Yaratıklar traducir inglés
4,704 traducción paralela
İnsanlar bu uzaylıların bu yaratıkların gezegenimizi büyük bir tufanla işgal ettiğine inanıyorlar.
People think aliens attack our planet in a major disaster
Yaratıkların Kralı olmaktan bahsediyordu..
About being the King of creatures.
İncil'in ilk sayfalarında bizlerin kusurlu yaratıklar olduğumuzun yazılı olduğunu unutmuşsun.
You've forgotten the first pages of Bible, that we are creatures with flaws.
Dinleyin, pis yaratıklar, Filistinliler ve su samurları.
Listen up, you freaks, Philistines and otters!
- İğrenç küçük yaratıklar.
Ugh, disgusting little creatures.
Uzun zamandır o ve onun gibiler oturdular ve izlediler, insanların bu dünyadaki üstün yaratıklar olduğuna inanarak... tek ve doğru olan ırk için savaş planlamayacak kadar kibirliler...
Too long have bleeding hearts like him stood by and watched humans believe that they are the superior beings on the planet... so much so that they've had the hubris to plan an attack against the one true race...
Anomaliler tehlikeli olsa da yapabileceğimiz tek şey o yaratıkları geri göndermek.
As dangerous as these anomalies may be, it's the only thing we have to put these creatures back.
Bu yaratıkların neredeyse hepsi katil.
These creatures are almost all killers.
- İnandığın şey bu mu robotların saygı duyulması gereken yaratıklar olmadığını mı düşünüyorsun?
- Is that your belief, that robots are not beings worthy of respect? That we are without souls?
Sezon 2. Bölüm "Hain Yaratıklar"
Dallas s02 ep02 - venomous creatures
Ve bu yaratıkların neler yapabileceklerinin farkında mısın?
And are you aware of the capabilities of these creatures?
Bu yaratıkları dönüştürüp savaş meydanında serbest bırak ve virüs orman yangını gibi tüm dünyaya yayılsın.
You turn those creatures loose on the battlefield, and that virus will spread around the globe like wildfire.
İğrenç yaratıklar.
Bloody animals.
Yaratıkların, onu almak için geri döndüğünü sandı.
She thought it was the creatures coming back for her.
Şimdi siz geldiniz, siz geldiyseniz yaratıklar da gelmiştir.
Now you're here. And if you guys are here, monsters are here.
Üzücü olan gerçeğin içinde yaratıkların da olması ama ne yapabilirsin ki?
Sadly, reality actually includes monsters but what are you gonna do?
Babam kaldığı yerden devam etmemizi istiyor. İnsanları kurtarmak, yaratıkları avlamak, aile mesleğimiz.
I think dad wants us to pick up where he left off - - saving people, hunting things... the family business.
Robotlar ve yaratıklar mı?
Robots and creatures?
Küçükken babamın kucağına oturur bana anlattığı, Yunanların kinci tanrıları ve olağanüstü yaratıklarıyla dolu hikâyelerini dinlerdim.
I used to sit on Daddy's lap and he would read me those stories full of their vengeful gods and wondrous miraculous creatures.
Binanın içinde o yaratıklar varken Çatışa çıkmanın hiç bir yolu yok.
There's no way they are going to make it to the roof with that creature inside up the infrastructure.
Senden daha büyük yaratıkların derisini yüzüp giydim ben! Durdurun onu.
I've skinned and worn bigger creatures than you!
Balıkçı dükkanları sabaha kadar açmazlar. Ama illa açılıp New England'ın en iyi peskateryan deniz yaratıklarından yakalamak istiyorsanız dükkanımı seve seve erken açarım.
Tackle shop don't open until morning, but if you want to go out and try and snare some of New England's finest pescatarian creatures,
Modern Skeptic, İncil ve varlığı kanıtlanmamış yaratıkları aynı kategoriye mi koyuyor?
Does "modern skeptic" group the bible in that same category, Wild yarns that can't be substantiated?
Hayalgücümüzün ötesindeki bütün yaratıkların ırkını.
A whole race of creatures, evolved beyond our imagination.
Muhtelif yaratıklar mı?
Uh... miscellaneous?
Bence bu yaratıklar aşağılardan göç ederek geldi.
You know, I think these critters migrated from down south.
Yaratıkların cenneti gibi görünüyor.
