi reddedebilir.
She could be rejecting the donor heart.
Vücudu aldığı darbelere dayanır belki ama ciğerleri vakum yüzünden iflas ediyor.
His body may not be taking any hits but his lungs just collapsed from the vacuum.
Hava akışkanlığı vücudu ve uzun uçlu kanatları ile yorulmadan manevra yapar. Muazzam uçuş hâkimiyetine o çatal kuyruğu da yardımcı olur.
Their streamlined body and long, pointed wings allow them to effortlessly manoeuvre, and their forked tail helps their sublime control.
Ve seni her zaman dinlemeliyim, çünkü sen sıkı, kısa vücudu olan seksi bir kral adamın zekasına sahipsin.
And I should listen to you always because you are a man genius with a taut, narrow frame like a sexy, elf king.
Şunu belirteyim ki... bir insanın ölü vücudu bulunana kadar resmen ölü sayılmaz... kayıp insan olur.
For the record... unless your body is found, you are legally not dead... but a missing person.
Hayatının en kötü anı Tommy öldüğü zaman ya da ölmeyip acı çektiği ve vücudu istediklerini yerine getirmediği veya beyni diğer çocukların beyinleri gibi çalışmadığı için usandığı ve senin hayatının yarısını doktor muayenelerinde geçirdiğin zaman olacak.
The worst moment of your life is gonna be when Tommy dies, or when he doesn't die and he's in pain and frustrated because his body won't do what he wants it to do, or his brain doesn't work like the other kids'brains work, and you're spending half your life going to the doctor's office.
Erkeklerin onu neden bu kadar beğendiklerini anlıyorum ama vücudu içindeki insandan ayırıp yargılayacak kadar olgun bir insan olduğum için...
I mean, I... Yeah, I can see why some guys would think that she's hot, but I have a tough time separating the body from who the person is inside.
- Vücudu bununla sarılmış.
- His body is full of it.
Millet, toplantı odasında Erin'in kendine güvenini tartışmak için gönüllü bir toplantı yapacağız. Vücudu hakkında.
Everyone, we have a voluntary meeting in the conference room to discuss Erin's confidence.
Yeni evliler James ve Betsy Drews evlendiklerinden sadece bir hafta sonra bizden ayrıldılar. Kenneth Darwin'in vücudu parçalanmıştı.
Newlyweds John and Rebecca Cally tortured, each tooth slowly ripped from their gums.
O Johnny, ama onun vücudu Wilkes tarafından ele geçirildi.
But he's been possessed by Wilkes, the warden.
İnsan vücudu, onu hayatta tutan sistemlerden oluşur.
The human body is made up of systems that keep it alive.
Mossad kızın cesedini Evans'ın vücudu soğumadan kaldırdı.
Mossad picked her up long before Evans'body went cold.
Vücudu bununla savaşamaz.
His body's not fighting back.
Söylesene. Korktuğu zaman sana yaklaştığında ve titreyen vücudu sana değdiğinde dudakları sana dokunduğunda burana, buralarına ve burana çok güzel oluyor, değil mi?
Tell me something... when she's scared and she's holding you close, and her trembling skin is close to you, her soft lips are touching you here, all over here, and over here... feels good, don't it?
Onun vücudu, kasları sadece benim için.
His body, his muscles are just for me.
Sheela'nın muhteşem gencecik vücudu...
Sheela's sensuous youth...
Başı, vücudu.
Head, body.
Tam otobüsün çarptığı noktada vücudu öne gidiyordu- -
It's the point of impact when the bus was hit, and her body going forward- -
Kanguru boks maçlarında kartı tutan kız, bu yüzden iyi bir vücudu var ve de zengin.
She's a card girl at kangaroo boxing matches, so she's got a body, and she's loaded.
Bir kadın vücudu hakkında hiçbirşey bilmiyorum, ve müthiş seksi bir kızla yarın yatacağım!
I got stresses too! I don't know nothing about a woman's body, and I got one sleeping over tomorrow, and she's sexual as hell!
Vücudu dondurulmuş gibi.
He seems to be in stasis.
Neyse, Monica çok güzeldi ve vücudu- -
Anyway, she was really, really pretty and she had a body to...
Sana bir ipucu vermeyi isterdim ama zavallı Bay Johnson'ın vücudu yangında mahvolmuş ve benimle konuşmuyor.
I wish I could provide you with a lead, but poor Mr. Johnson's body here was so ravaged by fire that he just isn't talking to me.
- Bir haftada iki tane aşırı şiddetli yangın, kemikleri ve vücudu yakıp kül ediyor. Evet.
- Twice in one week, fires so intense they cremated bone and incinerated flesh.
Kadın cinselliği, cinsel devrim, insan vücudu, onarımsal matematik...
Women's sexuality, sexual revolution, the human body, remedial math...
Eğer bundan gözüne bir damla damlattıysa vücudu neredeyse anında iflas etmiştir.
If she put a drop of that in her eye it would shut down her body almost immediately.
Hayır, vücudu... soğuk *, ve geciktirilmiş çürüme işaretleri gösteriyor.
No, the body... it's cold, and it's exhibiting signs of delayed decomposition.
Kadının iç çamaşırlarını çıkarır. Ve işte çıplak vücudu! Şahane bir sanat eseri!
He reaches for her undergarment and her ample derriere rubs against his royal body.
Onunda istediği gibi vücudu ingiltereye gönderildi.
Her body was sent back to England as regard to her wishes
O Tian jin'de insan vücudu üzerinde, gizemli çalışmalar yapılan bir organizasyon kurdu.
He set up a mysterious organization in Tianjin to study the extremes of the human body
Bu arada Max uyuttu yakın arkadaşı Penny'i vücudu alçılar içindeyken Max'de Kent'e çekti muameleyi...
♪ Meanwhile Max, huh ♪ ♪ drugged his good friend Penny ♪ ♪ in a half-body cast ♪
Sonraki gün- - " vücudu zayıf düştü ve komaya girdi
Next day- - "his body rebelled. He's in a coma."
Onu doğuran hiçbir kadının vücudu kendine gelemez.
No body could recover from that.
- Vücudu çok mu yağlı?
- Butter body?
Ve sonra vücudu aniden toz oldu.
How is that possible?
Vücudu hakkında tartışacağız.
Her body.
Kendi seksi vücudu içinde kendisini rahat ettirmek istiyorum.
- Congratulations!