Whether traducir inglés
19,540 traducción paralela
Ölürsen da olmasın, karar seninindir.
Whether you die or not, the decision is yours.
Ayrıca, bursunu alıp almamaya karar vermek gibi zor bir duruma sokma beni.
Also, don't put me in the awkward position of having to decide whether to terminate your scholarship.
Epifanio'ya ister söyler, ister söylemezsin.
You decide whether to tell Epifanio what you know... or not.
Eğer 10'a çıkarsa yavaş ve acılı bir şekilde öleceğiz. Dışarı çıksak da çıkmasak da.
If it gets to 10 we'll die a slow and painful death whether we get out or not.
Kusura bakma, istesen de istemesen de onunla yarışacağım.
I'm sorry, but I'm racing him, whether you want me to or not.
Onu yenmem gerekiyor. Yeneceğim de sizin yardımınız olsun ya da olmasın.
I have to beat him, and I'm going to, whether I have your help or not.
Tanığı kaybetmen veya yalan söylemen senin suçun!
Whether you lost the witness or lied about it, this is on you!
Hayalet mi değil mi kendi gözlerimle görmem lazım.
Whether he's a ghost or not, I just really need to see it with my own eyes...
Bizler de sadece bu vakanın Twitter intiharı mı Twitter cinayeti mi olduğu hakkında bilgi toplamaya çalışıyoruz.
We're simply trying to gather information on whether was a Twitter suicide or Twitter homicide.
Richard, takdir eder misin bilmem ama aslında bir planım var.
Richard, whether you appreciate this or not, I do actually have a plan here.
Anne, hoşuna gitse de gitmese de artık sadece sen ve ben varız.
Mom, it's me and you now whether you like it or not.
Bu istesek de istemesek de olacak, değil mi?
This is going to happen whether we like it or not, isn't it?
Seni geri alsın ya da almasın.
Whether she takes you back or not.
İşlem yüzünden doğum başlarsa prematüre bir bebeğin bakımını üstlenip üstlenemeyeceğiniz hakkında düşünmelisiniz.
If the procedure causes you to go into labor, I need you guys to really think about whether you could care for a baby that premature.
Çünkü size birbirinizle çıkmanızı söylerek çok fazla zaman harcamıştım.
'Cause I have spent a lot of time talking to both of you about whether you should date each other.
"Kalıp kalamayacağıma karar verince bana haber ver."
"Text me once you've reached a verdict on whether or not I can stay."
hayat kısa, Ve galiba güvercin kütüklerden yapılmış kulübede Çünkü o erkek de kızda olsa,
It's a real short life, and I guess I'm a log cabin pigeon, because whether he's a male or a female,
Beyin hasarı olup olmadığını ayılıncaya kadar bilemeyecekler.
They won't know until he comes around whether there's brain damage.
Yapmam mı gerekiyor yapmamam mı gerekiyor, öğrenmek istiyorum.
I just wanted to know whether or not I should do it.
Geri dönüp dönmeyeceğini bilmemek değil, onun gitmesini izlemek.
Not finding out whether or not he was coming back, but watching him go.
Niyetiniz bu durum değişinceye kadar beni, babamı ve kardeşlerimi bırakmamaksa asla salınmayabilirler. Ben de buradan asla ayrılamayabilirim.
If your intention is to wait until that changes to deem whether it's safe to free my father and brothers, they may never be released, and I may never get to leave.
Erkek de olsanız kadın da olsanız birbirimize harika şekilde uyabiliriz
♪ Whether you're a he or a she ♪ ♪ We might be a perfect fit ♪
Demiryolu köprüsü bir değişiklik olabilir. Bizimle çalışmak ister misiniz diye merak ediyorum.
A railway viaduct may be something of a departure, but I was wondering whether you'd be willing to invest in us.
Çoğu kişi benim yetkinliğimi sorguladı. Bir şeyler katıp katamayacağımı.
Many have questioned my relevance, whether I still have something to offer.
Bu çağda Kraliçe'nin eşinin kocasının, onun yanında durmasının yerine eğilmesinin doğru olup olmadığını sordum.
Whether it was right in this day and age that the Queen's consort, her husband, should kneel to her rather than stand beside her.
Başlamışken bulutlarda yaşayıp da kanseri atlatıp atlatmamamızı önemseyen biri olduğuna da inanayım bari.
