Woodlands traducir inglés
52 traducción paralela
Malın mülkün, yatın katın yok mu?
No gilt-edge securities, no rolling woodlands?
O bankayı soydum çünkü bu buhran yılında çocukların ormanlarda aç dolaşmasını, demiryolunun kenarında başıboş gezinmelerini, terk edilmiş arabaların içindeki hurda yığınları üzerinde uyumalarını seyretmekten bıkmıştım.
I robbed that bank'cause I got tired of seein'... children roaming'the woodlands without food- - children roaming'the highways in this era of depression- - children sleeping'in old abandoned car bodies and junk heaps.
- Bunun Apagos ve adamlarinin ormanda yaptiklari isle bir ilgisi var mi?
- Has this anything to do with the work... ... that Apagos and his men have been doing in the woodlands?
Gemiler geri gitsin ama ormanda kafi gücümüz kalsin.
Let the ships sail but keep sufficient force in the woodlands.
Ahşap topraklar ve göller çiçeklendi ve dünyaya renk geldi.
The woodlands and the lakes bloomed and colour came to the earth.
Daha açık ağaçlık bölgelerde bu iki özelliği daha da geliştiren hayvanlar bulunur. Valabiler.
In more open woodlands there are animals that have developed these two tendencies further : wallabies.
Bir buçuk kilometre ötede yoğun bir orman var.
A density of woodlands about a mile away.
... Geçmiş mutluluk saatlerini düşünüyorum Sadece adını ormanlık alanlarda soluyorum Kalbinin ne söyleyeceğini dinle Mesajını duyacağımı biliyorum canım Uzakta esintiyle doğru Güneyden gelen o rüzgarlara Çok yumuşak ve iç çeker gibi Sırrını fısıldada tatlım Fısıldarsan bilirim Güneşten gelen rüzgarlara Dinlerim kulağım nefesinde Aşkım kalbinden geçenleri Fısılda ve ben dinleyeceğim...
d Thinking of past glad hours d d Just breathe my name to the woodlands d d Sigh what your heart would say d d I know I shall hear your message, dear d d Born on the breeze away d d O winds that blow from the south d d Sighing so soft and low d d Whisper your secret sweet d d Whisper and I shall know d d Winds that blow from the south d d Breathe in my listening ear d d Come from the heart of my love d d Whisper and I shall hear N'
Sanal güverte bize ormanlar, ve kayak tepeleri ve... etkileşimde bulunup, dövüşebileceğimiz yapay karakterler verirdi.
The holodeck has given us woodlands and ski slopes, figures that fight and fictional characters with whom we can interact.
Vahşi hayvanlar, ormanların dışına kaçtılar!
Wild animals prancing through the woodlands.
Ancak burada göç, ağaçlık bölgelerde sürekli barınan canlılar için bir istilaya dönüşüyor.
But here, the migration becomes an invasion, for the woodlands are a permanent home to others.
Babunlar ağaçlar da gruplar halinde gezinirler ve gece olduğunda tünerler.
Savanna baboons roam the woodlands in troops, roosting in trees by night.
Ağaçlıklara yakın yerlerde otlanan otçullar dikkatli gözlerle çevrelerini gözetlerler.
Feeding on grasses adjacent to the woodlands, grazers come under an ever watchful eye.
Kuzey Sibirya'dan Asya ve Avrupa'ya, Kuzey Amerika'nın koruluk ve tundralarından kuşlar güneye uçmaya başlıyor.
From eastern Siberia across Asia and Europe, to the woodlands and tundra of north America, birds are starting to fly south.
Dünyanın her yerinde ormanlık ve çayırlık alanlar kayboluyor ve yerlerini bitkilerin ekildiği tarlalar alıyor.
All over the world, woodlands and grasslands began to disappear, to be replaced by fields in which to grow crops of domesticated plants.
Gezegenimizin mevsimsel bölgelerinde yetişen yaprak döken ve kozalaklı ağaçlıklar dünyanın en geniş ormanlarıdır.
The deciduous and coniferous woodlands that grow in the seasonal parts of our planet are the most extensive forests on Earth.
Yaprak döken ormanların bahardaki tomurcuklanması kozalaklı ve tropik yağmur ormanlarından da büyüleyicidir.
The spring blooms of the deciduous woodlands have no equivalent in either the great conifer forests, or the tropical jungles.
Ya yavru geyik bir hata yapacak ya da kurt birkaç mil sonra kovalamaktan vazgeçecek.
These are the forests that we know well, the broadleaf woodlands of Europe and North America.
Minnesota Ormanları'ndan tepeden tırnağa silahlı olarak çıktınız ve insanların üzerine geldiniz.
You came out of the Minnesota woodlands armed to the teeth and set upon your fellow man.
Bahar gelince ormanlar yağmura doyar ve buna yanıt olarak yerdeki yaprakların arasında bir amfibi ordusu ortaya çıkar.
In spring the woodlands are drenched in rain and suddenly in response an amphibian army appears among the leaf litter.
Baharda, orman zemini sırılsıklam olmuştur ve bunu takiben, bir anda yaprak yığınının arasında bir amfibyum ordusu belirir.
In spring the woodlands are drenched in rain and suddenly in response an amphibian army appears among the leaf litter.
Cevap Asya ormanlarında, Amerika'daki bahçe ve ormanlarda ve hatta saksılarda bile bulunabilir.
