Wealth traducir inglés
2,595 traducción paralela
Bu zenginlik, bu refah içinde yaşadığın bu Lanka Adası tüm bunlar bana ait kraliçem.
This wealth, this prosperity, this golden Lanka that you live in, my queen.. All this, belongs to me.
Madem kütük sağlam sende, ateş etsene bana. Ters yön amına koyayım.
Since your bundle is so thick, why don't you spread the wealth over this way.
Elimizde çok sağlıklı, antik zamanlardan kalma ve taştan yapılma bilgiler mevcut ki, bizleri yönlendireceği istikamette antik atalarımızın gerçekte öylecene yeryüzünde doğmadıkları, uzak geçmişte, buraya bir yerlerden geldikleri fikrine götürür.
We have an incredible wealth of information, in stone, preserved from ancient times, that can lead us in a direction of really knowing that the ancient ancestors of modern humans were not simply born on Earth but came here from somewhere else.
Bütün servetinden vazgeçmeye razı mısın?
Are you willing to give up your wealth?
Bununla benim nişanlım ol, her şeyim ol.
Be you betrothed to me with this, my wealth.
O garip kızın söylediği gibi Samshin Nine'nin sayesinde zengin bir ailede doğmuşsan bu zenginliği koruma ve geliştirme görevin vardır.
Like that weird girl said, if you were born in a rich family due to Samshin Granny's randomness, you have the duty to preserve and expand this wealth.
Güzelliği ve zenginliğiyle başka birini sevemez mi sanıyorsun?
With her beauty and her wealth, she couldn't have a man?
Hepsini bir arada bulmak zorken bir de aşk mı istiyorsun?
Family, academic background, and wealth... these are not easy to match. And you want love in addition to those?
Buyeo'yu kurmak senin harcın mı sanıyorsun?
Is it your goal to gain wealth or to raise Buyeo again?
Kıymetli hazinemiz güvende olmalı.
- Our wealth must be kept safe.
Kral Rişar'ın adına, dışarıdaki maceralarınızın ödemeleri için bizi soyup soğana çevirdin.
In the name of King Richard, you have stripped our wealth to pay for foreign adventures.
Papa hazretleri senin bal likörü alemi yaptığını biliyor mu?
Does His Holiness know about your wealth of honey?
"Servetin yeniden dağıtımı" gibi cümleler kullanıyorlar.
They use phrases like "redistribution of wealth."
Kayıtlara geçsin isterim,.. ... benim seçim kampanyam, servetin hükümet eliyle en zengin Amerikalılara dağıtılmasına şiddetle karşı!
For the record, my campaign is vehemently against the distribution of wealth to the richest Americans by our government.
Varlıklı olduğu belli bir adamı, içinde bulunduğu hayattan kurtulma bileti olarak görmesi ve kendine hedef seçmesiyle ilgili.
How she saw a man with signs of wealth.... as a ticket out of the life she was in. And chose to target him.
Eğer Tanrı bana güzellik ve serveti bahşetseydi ne siz benden bu kadar kolay ayrılabilirdiniz ne de ben sizden.
And if God had blessed me with beauty and wealth, I could make it as hard for you to leave me as it is for I to leave you.
Evliliğimiz, toprak ve zenginlik amacıyla ayarlandı.
Our marriage was arranged for land and wealth.
Size zenginliğimin kaynağını anlatayım.
Let me tell you where it came from my wealth.
Zenginlik ve yoksulluk.
Wealth and poverty.
Mal varlığımdan birazını dağıtmak istiyorum.
I wanna squander some wealth.
Bunlar beni zenginliğe zincirleyen prangalar.
Shackles, chaining me to wealth.
İngiltere, kadınlarının değerini ve katkılarını fark edene kadar tüm kudretine rağmen ikinci dünya ülkesi olarak kalacak.
Until England fully recognizes the worth and contributions of women, will she'll be anything other than a second class country despite all her wealth.
