Yanımda traducir inglés
17,618 traducción paralela
Ama şu kapıdan çıkın, onun kumandası yanımda.
But, look, go through this gate here that I have control.
Kendisi şuan yanımda, size daha detaylı anlatabilir.
He's here with me. He can tell you more.
Doktor randevum var, yanımda götürmek istemiyorum.
I'm seeing a doctor, I don't want him with me.
İster yakın, ister uzak olsun ister ölü, ister diri oğlum daima yanımda olacak.
Whether he's close or far, dead or alive, my son will always be by my side.
En azından yanımda biri olsun, değil mi?
At least I'd have company, right?
Bu savaşta benim yanımda savaşırsan.
Fight this war by my side.
Açarken yanımda olacaksın.
You're gonna watch me open it.
Yanımda hep bir tane taşırım.
Always keep one on me.
- Yanımda Los Angeles'a getirdiğim tek şey.
The only thing I brought with me to Los Angeles.
- O yanımda.
She's with me.
O geri dönene kadar onları yanımda tutacağım.
I'm keeping them with mine until she comes back.
Makbuzunuz yanımda.
Here I have your receipt.
Hükümetimizin dürüstlüğü için bunu yanımda bulunduruyorum.
Oh, I keep this to keep our government honest.
Yanımda olduğun için mutluyum.
Good to have you on board.
Her yerde, dört bir yanımda. Güç ve güzelliğin bütün bir dünyası.
It's everywhere, all around me, a whole world of power and beauty.
Çanta şu an yanımda, ofiste.
I... I'm... I have it right here in my office.
Yapabileceğin bir şeyler var aslında ama oğlum yanımda şuan.
Well, I can think of a couple of things, but I've got my son right here.
Yanımda efendim.
I have it right here, sir. Oh.
Bu işi uzun vadede çözebilmek için... -... yanımda olmana ihtiyacım var.
I need you on my staff trying to figure this thing out on a larger scale.
Duval büyük eroin davasında çalışırken benim yanımda kalıyordu.
She's been staying with me while Duval's been working on the big heroin case.
Yanımda beklerdi.
Wait with me.
Çalışacaksam sen de yanımda duracaksın.
If I have to work, you're gonna keep me company.
Emanet yanımda değildi.
I didn't have my fucking piece on me.
Benim işime gelmediği vakte kadar yanımda tuttum.
Kept him around till he wasn't useful to me anymore.
Yanımda kurt getirdim.
I brought a Wolf.
Çin'e gelirken yanımda dahasını getirdim.
I came to China with more.
Böyle birini yanımda isterim Donald. Tıpkı Meechum'un olduğu gibi. Başkan yardımcım olarak.
I want that by my side, Donald, the same way that Meechum was, as my running mate.
Belgelerin olmadığı için yanımda çalıştığını kanıtlamak imkânsız.
You got no papers, and I ain't got no way to prove you working with me.
Kutsal Ruh sanki tam burada, şu anda yanımda!
Now, I can feel the Holy Spirit right here... right now!
Yanımda duracaksın George.
You'll stand by me, George.
Yanımda kal.
Stay with me.
Hayır, yanımda, sedyede.
No, he is right here, on a cart.
Yanımda olmanı istiyorum.
And I want you here with me.
- Annemin şarkısını çalarsan o zaman annem de yanımda olur.
And if you... if you play my mother's song, then she will be with me, too.
Bu akşam bazı kötü seçimlerde bulunmayı planlıyorum ve yanımda olması gerek.
I'm planning on making some bad choices tonight, and I'm gonna need her on my side.
Yanımda durdu.
- He was there.
- Quentin, yanımda dur.
- Quentin, stay with me.
- Sooz, yanımda olmandan mutluyum.
Sooz, I'm glad you're here.
Annemin yanımda olmasını istiyorum!
I-I need my mom here for this!
Kriz durumunda yanımda senden başkasını istemem, bunu bilmeliyim çünkü 8 ay sonra ben de böyle olabilirim.
There's no one I'd rather have in a crisis and, well, I should know because that could be me in eight-months time.
Eğer bu dünyada yanımda olması için birini seçmem gerekirse, ben seni seçerim.
With the pick of anyone in this world to have next to me? I pick you.
Sen de yanımda olup yardım edeceksin.
Hey, you're gonna be right here to help me.
Beni bir daha ekerse bir yanımda noter diğer yanımda beysbol sopası alıp dairesine gideceğim.
If he stands me up again, I'm just showing up at his apartment with a notary in one hand and a baseball bat in the other.
Eğer bir muhafız olsaydım... seni yanımda tercih ederdim.
Well, if I am to have a jailer, then you would be my preferred choice.
Seni yanımda götürmeliydim.
I should have taken you with me.
Hadi, yanımda kalın.
Come on, stay with me.
Yeterli yaşa ulaştığımda babam bazen beni de yanında götürürdü.
When I was old enough, he'd pull me in on some of his schemes.
# Yatağımda yanıyor #
♪ Burning my bed ♪
Ve eğer bunu yapmazsam, benim hakkımda yanılmamışlar demektir.
And if I don't do this thing here, then they right about me.
Yanımda ol anne. Beni nasıl buldun?
How did you find me?
Biz gittiğimizde, seni yanıma aldığımda zamanın akışını değiştirdik.
When we left, when I recruited you, we... we... we altered the timeline.