Well the answer can be found in Asian jungles in American woodlands and gardens and even in flowerpots like this.
Milyonlarca yıl evvel Avustralya yağmur ormanlarının çoğu kısmı kuruyup gitmiş ve ağaçların seyrek bulunduğu alanlara dönüşmüş.
Millions of years ago, most of Australia's rainforests gradually dried and became open woodlands.
Kuzey uç kesiminde, Cape York Peninsula'nın ırak ormanlıklarında kuş bilimcileri yüz yıldır cezbeden bir kakadu var.
Even further north, in the remote woodlands of Cape York Peninsula, there's a parrot that's intrigued scientists for a century.
Doğudaysa reis filler ailelerine çöl boyunca yol göstermeye devam ediyor.
Far to the east, the matriarch elephants have led their families to desert woodlands.
Peki bu ormanlık, penguenler için neden bu kadar çekici?
So why are these woodlands so attractive to penguins?
Ormanlarda ve ağaçlık alanlarda yaşamışlardır.
They lived in forests and in woodlands.
Kemikleri toprakta bulunuyor. Bu bir hipopotama ait bir köpek dişi.
Three million years ago, the Rift Valley was a patchwork of grassy plains, scattered woodlands, lakes and rivers.
Minnesota'nın ormanlık bölgesinde başka bir kimyasal silahı olan bir böcek vardır.
In the woodlands of Minnesota, there is an insect that has another chemical weapon.
Su aygırlarının suya bağımlılığı mutlaktır ; kendilerini sadece tümüyle su altına gömebilecekleri kadar derin sularda güvende hissedebilirler.
And in the savannas of the Rift, the herds number over 150,000..... capable of wiping out entire acacia woodlands.
Sinyal Woodlands'den geliyor..
Signal's coming from the Woodlands.
Hadi kendimiz gidelim Woodlands'a.
Les get ourselves to the Woodlands.
Çünkü gelişim kraliçesi tacını takınca....... Woodlands Academy'nin gelmiş geçmiş en popüler kızı olacağım.
Because once I'm crowned Blossom Queen, I will be the most popular girl at Woodlands Academy ever.
- Haydi bastır Woodlands.
- Go, Woodlands.
Ne yazık ki Woodlands bu yıl film festivaline katılmayacak.
It's a shame to think Woodlands won't even have an official entry in the film festival this year.
Herkese teşekkürler, ve tüm Woodlands'lilere merhaba.
Thank you. Thank you, everybody, and hello, fellow Woodlanders.
Bastır Woodlands.
Go, Woodlands.
Babamla Woodlands bahar balosunda tanışmış.
She met my dad at the Woodlands Spring Formal.
Daha fazla konuşmadan, büyük bir zevkle Woodlands Academy'nin..... filmini takdim ediyorum. Josh Rosen ve belgeseli popülarite projesi.
Well, without further ado, it gives me great pleasure to introduce Woodlands Academy's official submission, Josh Rosen and his documentary called The Popularity Project.
Woodlands Academy'nin en popüler kızlarından bir olan Dylan Schoenfield'a göre, çok şey demektir.
According to Dylan Schoenfield, one of the most popular girls at Woodlands Academy, it's a lot of things.
Evet. Babamla Woodlands bahar balosunda tanışmış.
Yeah, she met my dad at the Woodlands Spring Formal.
Dylan, sen Woodlands'in gelmiş geçmiş en popüler kızsın.
Dylan, you're the most popular girl at Woodlands ever.
Daha güneyde ise yabancı bir dünya... Devasa bir tuz gölü ve eğrilmiş, bükülmüş iğneli ağaçlarıyla, kavrulmuş, kumla kaplı bir vahşi doğa.
Further south, an alien world, a parched and sandy wilderness with an immense lake of salt, and gnarled and twisted spiny woodlands.
Şarkın ırak ellerinde, yaylaların, nehirlerin ormanların ve yaban diyarların berisinde çorak ve ıssız bir dağ yükselir.
Far to the East, over ranges and rivers, beyond woodlands and wastelands, lies a single solitary peak.
Bir zamanlar bu kırlar ağaçlarla doluydu.
Once, these slopes were lined with woodlands.
Her yönden 800 kilometre boyunca sık ormanlık alan.
500 miles of dense woodlands surround you in all directions.
Afrika ve Güney Asya'nın ormanlık arazilerinde diğer birkaçı gibi zehir kullanımında ustalaşmış bir canlı yaşıyor.
In the woodlands of Africa and South Asia, lives a creature that has mastered the use of venom like few others.
Madagaskar ormanlarında ve Güney Afrika'nın bir bölümünde çiftleşip baba olmak için gizliliğe bel bağlamak zorunda olan bir örümcek yaşıyor.
In the woodlands of Madagascar and parts of Southern Africa lives a spider that has to rely on stealth in order to mate and father young.
5-6 yıl önce Isley, ÇKA'nın onay vermemesine rağmen bir taşra alanı geliştirme anlaşmasına aracılık etti.
Five, six years ago, lsley brokered a woodlands development deal despite the disapproval of the EPA.
Araç, Henson Ormanligi'nda agaca çarpti ve Dr. Millican hafif bas yaralanmalari için tedavi edildi.
The vehicle collided with a tree in Henson woodlands and Dr Millican was treated for minor head injuries.
Muhtemelen ailesinin geri kalaniyla birlikte burada yasiyordu.
They know the woodlands and caves of the Meuse Valley were his home.