Sağlığım yerindeydi, gücüm vardı ama zenginler de ölür.
I have wealth, power. But rich men die, too.
Tüm varlığımı ve servetimi paylaşmak istediğim kişiyi.
Someone with whom I want to share all my wealth and fortune with.
Benim sevgim öyle büyüyüp çoğalmış ki, varlığımın yarısını bile..
But my true love is grown to such excess, I cannot sum up sum of... half my wealth.
Sadece Cecile ailesine güvenebilirdim çünkü malı mülkü bırak kaderleri bile benim elimdeydi.
I could only ever trust the Cecile because their wealth, their power, their survival, all depended on me.
Sağlık ve mutluluk kazanacaksınız
You will gain wealth and happiness
Memurlar, bilim adamları zengin Batılılar.
Government officials, scientists, or Westerners with great wealth.
Biscuit, kimsenin hayal edemeyeceği derecede bir servetin olabilir.
Biscuit.. you may have all the wealth anyone could everwant.
Ona her şeyimi verebilirim, ama onu koruyamam.
I can give wealth but can't protect her.
Bugüne kadar insanları zenginlik için öldürdük. Ama ilk defa bir aşk işlerine mani olacağız.
Till now we killed people for wealth and one-upmanship, but for the first time we're interfering in love matter,
Çok ender zengin oluyorum.
I rarely have wealth.
Hiçbiri senin olmayan, bu zenginliğin, etrafında olmak zor olmalı.
Must be hard, being around all this wealth, none of it yours.
Zenginliği seven bir adam bu.
The guy likes the perks of wealth.
Ama Modhu onun servetine ortak olamamı istedi.
But Modhu wanted me to be the heir to his wealth.
SU CAZİBESİ Çeviri : Utku Akar kurt _ thewolf. Göl ruhu, değirmenciye servet ve şans vaad etti.
Body of water the lake spirit promised the miller wealth and fortune.
Bizim büronun faydaları, serveti veya ebedî gençliği kapsamıyor.
The benefits of our bureau do not include wealth or eternal youth.
Karı, Chicago'daki herhangi biri ile paylaşabilirdim ama seninle paylaştım.
I shared the wealth. I could've shared it with anybody in Chicago.
Yaşayıp gördüm ki, çok fazla para insanı amaçsız yapıyor.
I've seen firsthand where wealth and aimlessness can lead.
İnsanlar tahmin ettiğim gibi maddi konularda çok ta cömert değiller.
And, well, people haven't been as... generous with material wealth as I had hoped.
Bende saygılarımla söylüyorum ki... varlığına veya statüsüne bakılmadan, her çocuk her parkta oynayabilmeli.
Well, I would like to respectfully say that any child should be able to play in any park, regardless of wealth or status.
Devlet memurları, güçlerini kişisel servetlerini artırmak için kullanamazlar.
Government employees can't use their power to enhance their personal wealth.
- Çok zengin bir tarihi vardır.
There's such a wealth of history there. No.
Gotham'ın servetiyle beslendiniz.
You've eaten Gotham's wealth.
Bu zenginlik.
That's wealth.
Buradan çıktığınız anda ilk önceliği servet olmayacaktır.
Outside here, wealth won't be his first priority
Babam servetini arttırmak istiyorsan, matematik önemlidir diyor.
Daddy says it's important if you want to increase your wealth.
Zenginliklerin bölüşülüp yeniden dağıtılmasını savunuyorum.
I'm serious. I'm in favour of redistributing wealth.
İnsanlarımızın, petrolün getirdigi refaha ihtiyacı var,
Our people need the wealth oil brings....
Sen de ona kesinlikle iletmissindir ki..
But you surely told him, 242 00 : 22 : 37,189 - - 00 : 22 : 40,108 That the wealth of oil was a gift of ALLAH?
Bilgi kaynağı gibi.
She's a wealth of information.