English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ W ] / Wasted

Wasted traducir inglés

5,105 traducción paralela
Şüpheleriniz vardı çünkü bu akşamın boşa geçeceğini düşünüyordunuz ama artık o kadar emin değilsiniz.
You were skeptical because you thought... This was going to be a wasted evening, but now you're not so sure.
Bu akşamın boşa geçeceğini düşünüyordunuz ama artık o kadar emin değilsiniz.
You thought this was going to be a wasted evening, but now you're not so sure.
Çok zaman kaybettik zaten. Tamam mı?
We've wasted enough time already.
Eve mahvolmuş bir şekilde geliyorsun.
- You come home totally wasted.
Ne diyeceğim şimdi onlara? "Hani soluğun kesildi de seni canlandırdık ya!"
I wouldn't have wasted my time taking care of them. Hey, remember you weren't breathing, but I brought you back to life?
World-Wide-Web'de zaman harcamış herkes "darknet" denilen bu mecrada tanıştı.
Everyone who wasted their time on the World-Wide-Web met here in the so-called "darknet"
Ama günümü harcamadım.
But my day wasn't all wasted.
Gençler, gençliklerini boşa geçiriyorlar.
Youth is wasted on the young.
Eminim, sen geçirmemişsindir.
I bet it wasn't wasted on you.
- Harcadın hepsini.
- You wasted it.
Sizi öldürmeye fırsatı vardı ve bunu boşa harcadı.
He had a chance to kill you and he wasted it.
Zaten yeterince kaybettiniz.
You've wasted enough time already.
Bir çırak arayarak çok zaman kaybettim.
I wasted a lot of time looking for an apprentice.
Boşa gezmiş oldun.
You've wasted a journey.
Yeteneklerine orada yazık mı olur diye.
Whether her talents would be wasted there.
Umarım seni yanımıda getirerek kaynaklarımı ziyan etmemişimdir.
I hope I haven't wasted funds, bringing you along.
Müsaadenizle.
- and she had wasted enough energy - Excuse me.
Bir motel odasında sarhoş olmanla ilgisi var.
It's about getting wasted in a motel room.
Sarhoş olmadım, anne.
I wasn't wasted, Mom.
- Çok sarhoştun.
- You were wasted.
Ona yol gösterecek kimse yoktu bu yüzden uzun yılları nı boşa harcadı.
He wasted many years since there was no one to guide him.
Umudum o yönde, aksi halde bütün emekler boşa gitmiş olacak.
I hope so, otherwise it would have been a wasted journey.
Fırsatı tepenlerden.
Wasted opportunity, this one.
Telefonda şoke edici iddialarda bulundun ve ben zamanımı çarçur etmeyi sevmem.
You made some pretty outrageous claims on the phone, and I don't like my time wasted.
Düğünler beni deli eder ve dün akşam da dağılmış durumdaydım.
They make me crazy, and, obviously, I was pretty wasted.
Hasretli düşüncelerinle harcadığın her dakika Amerikalıları daha büyük bir tehlikeye atıyor ve ben bunu tolere edemem.
Any time wasted on wishful thinking is putting American lives in greater danger, and I won't tolerate that.
Bütün boşa giden masraflarımız...
The motor oil was an indicator. Yeah, of our wasted expenditure...
Buraya gelirken birinci sınıf bilet harcadığın için üzgünüm.
I'm sorry you wasted a first-class ticket out here.
Boşa harcanmış enerji, değil mi?
Wasted energy, isn't it?
Herkes ya sarhoş ya da sevişiyor.
Everybody's either wasted or hooking up.
Okulu aramak için bir sürü zaman ve kaynak harcadık.
We just wasted time and resources searching that school.
Trajik olan ölüm değil, ziyan olmaktır Dr. Gideon.
The tragedy is not to die, Abel, but to be wasted.
Günümüzün bir saatini boşa harcadık.
Just wasted an hour of our day.
Gizli çalışma yaşında boşa.
Years of undercover work wasted.
Ben hayatına girmeseydim annesi ayyaş sinir sorunu olan değersiz birinden ibaret olurdun.
If I hadn't walked into your life, you'd just be a wasted nobody with a boozy mom and a temper problem.
Çok içmişti, ben de çok içmiştim.
He was wasted, I was wasted.
Tavukları götürürken oldu, berbat oldular.
Oh, I got jumped delivering chicken, fucking wasted.
Babanın durumu da berbat görünüyor.
Your dad looks like he's fucking wasted.
Biliyorum, vaktinizi harcadıysak da özür dilerim.
I know, and I apologize if we have wasted your time.
Hayır, kimsenin vaktini harcamadın.
No, you ain't wasted nobody's time.
Daha öğlen bile olmadan hepimizin kafası bir milyon olmuştu.
Wasn't even noon yet and we were all wasted.
Eğer beni bulamayacak olursa, çikolatalar boşa gider.
And if he can't find me, they'll be wasted.
İki günümü memure göster ama elletmeyle harcadım.
I mean, two days I wasted on Officer Twat Tease.
İki hafta dışarı çıktım. Onda da zamanımın yarısını senin kıçını ararken geçirdim.
I had a solid two weeks out of this joint, and I wasted half that time looking for your sorry ass.
Gençliğimiz harcandı.
Your youth is wasted.
Vaktinizi harcadıysam üzgünüm.
Sorry if I wasted your time.
- Kendi vaktimi harcadığım bir gerçek.
- I certainly wasted mine.
- Şaplak at.
- Are you wasted?
- Çıkamazsın.
I'm being wasted here!
- Yeterince zaman harcadık.
We already wasted enough time.
Kahretsin Crowley.
♪ and I'm wasted, and I can't find my way home ♪ Damn it, Crowley.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]