English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ W ] / Wreckage

Wreckage traducir inglés

656 traducción paralela
Pekala o halde, kendinizi değirmenin enkazı dibinde düşünün.
Well, then, imagine yourselves standing by the wreckage of the mill.
Yanan gemi enkazını temizleyin!
Clear away that burning wreckage!
Burada, enkaza döndüm.
In here, wreckage.
Şeker için tırmandığımda enkaz çökmeye başladı, bilirsiniz, elmalar gibi.
When I climbed over for the sugar. The wreckage started giving way, you know like apples.
Bu adamlar nezaket gösterip enkaza bakmama yardımcı oldu.
These men were kind enough to help me search the wreckage.
Bütün hayatını enkaza dönmüş bir adamla geçiremezsin.
You can't spend your life with a mere wreckage of a man.
Son konuk gittiğinde ve son kadeh şampanya içildiğinde enkazı inceledik.
When the last guest had gone and the last glass of champagne had been drunk we surveyed the wreckage.
İnatçı, darmadağın ve işi bitmiş!
Ramrod, wreckage and ruin!
- O gemimiz Momo'nun enkazı.
That, my dear, is the wreckage of the good ship Momus.
yaralananları aşağıya alın!
Clear this wreckage away!
bu adamları, denize gömelim.
That's it, men, get that wreckage overboard.
Enkaz.
Wreckage.
Üzerime bir şeyler giyer giymez hayatlarımızda yarattığım enkazın bir kısmını kurtarmaya çalışacağım.
I'll put on some clothes and try to salvage some of the wreckage of our lives. - Well!
Sadece bir enkaz parçasıydı ve kurtardığı da adam değildi fakat bu Harry'nin suçu değildi.
It was only a bit of wreckage, not a man. But that wasn't Harry's fault.
Enkazı görünceye kadar kimse sinyal veremeyecek.
Now when they do see the wreckage, there'll be nobody to signal to them.
Hiç para çalınmamış, etrafa büyük zarar verilmiş.
There's no money stolen, violent wreckage.
Düşen uçağın enkazının resmi.
It's the wreckage of the plane that crashed.
Uçak enkazına ulaşmak mümkün olur mu?
Is it possible to reach the wreckage of the plane?
Enkaza pekala ulaşabiliriz.
We could reach the wreckage alright.
Biz düştükten sonra, enkazın bir kısmını sakladım.
After we crashed, I stored some of the wreckage.
Enkaza dikkat et!
Watch that wreckage!
Küçük bir kamaradaki enkaz dünyayı enkaz haline gelmekten kurtarmaya çalışırken nedir ki?
So what matters the wreckage in a small cabin, when we are trying to prevent the wreckage of the world!
Cesedi enkazla birlikte yandığı için kimsenin izini süreceğini sanmam.
I don't think anyone will trace us here because her body was burned in the wreckage.
Enkaz, birkaç mile yayılmış.
The wreckage was strewn out for a couple of miles.
- Daha fazla batık, yayılıyor..
More wreckage, sir, scattering across our path.
Enkaz içinde ölmek üzereyken buldular.
They found me in the wreckage, dying.
Bizim öncü ışınımız onun uçağını düşürdükten sonra yerini tespit ettik.
We tracked his plane wreckage down after our tractor beam crushed it.
Arama ekipleri şimdiden uçağın enkazına ulaşmıştır bile.
Search parties will be all over that wreckage.
Dümenci, enkazın şimdiki sapmasını hesapla.
Navigator, compute the present drift of the wreckage.
Enkazın aynı hızda ve yönde hareket ettiğini var sayarsak...
Mr. Spock, assuming the wreckage drifts at the same speed and direction
Bizi zeplininizin enkazına götürdü.
It took us to the wreckage of your airship.
Enkazı görünce ne yapacağımızı bilemedik.
When we saw the wreckage, it was difficult to know what we should do.
Arabasının enkazında bulmuşlar.
They found him in the wreckage of his car.
Fakat bana kalırsa, ki taraflıyım, arkasında devasa bir yığın bıraktı, yönetimsel bir yığın.
But in my opinion, and I am biased, he leff behind an enormous quantity of wreckage - administrative wreckage.
Enkazdan bir parça telsizin üstüne düştü.
A piece of wreckage fell into the radio panel.
Sol taraftaki ünlü yolcu gemisi Queen Elizabeth'in enkazı, 1 97 1 yılında bilinmeyen sebeplerden dolayı burada batmış.
On our left is the wreckage of the famous liner, Queen Elizabeth, which sank here under mysterious circumstances in 1971.
Bir enkaz istiyorum.
I want wreckage, twisted metal.
Evet, enkaz.
Yes, more wreckage.
O enkaza vardıklarında biz gitmiş olacağız.
By the time they sift through that wreckage, we'll be gone.
Şu enkazın arka planda görmek istiyorum.
I wanna see that wreckage in the background.
Enkazı araştırın.
Search for wreckage.
Enkazı bulduk.
We found the wreckage.
Enkazın etrafına kollar ve bacaklar saçılmıştı.
Arms and legs were strewn throughout the wreckage.
Bir enkaz var.
Some wreckage.
Kocaman bir gemi enkazının yanındaydı.
Beside the wreckage of an immense ship.
- Nasıl bir enkaz?
- And the wreckage?
Enkaz her yere saçıldı.
Wreckage strewn over a large area.
Moonraker'ın enkazının bulunamama sebebini anladığımızda Amerikan hükümetinden özür dilenecektir.
Well, an apology will be made to the American government, Mr. Drax, when we've discovered why there was no trace of the Moonraker in that wreckage.
Pegasus kümesinde iki galaksinin çarpismasi sonucu olusmus, halka seklide bir galaksi kalintisi vardir.
In the Pegasus cluster, there's a ring galaxy the wreckage left from the collision of two galaxies.
Gemi direği kibrit çöpü gibi yarıldı ve sonra gemi enkazı içindekilerle birlikte dibi boyladı.
The mast snapped like a twig... and the wreckage sank with all the men aboard.
- Gemi enkazı.
Vessel wreckage.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]