Yaparsın traducir inglés
12,811 traducción paralela
Onlar için her şeyi yaparsın.
You do everything for them.
Keen'e yardım etmek için ne yaparsın?
What would you do to help Elizabeth Keen?
- Yaparsın Danny.
Yeah, you got this, Danny.
Umarım Peder Dobbs'un yapamadığını siz yaparsınız.
I hope you can do what Canon Dobbs couldn't.
Elizabeth Keen için ne yaparsın?
To help elizabeth keen?
- Peki aşkım için ne yaparsın?
And what would you do for my love?
Bak, ya Arjun'la konuşursun ya da dediklerimi yaparsın.
Look, either you talk to Arjun or do as I say.
Bana bu şekilde ödeme yaparsınız.
That's how you pay me.
Bakın bunun nasıl eziyetli olduğunu biliyorum,... ama çok defa oflayarak iş yaparsınız ortaklar da övgünün üzerine çullanır.
Look, I know it's a grind, but a lot of times, you do the grunt work, and the partners swoop in for the glory.
Nasıl böyle şaka yaparsın?
How can you joke like this?
Nasıl böyle mantıksız bir hata yaparsın?
How can you make such an absurd mistake?
Vay canına, nasıl hiçbir şey bilmiyormuş gibi yaparsın?
Wow... how can you pretend not to know anything?
- Bunu nasıl yaparsın?
How could you have done this?
Şayet anne iseniz anlarsınız çocuğunuzu kurtarmak için her şeyi ama her şeyi yaparsınız.
If you were a mother you'll understand that you'll do anything, anything to protect your child.
Gereksiz yere angaryalarla uğraştırsalar ne yaparsın acaba?
Try getting busywork detail for no reason.
Hani belki yeniden bir imaj değişikliği yaparsın diye.
You know, in case you do another Gibbs makeover.
Nasıl yaparsın?
How could you?
- Ne yaparsın?
What, then?
Gerçekten yaparsın sanmıştım.
I really thought you'd do it.
Sen yaparsın diye düşündüm.
I thought so.
Birkaç iş yaparsın.
Do a few runs.
Bunu nasıl yaparsın?
How can you do this?
Elizabeth Keen'e yardım etmek için ne yaparsın?
What would you do to help Elizabeth keen?
- Ona yardım etmek için ne yaparsın?
What would you do to help her?
Nasıl yaparsın bunu?
How could you do this?
Bu kadar korkunç bir şeyi nasıl yaparsın?
How could you do something so scary?
Cinayete teşebbüs suçlamasıyla sorgulanırsın ya da kocana karşı federal tanıklık yaparsın.
So you choose... be questioned as a suspect in an attempted murder case or become a federal witness, testify against your husband.
Ve sakın bana bir şeyi en az uçmak kadar iyi yaparsın demeyin.
And don't tell me I'll find something I'll care about just as much.
Gabriel Waincroft senden bir şey isterse yaparsın soru falan sormazsın.
When Gabriel Waincroft asks you to do something, you don't ask questions.
Yarın yaparsın tamam mı?
Hey, do it tomorrow, yeah?
Kötü hissettiğinde ne yaparsın?
I mean, what do you do when you're feeling this bad?
"Buna karşılık bir güzellik yaparsınız."
Will need to provide collar as proof of ownership. "
Yoksa ne yaparsın?
Or what?
Sevdiğin birine böyle korkunç bir şeyi nasıl yaparsın?
What an awful thing to do to a person you love.
Oh, öyle mi, yoksa ne yaparsın?
Whatcha gonna do about it? " ( grunting )
- Bunu nasıl yaparsın?
- How did you get like this, huh?
Hep yaparsın.
You always do.
Seni ileri götürecek ne varsa yaparsın.
You'll do whatever it takes to get ahead.
Biraz zaman geçsin Danny. Eminim yarın itibariyle onları hayatını da benimki gibi çekilmez yaparsın.
Oh, yeah, give it time, Danny, I'm sure by tomorrow you'll be making their lives as miserable as you make mine.
Dedikodunuzu su pompalarken yaparsınız.
Ladies. Your idle gossip is best saved for'round the water pump.
Hadi, kanka, yaparsın bunu!
Come on, buddy, don't do this!
Araba sürerken, gece için mola verirken, ne yaparsınız?
So when you're driving and you stop for the night, what do you do?
- Evet, yaparsın.
- Oh, yes, you can.
Müziğin devam etmesi için yaparsınız bunu.
You do it to let the music live.
Seçimler yaparsın Milo.
You make choices, Milo.
Billy, ya dediğimi yaparsın ya da anne ve babamıza uzaklaklaştırmandan bahsederim.
Billy, you better do what I say or I tell Mom and Dad about your suspension.
Ve yaparsın da.
And you have.
- Evet, iyi yaparsın.
- Yeah, you better. - I will.
Sinirlerini kontrol etsen iyi olur, yoksa altında bezle atlayış yaparsın.
You'd better get your nerves under control otherwise you'll be jumping in a nappy.
Kırmızı adam saldırırsa, Her ne pahasına olursa olsun bana miting yaparsın.
If the red man attacks, you rally to me at all costs.
Bunu nasıl yaparsın?
How could you... how could you do that?