Woodie traducir inglés
43 traducción paralela
Atlarınki bacak kadar büyük.
A horse's woodie is as big as its leg.
Söylemeyi unuttum, eskilerimizi satacağız atmak istediğin bir şey varsa?
HEY, MIKEY... YOU HAVE A WOODIE.
Bence tuhaf ve birilerinin gözünü dikmesini istemiyorum.
I think it's wired and I don't want some dude looking at my woodie.
O zamanlar bir adam vardı. Kahverengi Woodie'sini evin önüne park ederdi.
There was a man once, parked out in front of the house in a brown woodie.
Ne büyük!
That's one big woodie!
O kötü resimlerden bir tane daha geldi Woodie.
~ Yes, sir. We're received another one of those dreadful pictures, Woodie.
- Woodie her şeyi açabilirsin.
~ Woodie, you can open everything.
- Yanlışı düzeltme fırsatı var Woodie.
This is a chance to right a wrong, Woodie.
Woodie bana yardımcı olacaksan o zaman açık fikirli olmak ön koşul.
Woodie, if you are going to assist me, ~ then an open mind is a pre-requisite.
Rumuz Woodie, rumuz.
~ An alias, Woodie. An alias.
Woodie yeniden hayat bulduğumu gözlemlemiş.
Ah. Woodie observed that I am enlivened.
Woodie iş sana gelince aptal değil.
Woodie is no fool where you're concerned.
Woodie beni buldun.
Oh, Woodie, you've found me.
- Merhaba Woodie.
~ Hello, Woodie.
Woodie bu Great Wyrley'e ilk baskınımız olduğu için tiyatro kostümcüsünü ziyaret edip sahte bir sakal edinmek istiyorum.
Woodie, as this is our first foray to Great Wyrley, I'm keen to visit a theatrical costumier and equip myself ~ with a false beard.
Dürüst olmak gerekirse Woodie olayın eğlencesini kaçırmayı biliyorsun.
Honestly, you know how to thump the joy out of a thing.
Hadi sına beni Woodie.
Test me, Woodie.
Woodie.
Woodie.
İki kişiyiz Woodie.
Two of us, Woodie.
- Woodie!
~ Woodie!
Tanrı aşkına anahtarı ver Woodie.
Just give me the key, for God sake.
Cesaretimizi kaybedecek zaman değil Woodie.
This is no time to lose our nerve, Woodie.
Aman Tanrım Woodie.
Good God, Woodie.
- Woodie ben kaç numara ayakkabı giyiyorum?
Woodie, what shoe size do I take?
Başka bir ifadeyle Woodie, başka bir ifadeyle jüride yer alan beyefendi sağ topuğa verilen ağırlığın benzemesine rağmen o izleri bırakan kişi George Edalji değil fakat birileri böyle düşünmemizi sağlamak için oldukça uğraş veriyor.
In other words, Woodie... in other words, gentlemen of the jury, despite the commonality of the bulked right heel, George Edalji did not leave those prints, but rather someone trying very hard to make us think he did.
- Neyin var Woodie?
~ Alone? ~ What on earth for, Woodie?
Woodie.
( SCOFFS ) Woodie...
- Suç ortağı varmış Woodie.
He had an accomplice, Woodie.
Raporuma hikaye dedi Woodie.
( ENGINE STARTS ) He called my statement a story, Woodie.
Daha sonraysa Woodie, suç ortağını bulacağız.
And then, Woodie... we find the accomplice.
Woodie sen buraya, George sen de buraya git.
Woodie. George, you go through there.
- Teşekkürler Woodie.
~ Thank you, Woodie.
Orada dur Woodie.
Hang on there!
Onu içeri alalım Woodie.
Get him, Woodie.
- Sanırım biraz hava almaya ihtiyacım var Woodie.
I think I need some air, Woodie. I'm gonna walk.
- Teşekkürler Woodie.
Thank you, Woodie.
- Woodie gelip merhaba demelisin.
Woodie. You should have come and said hello.
- Hayır, ama Woodie'si var.
No. But he does have a Woodie.
Woodie'yi yaklaştırsaydık da olurdu.
We could've just brought the Woodie closer.
Bir şey daha Woodie.
One thing.
Woodie!
Woodie!