Weasels traducir inglés
157 traducción paralela
Aranızda numarasını bilen akıllı var mı?
Either of you weasels got her number? - No.
Bakabildiğiniz kadar bakın, aşağılık herifler!
So make the most of it, you weasels!
Ayağa kalkın sizi gidi çakallar.
Stand up on your feet, you weasels.
Bu sansar sürüsü benim mahkememi istila etti, buraya kasten ve kötü niyetle silahlanıp gürültü çıkarmaya...
Why, this pack of weasels invade the dignity of my courtroom, come in here armed with malice aforethought to kick up a rumpus...
Çakallar bile göze değişik gözükebilir.
Even weasels can fool people.
Bir erkek ne zaman seni reddetse, nedense hep sana iyilik yapmış olur.
Any time a man weasels out on you, turns out he's doing you a favor.
Marguerite ile seni çılgın samurlar gibi azarken yakalayacaklarını biliyordum.
Of course I knew they'd find you and Marguerite rutting away like crazed weasels.
Hadi ama sizi çakallar.
Come on, you weasels.
Cadıavcısı, eğer, tesadüfen cadımsı birine denkgeliverirseniz, onun suçluluğunu nasıl ispat edersiniz?
So you see, Blackadder, Field Marshal Haig is most anxious to eliminate all these German spies. Filthy Hun weasels fighting their dirty underhand war!
Arkadaşlarınıza katılın, sansarlar.
Go join your friends, you weasels.
kuduz gelincikler.
Rabid weasels.
Bu kuduz gelinciklerle ne halt ediyorsun?
What the hell are you doing with a bunch of rabid weasels?
Poşette gelincikler yok.
It's not weasels in the bags.
- Korkak tavuklar ihtiyatlı davranır.
- Weasels are practical.
Şimdi geliyorum oraya, sizi küçük sansarlar.
NOW YOU'RE GOING TO GET IT, YOU LITTLE WEASELS!
Evet, bu iş için çok yetenekliler.
- Weasels? - Yes. I find they have a special gift for the work.
Ama evde beni gelincikler bekliyordu.
But the weasels were there, waiting for me. So...
Gelincikler beni ele geçirecek olursa, beni bandırırlar.
- If the weasels get their hands on me... - Are you in there? - I'm as good as dipped.
Çıkartın beni buradan gelincikler.
Hey, you weasels, let me out of here, will ya?
Hemen gelecektim ama gelinciklerden kurtulmam gerekiyordu.
Would have been here right after you called, but I had to shake the weasels.
Elerini kaldır yoksa yargıcı vururum.
All right, weasels, grab some sky or I'll let the judge have it!
Eddie, gelinciklerin karşında ettiğin dans çok komikti.
Hey, Eddie, that was a pretty funny dance you did for the weasels.
Namussuz Alman çakalları elaltından iğrenç tezgahlar çeviriyorlar!
Filthy Hun weasels fighting their dirty underhand war!
Onları sansar gibi ortadan kaldıracağız.
We'll wipe them out like weasels.
O yalancı pislikler olayı örtbas ettiler.
Those lying weasels covered it up pretty well.
Bir çevresel etkileşim raporuna göre kalan az sayıdaki gelincik de Packard şirketinin Ghostwood projesiyle beraber yeryüzünden silinecek.
According to an environmental impact report, what few pine weasels remain will be all but wiped out with the Packard plans for Ghostwood development.
- Sahipsiz bir köpek, rakun, kuş?
Stray dogs, raccoons, birds, weasels.
- Sizi sansarlar!
You weasels!
Her neyse, Peggy, bankadaki solucansız sansarlar bir sonraki hissedarlar toplantısında benim konuşmacı olmamı istiyorlar.
Anyway, Peggy, those wormless weasels at the bank want me to be the speaker at the next shareholders'meeting.
Her halükarda, ben karışmam. - Hayır, lütfen. Lütfen.
Funny how the only time you care is when one of your weasels gets it.
İspiyoncular öldükten sonra değerleniyor galiba.
Funny how the only time you care is when one of your weasels gets it.
Özellikle Gelincikler.
weasels. Particularly.
- Gelinciklere sanırım.
Oh. Some weasels. I believe.
Gelincikler!
Weasels?
Gelinciklerin Kurbağa Malikanesi'ni istediklerini biliyorsun.
You know perfectly well the weasels are after Toad Hall.
Siz Gelincikler'den korkmuyorum.
I'm not afraid of you weasels.
Biz Gelincikler'e bak.
Take us weasels.
Gelincikler sana kötü davrandı mı Köstebek?
Were the weasels beastly to you. Moley? Mmm.
- Kurbağa çayırını mı sattı?
Toad sold his meadow to the weasels?
Yüzlerce Gelincik bana saldırdı.
I was attacked by weasels. Hundreds of them.
- Yüz!
- [Weasels] One hundred!
Hepsi bir piknik için. Yapabileceğimiz bir şey olmalı. Kurbağa Malikanesi'ni bıraktığımız anda, Gelincikler buraya gelir Gelincik gibi.
The weasels will be in here like... weasels.
Ve bu da demek ki Gelincikler'den başkası giremez.
And that means nobody's allowed here except weasels.
"Altı yeni arabanın parasını ödeyemediği için Bay Kurbağa'nın mülküne el koyan Gelincikler 15 saniye içinde yerle bir olacağını söylediler."
"Weasels. Who say they took the property over from Mr. Toad... " when he defaulted on repayment of six new motorcars... say it will be reduced to rubble in 15 seconds. "
- Gelincikler Kurbağa Malikanesi'ni patlatırken Kurbağa orada volta atamaz.
- We can'tjust leave Toad in there, twiddling his thumbs... while the weasels blow up Toad Hall.
O zaman Gelincikler Kurbağa Malikanesi'ni patlatırken sen burada volta at.
Oh? Then you can sit here. Twiddling your thumbs... while the weasels blow up Toad Hall.
Gelincikler Kurbağa Malikanesi'ni patlatırken orada voltalamamı beklemediniz, değil mi?
You don't think I'd stay there twiddling my thumbs... while the weasels blow up Toad Hall. Do you?
Gelincikler geliyor.
It's the weasels.
Gelincikler'e göstereceğiz Köstebek!
We'll teach those weasels.
Davacı bir şey diyemez mi?
[Weasels Yelling]
Bilmiyorsan Köstebek, Gelincikler'in aklını karıştırmak en iyisidir.
If in doubt. It's often best to help keep the weasels confused... stay one step ahead of their game. Mole.