Wool traducir inglés
1,150 traducción paralela
Geçen hafta, benim yünüm bitti.
Last week, I myself ran out of wool.
Söyle, kara koyun yünün var mı?
Yes! Baa Baa black sheep, have you any wool?
Neyse bana pamuk, alkol, bant ve...
I need wool alcohol and bandage...
Beni saat 06.00'da uyandıracaksın. Bana her şeyi vermeyi de unutma :
And don't forget the shirt wool and...
Bu kadar kıllı kunduzu hiç birarada görmemiştim.
I've never seen so much wool.
Likralı yün.
Stretchable wool.
şu zavallı ata yardım etmem lazım Allahın belası bir barbar arabasını üstüme sürdü.
I had to take recourse to this poor horse, because a blasted barber pulled the wool over me.
- Yün kazak mı var?
- Is it a wool sweater?
Bezlerle kanamayı durdurdum.
I've stopped the bleeding. Two pounds of cotton wool.
tadı pamuk ipliğine benziyor.
It tastes like cotton wool.
Pamuk parçalarının çarpışması.
A collision of cotton wool.
İzlanda'ya özgü kar tanesi desenli yün kazak.
An Icelandic snowflake rag wool sweater.
Elde yıkanan kuzu yününden.
It's hand spun lamb's wool.
Pennsylvania'dan getirtilmiş hakiki Amish yünü.
Genuine Amish wool from Pennsylvania.
En iyi kış yünü bir tanem, vadinin diğer yakasında dokunur öylesine güzel, öylesine yumuşak olur ki anlatamam. Kızkardeşin için bir şal örmeyi düşünmüştüm...
The best winter wool, pet, woven across the valley so good, so soft I thought I'd knit a shawl for your sister.
Evet, bu gecelik bu kadar yün yeter.
Well, that's enough wool for tonight.
Sizin gözünüzü boyuyor olabilir ama benimkini boyayamaz.
He may be starting to pull the wool over your eyes, but he's not doing it to me.
Ellenmemiş kumaşı duydun mu?
You know how they say virgin wool?
Elma şarabıyla kumu karıştırın ve şarapla yünü
* Mix sand with the cider and wool with the wine *
" Latexli pamuğun inanılmaz esnekliği ve... korsenin patentli yapısı... vücudu adeta okşuyor.
" The unbelievably flexible latex wool... and ribbon's special patent... literally caresses the body.
- Demek fark ettin.
- You noticed? No more wool.
Sahte kürk yakalı, kuzu yünü ceket yapamıyorsanız kalbim Neiman Marcus'ın üçüncü katında, bayan reyonunda.
Unless you make a lamb's-wool jacket with a fake fur collar, my heart stays with Neiman Marcus ladies'apparel, third floor.
Hemen de kokusunu alırsın.
Can't pull the wool over your nose.
Kafatasıma bir girerlerse sonum çiçekçide çalışan komik kasketli çocuğa benzer.
Once they go into my skull, I'll wind up like the guy with the wool cap who delivers for the florist.
Pamuk mu yoksa yün mü?
Is that cotton or wool?
Oh, bu yü... yün.
Oh, it's woo... wool.
Sadece güzel bir parça olduğunu düşündüm.
I just thought she was good-lookin'wool.
- Bana tecavüz etmeye yeltendi. - Güzel bir parça olduğunu düşünmüş.
- He just thought you were good-lookin'wool.
Ablam yün atkısı ile eldivenlerini almıştı.
My sister put in a wool muffler and gloves.
Sizin gibi güzel bir kadın zamanını boşa harcamamalı.
Any wool good-Iooking as yourself... shouIdn't be wasting her time.
İnce dokunmuş... yünlü kumaş, sıcak iklime uygun cinsten.
Worsted wool and tropical weight.
- Evet. İnce dokunmuş yünlü kumaş. Sıcak iklime uygun cinsten.
Tropical weight worsted wool.
Parasını borsaya yatırdıklarımızdan çıkartıcaz.
maybe plant some cotton, or, in the winter, wool.
Güve yeniği kazaklar ve yün pantolonlar giyerim.
I live in moth-eaten sweaters and wool slacks.
Yün bir gömlek istiyorum.
- I want a wool shirt.
Şu yünü tutuver.
Hold my wool.
Belki de ondan daha yaşlı ve ve yün sendikasından olduğumdandır.
Maybe because I was much older and a dyed-in-the-wool unionist?
Gerçek koyun bulamamıştık, bu yüzden, biz de başka köpeklere biraz yün... Yapıştırmak zorunda kaldınız.
We weren't able to get real sheep, so we stuck some wool..... on some other dogs.
- Üzerinde bir süveter var.
HOW ABOUT A WOOL SWEATER?
Bir kadın bana yün ve kalıpları gönderiyordu, ben de etek örüp kadına gönderiyordum.
A lady sent me the wool and the designs I had to knit. Knitting?
Üstünde her şey var. Kloroform şişesi, pamuk bez ve size yazılmış bir mektup, Bay Waverly.
Here's a pretty parcel, if you like - - bottle of chloroform, cotton-wool pad, and a letter addressed to you, Mr. Waverly.
Kanamayı önlemek için pamuk ya da yünden birkaç parça koymak işinize yarayacaktır.
It's not a bad idea to cover the knee with a few sheets of cotton wool so as to avoid internal haemorrhaging.
Pamuğunuz yoksa kuştüyünden bir yorgan da iş görecektir.
And if you don't have any cotton wool, a continental duvet will do almost as well.
Bir hallaç vardı yılda bir veya iki kez yatakları atmaya gelirdi.
There was this wool carder who used to come around once or twice a year... to fix the mattresses.
yaşlı bir adamdı. Yünleri atmak için taburesine oturunca \ biz gülmeye başlardık... Tahta ata binmiş bir velet gibi görünürdü.
He was a little old man... and when he would sit astride over his stool to card the wool... he made us laugh, because... he looked like a little kid on a wooden horse.
Ertesi gün halacın dükkanı önünden geçerken kepenk kapalıydı ve üstünde bir yazı vardı :
Next day, while walking past the wool carder's shop... in Via Contevete... the shop shutter was down and there was a sign :
Öğütür, fırınlar, temizler, pişirir... çocukları yıkar, yatak yapar ve yün dokur.
- [Phone Ringing] - "She grinds, bakes, washes, cooks... - [Rings] -" Nurses the child, makes the bed and spins wool.
Haham Eliezer der ki... "Evi hizmetçilerle doldursa bile, kocası... yün dokumasını istemeli, çünkü tembelik, kötülüğe yol açar."
"Rabbi Eliezer says,'Even if she brought him a house full of servants... he should force her to spin wool, because idleness, it leads to insanity."'
Kooperatif onlara yün veriyor.
The co-op give them wool.
Teslimatı sen yaparsın, biraz yün getir...
You hand them over, get some more wool...
Evde bekleyen kız arkadaşım yok diyerek bizi mi kekliyordun Van Rees?
Tried to put wool over our eyes, Van Rees. Giving us that rubbish about having no girlfriend waiting at home.