Vücudunuz traducir inglés
238 traducción paralela
Şöyle uzanın, ölümden sonra vücudunuz sertleşene kadar.
Lie down until rigor mortis sets in.
Vücudunuz suyla hemen hemen düz bir şekilde temas kursun.
Enter the water in an almost prone position.
Muntazam bir vücudunuz, hoş bir yüzünüz var ve iyi huylusunuz.
You're built well, got a pretty face, nice manners.
Yalınayak, sıska ve çıplak, Vücudunuz ancak giydiriliyor...
Barefooted, gaunt and smutty, With your body barely clad...
İç karartıcı köşemde'Nasıl Güzel Bir Vücudunuz Olur'u yazıyorum.
Writing that same dreary column on how to keep the body beautiful.
" Vücudunuz 35'ten sonra fonksiyonunu yerine getirecek mi?
" Will your body function after you're 35?
Vücudunuz dik durursa ruhunuz da dik durur.
If the body is upright, so is the soul
Birkaç ay düzenli egzersiz yaparsanız harika bir vücudunuz olur.
A couple of months of regular exercise... and you'll be in great condition.
Bana bir iyilik yapıp vücudum çökmeden önce bir fincan kahve getirebilir misin? Korkarım vücudunuz çökecek.
Would you please do me a favor and get me a cup of coffee before I collapse?
Vücudunuz için su, mayalanmış arpadan daha iyidir.
Water's far better for your system than fermented grain.
Yalnız vücudunuz biraz orantısız.
Of course, we are a tiny bit oddly proportioned.
Güzel bir vücudunuz var.
You've a good figure.
Tüm vücudunuz mu?
Your whole body?
Vücudunuz oldukça gergin.
Your body is quite stiff.
- Vücudunuz güzel desem beni suçlar mıydınız?
If I said you had a beautiful body Would you hold it against me?
Çok güzel bir vücudunuz olduğunu söylesem, bunu bana karşı kullanır mıydınız?
"If I said you had a beautiful body, would you hold it against me?"
Sizin... sizin vücudunuz yoktur.
You are - You don't have a body.
Vücudunuz sizsiniz.
You are your body.
Vücudunuz, özellikle de sinir sisteminiz, yeni koşullara uyum göstermek zorunda.
Your body and especially your nervous system have to adjust to the new conditions.
Çünkü o sizin gerçek vücudunuz.
Because she is your true flesh.
Şimdi kalbiniz bomboş, benliğinize sahip, kusursuzluğunuza. Yeni vücudunuz, artık evrenin kendisi, Tanrı'nın şaheseri.
Now you are an empty heart, opwn to receive your true essence, your own perfection, your new body, which is the universe,
Çok güzel bir vücudunuz var.
You have a great body.
Eğer aşk, zevk içinse vücudunuz teslim olur.
" If to love's pleasure your body surrenders
Çünkü çelik gibi bir vücudunuz yok.
Because you don't have bodies of steel.
Ama vücudunuz daha iyi.
But you're better in the flesh.
Harika bir vücudunuz var biliyor musunuz?
Do you know that you have a great body?
Bırakın vücudunuz düşsün!
Let your body fall!
- Bu tarafa, vücudunuz bu tarafa baksın.
- This way, your body.
Bayan Uumellmahaye galiba vücudunuz yok.
Miss Uumellmahaye it seems that you have no body.
Ve vücudunuz aşırı seksten hasar görmüş.
And your body overindulged in sexual excess.
Vücudunuz siz ne yiyorsanız, odur.
Your body is... you are what you eat.
Sizin vücudunuz küçük daha kolay çıkabilirsiniz.
what am I doing here?
Vücudunuz bulunacağı zaman, oldukça kalitesiz cinayet öyküleri olacak. Kauçuk çanta ve kovalarca mendile ağlayan eski eşiniz.
when your body's found there will be some rather tacky grand guignolwith the mortuary people- - a rubber bag and your ex-wife crying buckets into a handkerchief.
Gerçek şu ki, vücudunuz, hayatınızda sahip olacağınız tek vücuttur.
The fact is that your body is the only body that you will ever own.
Vücudunuz karşı cinse ilgi duymaya başlar.
IN YOUR ATTITUDE TOWARDS THE OPPOSITE SEX.
Vücudunuz süngünün üstünde.
Body over bayonet.
Cehennemim karanlıklarında mühürleneceksiniz vücudunuz ve ruhunuz donacak!
Not a single ray of light can penetrate it! You will be locked inside this hell of darkness, both body and spirit, until you are dead!
Vücudunuz, "Bana bakın. Beni takdir edin." diyebilsin.
You can have a body that cries out "Look at me", "Admire me!"
Vücudunuz Wisconsin Bulvarı'na salça gibi yayıldı!
Your body's a cream sauce all over Wisconsin Avenue!
Bir vücudunuz yok.
A no-body.
Peki, Dr. Fleischman ki vücudunuz için yapabileceğiniz kötü şey olduğunu söylüyor.
Well, Dr. Fleischman says that's the worst thing you can do to your body.
Evet, vücudunuz sıkı olmalı.
Yes, your body must be tight.
Yeni vücudunuz gecikince, sabırlı olmayı savunmak zor.
Patience is hard to advocate with the delay delivering your new body.
Ama onunki gibi bir vücudunuz olunca başka bir desteğe ihtiyacınız olmazdı.
But with a body like hers, no support was necessary.
Başarıya ulaşmak için vücudunuz çelik gibi sert olmalı. - Kalkacak halim kalmadı.
To achieve the highest level, your body must be hard as steel.
Evet, özür dilerim. Vücudunuz adınızı gölgeliyor.
I'm sorry, your name was partially obscured by some errant flesh.
Birden vücudunuz Geiger sayacı gibi herşeye tepki verir... yiyeceklere, havaya, herşeye.
Suddenly your body reacts to everything around you like a Geiger counter... food, air, everything.
Vücudunuz bir heykeltraşa aletlerini fırlattırıp, dikkat etmesi gerekirken pencereden bakan asistanını yaralamasına neden olur, farkındayım.
I know that your figure would make a sculptor cast aside his tools... injuring his assistant who was looking out the window instead of paying attention.
Merak ediyorum, eğer güzel bir vücudunuz var deseydim yinede bana sarılmak istermiydiniz?
I was wondering, if I said you had a beautiful body would you hold it against me?
Gerçek vücudunuz koruma odasında.
Your real body is in stasis.
Ve vücudunuz da, mükemmel!
And your body, perfect!