Yatak odasında traducir inglés
1,917 traducción paralela
Biz hep gülerdik, evet, çünkü kendi yatak odasında, sanki kimse onu duyamazmış gibi rap yapardı, evet.
We used to laugh, yeah, cos he'd be up in his bedroom, all on his J, just rapping along like he thought, nobody could hear him, yeah?
Bunu yatak odasında, yatakta yapabilirsin.
If you do it in the bedroom, in bed. With your eyes closed.
Yukarıda yatak odasında.
Upstairs in her bedroom.
- Yatak odasında olması lazım.
- It must be in the bedroom.
Yatak odasında mı banyoda mı?
Is it in the bedroom or the bathroom?
Yatak odasında mı?
In the bedroom?
Yatak odasında!
In the bedroom!
Yatak odasında şimdi moda olan bu.
This is what happens in the bedroom now.
Sonra ne oluyor dersin,... yatak odasında çocuk pornosu bulunduğu için adamı,... Kuzey Hollywood şubesi paketleyip alıyor.
Next thing I know, the guy's getting hauled away because they found child pornography in his bedroom.
Yatak odasında ağlıyordu.
She was in the living room, crying.
Damon arkadaki yatak odasında.
Damon's in the back bedroom.
Yatak odasında çocuk pornosu bulundu.
Found child pornography in his bedroom.
Bebeğin babası yatak odasında bir tane istemiyordu.
The ex-baby daddy wouldn't have one in the bedroom.
Yatak odasında.
In the bedroom.
Yatak odasında mı sorun var?
Is it in the bedroom?
Genelde yatak odasında başlar zaten.
It usually starts in the bedroom.
Yatak odasında TV yok mu?
No TV in the bedroom, huh?
Yatak odasında.
he's in the bedroom.
Onu belki onun yatak odasında bulabilirim diye düşündüm.
I thought maybe i could find her in her bedroom.
Sam, Douglin'in yatak odasında olması ihtimaline karşı farklı açılara bakabiliyor muyuz?
Hey, Sam, can you get another angle the bedroom? See if Duglin's in there?
- Yatak odasında.
- The bedroom.
Artık, sadece yatak odasında, kapı kapalıyken ve saat 17 ile 22 arasında seks yapılacak.
From now on, sex only happens in the bedroom, door closed, Between the hours of 7 : 00 and 10 : 00 p.m. You know what?
Dominant kız, erkeğinin hatunun biriyle yatak odasında oynaştığını öğrenir ve onu öldürür.
Dom-girlfriend finds her man doing the nasty with some hood rat in their bedroom and kills him.
Yatak odasında konuşalım.
Let's talk in the bedroom.
Dün gece yatak odasında olanların işimle hiçbir ilgisi yoktu.
Last night in the bedroom, that had nothing to do with my job.
Kurbanımız erkek, yatak odasında silahla vurulmuş.
Victim, male, gunshot, master bedroom.
İkisi yatak odasında seviştiler.
They two had sex in the bedroom.
Dan Crowther onu Ruth'un yatak odasında yakalamış. Aleti dimdik kızın başında dikiliyormuş.
Dan Crowther caught him in Ruth's bedroom one night, standing over her, cock like a broomstick.
Yatak odasında ateş yanıyor.
Fires is lit in the bedroom.
Oturma odasında bir kadın,... mutfakta bir aşçı, yatak odasında bir fahişe.
A woman in the living room, a chef in the kitchen, a prostitute in the bedroom.
Kurban yatak odasında.
Victim's in the bedroom.
Burada, annenin yatak odasında yatabilirsin.
You can sleep here, in mothers bedroom.
Ki üzüleceğim noktaya gelirsek. Senin yaptığın konuşma boyunca olduğun gibi yatak odasında da sıkıcı olduğunu çözerdim.
Which I would have come to regret because I would have found out that you're just as boring and polite in the bedroom as you have been during this, god awful conversation.
İstersen kıyafetler yatak odasında.
Your clothes are in the bedroom, if you want.
Bay Wade, eşiniz yatak odasında.
Uh, Mr. Wade, your wife is in the bedroom.
Ailenizi evde bulamazsanız yatak odasında sevişiyor olabilirler.
Now if you can't find your parents, they're in their bedroom, doing it.
Mutfakta da aynısını yaptım ve yatak odasında da, sizin gördüğünüz Alice televizyondaki görüntünün aynadan yansımasıydı.
Same with the kitchen and the bedroom, what you see is Alice on a television in a mirror.
Kısa bir aradan sonra realite şov yıldızı yatak odasında realiteci olacak toplumun pek de gizli olmayan siyasi çekişmesinin sırrı çözülecek ve vampirlerle yemeğe çıkmak isteyen insanlar için dünyaca meşhur aşçı Tom Colicchio'nun yenilikçi yemek tariflerini bizzat mutfağında öğreneceğiz.
As the person tasked with bringing this thing home, I'm very conscious of bringing it back to a center. I think we had a lot of wild sex.
Bahse girerim, yeni yatak odasında olmak onun hoşuna gidecektir.
I bet you she loves being in her new bedroom.
Benim adamlarımdan birini öldürdün, Her şeyi yatak odasında berbat ettin, Sen benim ekmeğimi ve balımı çaldın.
You wipe out one of my boys, you mess up his bedroom, and you steal my bread and honey.
Yatak odasında olmadığı kesin.
Not in the bedroom, certainly.
Hastane odasında, karakolda ya da bir yatak odasında olmadığımı biliyordum.
I know I wasn't in a hospital or a police station or even a bedroom. I just - whomp - emptied out my guts, got rid of her.
Donna'nın yatak odasında ışık var.
There's a light on in Donna's bedroom.
Yatak odasında Marie'yi bağlı tutuyor.
He's got Marie tied up in his bedroom.
- Yatak odasında, etajerin üstünde.
- In the bedroom, on the dresser.
Her boya yaptırmak istediğimizde ya da yatak odasına striptiz borusu yaptırmak istediğimizde izin almak zorunda olmamak güzel olurdu aslında.
Well, it would be nice not to have to ask every time I want to paint a wall, or put a stripper pole in the bedroom.
Yatak odası kısmında.
In the bedroom department.
Buna inanmak zor muhtemelen yatak odası kapısının arkasında sakladığın içi bozuk paralarla dolu kumbaranı düşünürsek. Ne zamandır biriktiriyorsun, 15 yaşından beri mi?
I find that hard to believe considering that huge crayon bank you've got hidden behind your bedroom door that you've been filling with all the change that you could accumulate since you were, what, 15?
- Yatak odası dolabı hakkında bir şey.
Something about the bedroom closet.
Misafir odasında yatak var.
There's a bed in the guest room.
Babama, kayıttan benim sorumlu olduğumu söyledim. Alice'in yatak odası ve koridordaki görüntülerini 28 Nisan'daki fotoğraflardan yaratmış ve ruh çağırma kaydında kullanmıştım.
I told Dad I was responsible for the image of Alice in the hallway and the bedroom and that I created the April 28th photo and the séance image.