Women traducir inglés
52,845 traducción paralela
Son olarak da bütün kadınların zayıf noktası, zaman.
And finally, all women's Achilles'heel... time.
Affedersin çocuğunu taşırken sığınma evinde mi kalmamı bekliyordun?
Or... or, oh, I'm sorry. Did you expect me to live in the women's shelter while I'm carrying your child?
Birkaç kadına sahip olmadan önce yaşamış değilsin Ve bir sıcak - baba!
You haven't lived'til you've had a couple of women and a hot- - dad!
Açıkçası kadınları idare etmek için o kadar da donanımlı değilim.
Honestly, I'm just not that equipped to deal with a situation where I'm... juggling women or whatever, you know.
Kadınlar medyada genellikle bir erkek olmadan eksik gösterilirler, ya bir erkek hakkında konuşurlar ya da senin durumunda bizzat peşinden koşarlar.
Often in the media, women are portrayed as incomplete without a man, either talking about a guy, or in this case physically searching for a guy.
- Sıcak yemekler, soğuk bira anne olmanın çekilmez çilesinden uzaklaşıp rahatlamak isteyen bikinili kadınlar.
Hot food, cold beer, bikini'd women seeking relief from the insufferable prison of motherhood.
Hangi ülke kadınlarına değer veriyor?
What country treasures their women?
- Kadınları habersizce gözetleyemezsiniz.
You can't spy on unsuspecting women.
- Kadın değil artık onlar.
Uh, they're not women.
Floyd Mayweather, sürüyle kadını öldüresiye dövdü yine de tüm zamanların en çok para kazanan sporcusu.
Floyd Mayweather beat the shit out of multiple women and he's the highest paid athlete of all time.
Kadınlar, güçlü kadınlarla özdeşleşir.
Women identify with women in power.
Kadınlar, güçlü kadınlardan nefret eder.
Women hate other women in power.
Kadınların vücutlarından konuşalım biraz.
Let's talk about women's bodies.
- Ben kadınlardan hoşlanırım.
I like women.
Hepimizin bildiği gibi, kadınların tek uygun görülen vücut tipi var.
As we all know, women only have one acceptable body type.
Kısacası, ürünümüzü UFC kadınlarının dünyasına ulaştırmak istiyoruz ve ring kızları bundan daha iyi olamazdı.
Basically, we're trying to expand our product to the world of UFC women, and look, uh, ring girls are the perfect combo.
Arkadaşımın kadınlarla ilgili garip bir sorunu var.
- No, no, look, I'm sorry, my friend has really weird women issues.
Kadınlar için değil bu!
It's not for women!
Hiçbir zaman olmadı!
It was never made for women!
Ama kadınlar da içse güzel olurdu.
But it'd be great if women also drank it.
Kuş muş izlemiyordu, kadınların eteklerinin altına bakıyordu.
He wasn't really bird watching, he was looking up women's skirts. - He peeps on women.
Kadınları ve çocukları öldürmek istemiyorum artık.
I just don't want to kill women and children.
- Kadınlara açtığımız savaş!
- The war on women!
- Kadınlar oğlum!
- Women, man!
Kadınlara savaş mı açıyoruz?
There's a war on women?
Kadınlara karşı zafer elde edeceğiz.
- Oh, hell yeah. Oh, yeah. - We're gonna win this war on women.
O yüzden mi beni diğer kadınların hepsini götürdüğün Bayan Robinson'a götürdün?
Is that why you brought me to Mrs. Robinson's, where you brought all the other women?
Kadınları cezalandırırım.
I get off on punishing women.
Sana benzeyen kadınları...
Women who look like you...
Travma yaşamış kadınlarla ilgileniyoruz.
We're meeting women in crisis.
Tamam da oradaki bütün kadınları tanıyorum zaten.
Yeah, but I knew all the women who were there.
Masum insanlar kadınlar, çocuklar katledildi.
Innocent people Women and children slaughtered.
- Kadınlarla mı yatmazsın?
You don't sleep with women?
Peki bu kadınlar savaşırken ne giyiyor?
What do these women wear into battle?
- Kadınlar ve çocuklar!
Women and children!
Onun gibi kadınlarla dolu koca bir ada var ve bir erkek bile yok mu?
There is a whole island of women like her? And not a single man among them?
Çok ilginç çünkü benim geldiğim yerde de bizi kurtarmaya gelmesi için kadınlara ihtiyaç duymayız.
Well, that's funny, because where I'm from, we don't need women to run to our rescue.
Yalnızca cinsel ilişkiye girdiğim çok sayıda kadının arasında değil ayrıca otuzbir çekmekle yetindiğim daha az sayıdaki kadının arasında da.
Not only is she among the large number of women I would sleep with, she's also among the much smaller group of women I would masturbate over.
Şimdi... soyguncuların bir kısmının kadın olduğunun söylendiği ihbarlar var.
Now... They have reports that say that some of the robbers were women.
120 erkek, 84 kadın.
120 men, 84 women...
- Bir kadın efendim, aslında 2 kadın efendim.
It's a woman, sir. Actually, two women, sir.
Leadenhall'a iki kadın geldi.
Two women came to Leadenhall...
Kıyafetlerinin yarısı kadın giysisiydi.
Half of his clothes were women's clothes.
En az 5 kadın.
Five women, maybe more.
Evet ama duyduğuma göre evlenmek istedikleri zaman altı ya da on kadınla evlenebiliyorlarmış.
They can marry, like, six or ten women.
İçeride iki kadın buluyorlar. Biri, karın bölgesine yediği kurşundan ötürü ölmek üzere yerde yatıyor.
They find two women inside, one on the floor dying from a bullet wound to the abdomen.
Astları tarafından seviliyordu.
He was loved by the men and women who served under him.
Bunu burada, West Point'te yapmak benim için bir şereftir. Burada birçok erkek ve kadın güvenliğimizi sağlamak ve ülkemizin en iyi yönlerini temsil etmek için hazırlanıyor.
It's an extraordinary honor for me to do so here at West Point, where so many men and women have prepared to stand up for our security and to represent what is finest about our country.
özel yatırımcılar...
Rich women, bankers, private investors...
Ya da kadın.
Or women.
Bunların hepsi yaşlı yaşlı kadınlar.
I mean, these are all older women.