Yatiyor traducir inglés
51 traducción paralela
ÖRÜMCEK AĞI KALESİ BURADA YATIYOR.
Now and throughout eternity
ÖRÜMCEK AĞI KALESİ BURADA YATIYOR
HERE STOOD SPIDER'S WEB CASTLE
Bubber, karisiyla yatiyor diye Jake Rogers'i vurmus diyorlar.
They say Bubber shot Jake Rogers because he was sleeping with his wife.
Baskasinin karisiyla yatiyor diye bir adami vurmak?
Shoot a man for sleeping with someone's wife?
BURADA ROBERT NİLSSON YATIYOR. 1833 DE LJUDER, İSVEÇTE DOĞDU 1855 DE MİNNESOTADA ÖLDÜ.
HERE RESTS ROBERT NILSSON BORN IN LJUDER IN SWEDEN 1833
BURADA KARL-OSKAR NİLSSONUN KARISI KRİSTİNA JOHANSDOTTER YATIYOR
HERE LIES KRISTINA JOHANSDOTTER KARL OSKAR NILSSONS WIFE
Yasli adam ölmüs yukarida yatiyor... sen h ¡ çb ¡ r sey olmamis g ¡ b ¡ davraniyorsun.
That old man is lying up there dead as hell and it just don't make any difference to you.
Bütün modelleri onunla yatiyor.
All his models sleep with him.
BURADA YATIYOR ÖLÜMÜ 7 Eylül 1885 Bu harika Doktor.
Hey, that's great, Doc.
Bilinçaltinda bir yerde bu isin anahtari yatiyor.
BARRY : You brought Sabrina here on a date?
Bu eyalette su an 2 milyonun uzerinde... kacak gocmen yatiyor.
There's over two million illegal immigrants... bedding down in this state tonight.
Buradan sinirli bicimde gitmesine engel ol. Cunku olmazsan butun haftayi acaba... simdi baskasiyla mi yatiyor diye dusunerek... gecirirsin anlatabiliyor muyum?
Don't let her walk out with a bad attitude...'cause if you do, you spend the next week... wondering if she's getting her fuck on with somebody else... you know what I'm saying?
"Oyster Jimmy baliklarla beraber yatiyor."
"Oyster Jimmy sleeps with the fishes."
BU ADAM SALAGA YATIYOR, DOSTUM.
This man acting a fool tonight, man.
O ZAMAN YANIMDAKi YATAKTA YATIYOR OLACAKTIN.
You would've been in that bed right next to me.
Bu yoldaslar yan gelip yatiyor ve güvenilir degiller.Problem bu.
Those comrades cost us money and are unreliable.
Daha iyi bir dünyanin umudu onun derslerinde yatiyor.
Hope for wonderful world is in every teaching.
Derindeki bu düzlügün tam ortasinda gezegenimizin en büyük jeolojik yapilari yatiyor. Okyanusun ortasindaki dag siralari.
Right in the middle of the abyssal plain lie the largest geological structures on our planet... the mid-ocean ridges.
Birisi baliklarla mi yatiyor?
Uh, is somebody sleeping with the fishes?
Ilk olarak o kadini opuyor, simdi ise annesi ile yatiyor?
First he's kissing that other woman, now he's making out with his mother?
ve simdi, bir gun ayri kaliyorsunuz, ve birisiyle yatiyor
And now, you're separated for one day, and he's with someone else? !
Benim sorunum, baskalariyla çikan biriyle yatiyor olmam.
My problem is, I'm sleeping with a man who's dating.
Kilise mezarliginda yatiyor.
He's interred in the church crypt.
Robin Givens perakendeci yatiyor televizyon, herkesin önünde gör.
I do not understand why Robin Givens told lies about them on TV.
Öyle karsilikli yatiyor ve lise çocuklari gibi birbirimizi oksuyorduk.
We're lying there, face to face, petting each other like high school kids.
Altinda baska bir sey mi yatiyor acaba?
Whatever do you think I meant?
Katharina : onlar gelmediler, yatakta hasta yatiyor.
Katharina : Oh well, they don't made it, they are both ill.
ne bir yigin sorun yatiyor.
You are a dishonest muck holl -.
Orada yatiyor.
Who? - Frederick.
Orada yatiyor.
- Frederick.
Kainatin sirlari solucan deliginde yatiyor.
The secrets of the cosmos lie through the wormhole.
Çünkü içinizden herhangi biri burada yatiyor olabilirdi
Because each and every one of you all can be Duke right here.
Size karsi dürüst olacagim çünkü burada gerçek hayattan bahsediyoruz Çünkü Duke gerçek, karsimizda yatiyor
I'm gonna be real honest with you all, because see, we real talking up in here, because Duke is real, laying right in front of us.
Bogazi kesik bir bicimde ara sokakta yatiyor.
He's lying in an alley with his throat slit.
Demek istedigim, sen ona hediyeler aliyorsun, ve o seninle yatiyor, bu ne tür bir iliskidir?
I mean, what kind of relationship is it where you buy her gifts and she gives you sex?
Yukarida yatiyor.
Sacked out upstairs.
Nasil yani? Annen disçinle mi yatiyor?
Wait, your, your mother is sleeping with your dentist?
Kilitli kapinin ardinda, panik ataklarinizin kaynagi yatiyor.
What's locked behind that door is what's causing your panic attacks.
"Ayaklarinizin altinda ne yatiyor?"
"What lies beneath your feet? !"
Burada bir tarih yatiyor.
There's history here.
Herkes yatiyor.
Everybody to bed.
icimde yatiyor.
And what's right lies within me.
Bu ufugun ötesinde, evrenin çok uzaklarda bulunan parçalari yatiyor.
Beyond that horizon lie parts of the universe that are too far away.
sifre ne kadar karmasik olursa olsun onu kiracak anahtar tek bir anahtar sözcükte yatiyor muhtemelen bir ibare.
Complex as the cipher may be, the key to breaking it lies in a single keyword, perhaps a phrase.
Jeremy Geist'in dairesine gittim ve yatagini yere yaptigini fark ettim ve ufak bir gece lambasi ile yatiyor.
Well, I went to Jeremy Geist's apartment, and I noticed that he makes his bed on the floor... and sleeps with a little night-light next to him.
Yani sonuçta her seyin temelinde o yatiyor.
I mean, really, that's what this is about, right?
Kötü sekilde tahmin edilemez sartli tahliye kuruluyla yüzlesip oglanlarla dus alacagina Papeete'deki ufak muz çiftligimde yan gelip yatiyor olacaksin.
Instead of facing a notoriously unpredictable parole board and the showering with the boys, you'll be unwinding on a small banana plantation I have outside of Papeete.
CASEY ROOKS BURADA YATIYOR KİMSENİN UMURSAMADIĞI KİŞİ Tüm olayın berbat halde olduğunu tekrar söyleyerek başlayayım.
Let me just start by restating this is all very screwed up.
CAPLAN AİLESİ BURADA YATIYOR
HERE LIES THE CAPLAN FAMILY
Sam Diamond orada yatïyor.
Sam Diamond is lying out there.
Aklima yatiyor.
It makes sense.