Wild traducir inglés
13,127 traducción paralela
- Hareketli bir gün müydü?
Wild day?
Mariachi grupları, vahşi köpekler zıplayan fasulyeler çünkü içinde kurt var.
Uh, mariachi bands, wild dogs, beans that jump around'cause there's a worm inside.
Serseri.
You wild boy!
Serseri, romantik serseri.
A romantic wild boy at that.
Tahmin et.
Take a wild guess.
Hatırladığım kadarıyla kalbim çok hızlı atıyordu Max, derken hayal gücüm deli gibi çalışmaya başladı, düşünüyordum,
And I remember that my heart was beating so fast, Max, then my imagination just started going wild,
Şimdi kafadan atacağım ve bu Messer'in aslında olmadığını söyleyeceğim.
No, just some bank info. All right, so I'm gonna take a wild guess and say that this Messer does not exist.
Ama dul Mary aynı zaman da kapalı bir kutu.
But a widowed Mary is also a wild card.
Yaban Mersininden 17 kat fazla antioksidana sahip..
It has 17 times the antioxidants of wild blueberries
♪ Them wild-eyed boys that had been away
♪ them wild-eyed boys that had been away ♪
Çok arsızsın Olalla.
You are too wild, Olalla.
Tıpkı kardeşin gibi vahşi ve özgür olmak.
To be like your sister... wild and free.
Çok vahşiydi!
She was so wild.
Duyduğuma göre ortalık bir hayli karışmış.
I heard it was like the Wild West out there.
Başka nerede, yerel ekonomiye katkı sağlarken vahşi yönünüzü bir kenara bırakıp rahatlayabilirsiniz ki?
Where else can you let loose your wild side while still being a part of helping the local economy?
Vahşi su samurlarının hayatını canlı yayından izliyorum.
It's a live stream of wild otters.
Ama eğer buradaki bir vahşi tavşansa...
But if, uh, you got a wild hare...
Jane hala joker.
Jane's still a wild card.
İhtiyacın olan şey kafanı boşaltmak ve doğaya çıkmak.
What you need is to get out of your head and go wild.
Sonra da cesedi ormana atıp üzerini jambonla kapladın o da vahşi hayvanları çekti.
Then you dumped the body in the woods and you covered it with ham, so it would attract the wild animals.
400 küçük ölümcül vektör, salınmaya hazır.
Four hundred tiny viral vectors, ready to be released into the wild.
Rita çocuklarının taşkınlık yapmasına izin veriyor.
Rita lets those kids run wild.
Kabaca bir tahminde bulunup ve U.S. Continent vakfının Javier'in evinin sahibi olduğunu söyleyeceğim.
I'm gonna take a wild guess and say U.S. Continent Trust owns Javier's house.
Bitirdik.
And JJ's right, local news and radio outlets are going wild with this being a blood worshiping cult murder. We're done.
Guangzhou'yu iptal et, yumurta beyazı, yabani mantar frittata...
Cancel Guangzhou, egg white wild mushroom frittata,
Seni çılgına çevirmesine izin verme.
Don't let your thoughts run wild.
Bu gece gerçekten zıvanadan çıktın, değil mi?
You're really going wild tonight, huh?
- Uçuk bir tahmin oldu.
That is a wild guess.
Kukui Lisesi'nin mucizevi, inanılmaz dönüşü karşısında seyirci resmen çıldırdı.
The crowd is going absolutely wild, as Kukui High has completed a miraculous, unbelievable comeback.
o çocuklar çılgındır, ama o bile Reaper'ın tırlarının peşine düşecek kadar deli değildir.
That boy is wild, but even he's not crazy enough to go straight after Reaper's trucks.
Ve kız ameliyattan çıkana kadar, Listo'nun ne yapacağı belirsiz olacak.
And Listo's gonna be a wild card until she comes out of surgery.
- Çılgınlık yapmak istedin.
- Sow your wild oats?
Müstakbel karımı mazur görün. Kendisi biraz yabanidir.
Er, do excuse my future wife, she's quite wild.
- Azgın ilişki.
Wild thang.
Çocuklarımızın azıtması hoşuna gidiyor çünkü onların Şeker Kasabası'nın belediye başkanı olan yavan babaları İyilik Timsali Bey gibi olmasından çok korkuyorsun.
You like our kids running wild'cause you're worried they're too much like their namby-pamby dad, Mr. Goody-Goody, Mayor of Vanillatown.
İkinizden biri "Vahşi Aygır Zevk Arttırıcıyı" biliyor mu?
Either of you familiar with Wild Stallion Romantic Enhancer?
Azıcık vahşileşip beni iyi göstermek ister misin?
Wanna go a little wild here and make me look good?
Zambiya vahşi köpeklerinin karşılaştığı zorluk da bu.
That's the challenge facing Zambia's wild dogs.
Tek başına gezen leoparın aksine vahşi köpeklerin hayatta kalabilmesi takım çalışmasına bağlı.
Unlike the solitary leopard, wild dogs depend for their survival on teamwork.
Sürü halinde hareket etmeleri, avlarını alt etmede vahşi köpekleri tek başına olmalarından on kat daha güçlü kılıyor.
Working as a pack allows wild dogs to take on prey ten times heavier than any one of them.
Çılgınca değil mi?
Isn't it wild?
- Ahududu çayı var mı acaba?
Do you have wild berry tea? No.
Aslar en yüksek kart, Valeler joker sayılır.
Aces are high only, one-eyed Jacks are wild.
Onu beyhude bir arayışa yönlendirdim.
I was leading him on a wild-goose chase.
Vahşi köpekler olağanüstü dayanıklılıklarına bel bağlarlar ve uzun mesafeli av koşularına ayak uydurmak neredeyse imkansız.
Wild dogs rely on extraordinary stamina and keeping up with their marathon hunts is nearly impossible.
Ama Zambiya'da, vahşi köpek ekibinin 64 km / h'lik bir hızla koşan sürüye ayak uydurmak için yenilikçi bir çözümü var.
But in Zambia, the wild dog team have a revolutionary solution to keep up with the pack running at over 40 miles an hour.
Zambiya'da, vahşi köpek ekibi 13 üyeli bir sürüye odaklanıyordu.
In Zambia, the wild dog team was focusing on a 13 strong pack.
Sürü hala kayıp olduğundan vahşi köpek ekibi bir gözlem uçağı kiralıyor.
With the pack still missing, the wild dog team chartered a spotter plane.
Bu havadan bakış açısı vahşi köpeklerin nasıl sürü halinde hareket ettiğini güzelce ortaya koydu.
This aerial perspective beautifully revealed how the wild dogs work together as a pack.
Vahşi köpek ekibi karadan bir avlanma kaydı yakalayabilmek için iki haftadan uzun bir süredir sürüyle takılıyordu.
The wild dog team have been keeping pace with the pack for over two weeks. Waiting to capture a hunt from the ground.
Pek bir ilginçtir.
It's pretty wild.