I might as well start pretending there's a person who lives in the clouds who cares whether we survive cancer or not.
Adam yaşlı, yetişkin, memur tanımaz.
But this guy doesn't care whether you're older, an adult, or an officer.
Renard'ın bilip bilmediğini öğrenmemiz gerek.
We need to find out whether Renard knew.
Düşüncemizin katlanması mı güzel...
" Whether'tis nobler in the mind to suffer
Bu boşluğu doldurmak isteyip istemediğini merak ettim.
And I was wondering whether you might be interested in filling that gap?
Bu toplantının büyük bir öneme sahip olduğu söyleniyor. Bu yüzden Downing Caddesi yardım edip edemeyeceğimizi merak ediyor.
Now, the feeling is the meeting is of the utmost importance so Downing Street was wondering whether we might be able to help.
Özel sekreterim olarak Martin Charteris yerine Michael Adeane'i seçmek konusunda çağırmıştım.
I asked you here to discuss whether I should take Michael Adeane for my Private Secretary, rather than Martin Charteris.
Bir noktada her lider kendisine şunu sormalı. Makamında kalmaya devam ederek ülkesine bir şeyler mi veriyor yoksa ondan alıyor mu?
At some point, every leader must ask himself whether by staying in office, he is giving to the country, or taking from it.
Veliler endişeli, okulun hiçbir sebep göstermeden ve çocukların durumuna ilişkin bir bilgi vermeden öğrencileri tuttuğu söyleniyor.
Parents are growing concerned as the school is said to be holding students indefinitely with no word as to whether or not their children are safe.
İster gündüz ister gece, beni kendimden geçiriyor.
"Whether day or night, it's lost in a trance..."
Bir şey soracaktım, müsait misin?
I wanted to ask whether... you're free.
"Özür mü dilesem, teşekkür mü etsem yoksa..."
"I don't know whether I should say sorry, thanks..."
Sana gelip Saru'nun bana mesaj bırakıp bırakmadığını sordum.
I came asking you whether she left a message for me or not...
Anne baba çocuğunu kutsasa da lanetlese de Tanrı bunu kabul eder.
Whether a parent gives a blessing and curse... God fulfils all of it.
Yardımın için minnettarım, fakat kafalarına bir mermi yerleştirmeden önce... seninle avukatlarıyla görüşme hakları olup olmadığına dair... etik bir tartışma yaşamak istemiyorum.
I appreciate your assistance, but I'm not interested in having an ethical debate with you about whether they have the right to consult with an attorney before I put a bullet in their head.
İşler o kadar kolay değişmez. Ordu da polis de mutlak kontrole sahipti.
So, we need to determine whether these attacks are part of a larger political agenda, or the work of a disturbed individual.
Uluslararası olsun, olmasın herhangi bir kalabalık alanda yaşanacak patlamada kitlesel çapta insan ölümleri yaşanacaktır.
Which means that detonation- - whether intentional or otherwise- - in a populated area... We're gonna be looking at a mass body count.
Sizi barındırıp barındıramayacağımıza oylama karar vereceği için üzgünüm.
I'm sorry that the vote will determine whether or not we can harbor you.
Bu yolu takip eden bizler ister birer Acemi olalım ister onuncu basamağa ulaşmış olalım hepimiz dış dünyayla olan ilişkimizle mücadele içindeyiz.
We who follow this path, whether we are a Novice or we have reached the tenth rung, we struggle with our relationship with the outside world.
Gidip Connie'yi bulmamın doğru olup olmadığına gelince...
As to whether I was right to go find Connie...
Ordumuz olsa da olmasa da Isabella'ya yardım etmeye gitmeliyiz.
We must come to Isabella's aid, whether we have an army or no.
Bu sizin ölüye nereden baktığına bağlı bir şey.
Depends on whether you're a glass-half-dead kind of guy.
Şu an önemli olan hayatı değil.
Whether he lives or dies is not the matter here.
Yüzbaşı Yoo Shi Jin'in de cezalandırılması ya da serbest bırakılması konusunda sizin kararınıza saygı duyacağız.
Regarding Captain Yoo Si Jin, whether he is punished or commended, we will respect your judgement.
Burayı ister yıkarım ister yıkmam bana kalmış.
Whether... I dig this place up to make a palace or not,
Tıbbi terimleri bırak.
Just tell me whether or not you can save him... as a doctor. Enough with the complicated stuff.