Sounds like a monster's paradise.
Bu olağanüstü yaratıklar kendi isimlerini adaya verdiler.
These are the extraordinary creatures that gave their name to the islands.
Tüm bu küçük yaratıklar fitoplanktonların üzerindeki zengin çiçeklenmeye bağımlıdır.
All these tiny creatures are dependent on the rich blooms of the phytoplankton.
Hayvanların hissiz makineler olmadığını aksine, kanlı canlı yaratıklar olduklarını bilen Svend Age Saltum gibi bir domuz yetiştiricisinin bile bu tür uygulamaları benimsemiş olması çirkin bir şey olmanın da ötesinde, rezalettir.
That an old pig breeder like Svend Age Saltum... who also knows that animals aren't machines, but living beings... can approve such measures, is not just unsympathetic.. but pure filth.
- Yasalardan haberim yok. Özel sulardaki istilacı yaratıklar sadece.
I don't know the law in local waters they'd be alien invaders.
Böcekler, yaratıklar.
Bugs. Critters.
Bunlar harika yaratıklar.
These are magnificent creatures.
Sen ve halkının gizli olduğunuzu biliyorum ama insanlar, vampirler ve diğer doğaüstü yaratıklar arasında bir muhabbet başlatmanın önemli olduğunu düşünüyoruz.
Look, I get that you and your people are closeted, but we really think it's important to begin a dialogue between humans and vampires and other supernatural creatures.
Büyülü yaratıkların nasıl öldürüleceğini biliyoruz.
We know how to kill magical creatures.
Sırf tuhaf ve yabancı yaratıklarınkileri değil... bildiğimizi sandıklarımızın da.
Not only of strange and unfamiliar creatures, but also of some we think we know.
" Korkunç makine benzeri yaratıklar...
" Hideous machine-like creatures...
Bu otoban yaratıklarının performasını... geliştirip geliştiremediğimizi anlamak için... kendimizin tasarladığı karavanlarla... Güney'e doğru yoldayız.
We're on a road trip across the South in RVs we designed ourselves to find out if we could improve the performance of these highway behemoths.
Yaratıkları takip et.
Follow the creatures!
İnsanlar, vampirler ve diğer doğaüstü yaratıklar ittifakı.
A coalition of humans and vampires and other supes.
Chumash Kızılderilileri bu ormanda dolaşan kocaman, tüylü yaratıkların hikâyelerini anlatır.
The Chumash Indians told tales of large, hairy creatures who roam these woods.
Biz öfkeli mi yoksa merhametli mi yaratıklarız?
Are we creatures of wrath or compassion?
# Bütün yaratıklar büyük ve küçük.
♪ All creatures great and small
Ve nereye bakacağınızı bilirseniz bu yaratıkların içinde saklanan ipuçları bu gezegenin nasıl yuvaları olduğunu anlatır.
And if you know where to look, hidden inside these creatures are clues that tell how this planet became their home.
Söylediğine göre, bu "minnacık yaratıkların" - kendisi böyle söylüyor - 100 tanesini tek bir kaba kum tanesine sığdırabilirsiniz.
He said that he estimated you could line about 100 of the "wee little creatures"... those are his words - on the length of a single coarse sand grain.
Ve oksijen seviyesi arttıkça sahne çok daha karmaşık yaratıkların gelişi için hazırlandı.
And as the oxygen levels grew the stage was set for the arrival of ever more complex creatures.
Basit görünüşüne rağmen bu küçük yaratıklar çok karmaşık davranışlar sergilerler.
Although they appear simple, these tiny creatures display some remarkably complex behaviour.
Yaratıcı farklılıklar.
Creative differences.
Johann ve asistanı yarattıkları şeyden çok korkmuş, dehşete düşmüş olmalı ki hakkındaki her şeyi yok etmişler. ve böylece bu bir daha yaratılamamış.
It seems that Johann and whoever assisted him, they were so frightened or appalled by what they'd created, that they destroyed everything so that the experiment could never be recreated.
İniş ekibi yaratıklar tarafından saldırıya uğradı!
[alien roars]
Düşündüm ki,... yaratım sürecinde yaptıklarınıza göz atıp,... fikirlerini paylaşarak,... ikimize de yardımcı olabilir.
I just thought that it might help you and me if he were to take a look at some of your work, even at the formative stages, just to get his take on it.