English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ Y ] / Yazmıyorum

Yazmıyorum traducir inglés

307 traducción paralela
- Artık yazmıyorum.
- I don't write my girl anymore.
O artık bana yazmıyor, ben de ona yazmıyorum normal olarak.
She doesn't write to me anymore, so I don't write to her.
Artık eve yazmıyorum.
- I don't write home anymore.
şu aralar bir şey yazmıyorum...
I'm not writing anything just now but, uh...
- Hatta artık hiç yazmıyorum.
As a matter of fact, I've given up writing altogether.
Mektup yazmıyorum.
I'm not writing a letter.
Ben ilaç yazmıyorum, Bay Brown.
I don't prescribe medicine, Mr. Brown.
Sana da az reçete yazmıyorum, Marion.
It seems to me that I write a lot of prescriptions for you every year!
Yok hayır, Her şeyi yazmıyorum Bay Cobb Her şeyi değil
No, no. I have nothing written down, Mr. Cobb. Nothing.
Pek yazmıyorum.
I don't write much.
Yazmıyorum.
I don't write.
Görev çizelgesini ben yazmıyorum.
I don't make out the duty roster.
Ama ben sizin kadar sık yazmıyorum.
Only I don't write as often as you do.
Sürtüklük suçlarınızı yazmıyorum.
I didn't file loitering charges.
Tamam, kısa dönem için yazmıyorum.
I'm not writing for a time capsule.
Ben artık yazmıyorum. - Sakin ol.
I can't write this any more.
Karıma yazmıyorum.
I don't write my woman.
" işte bu yüzden bu mektuba adımı yazmıyorum.
" which is why I don't have the courage to sign this.
Evet... bir süredir yazmıyorum
Yeah... haven't written for some time
Size yazmıyorum ve sizle iletişim kurmuyorum diye beni her zaman suçluyor olmanıza rağmen işte size acele bir mektup.
A speedy reply even though you've always said I was a lazy letter writer and you never hear from me.
Neden işleri yoluna koyana kadar size bir çek yazmıyorum?
Why don't I write a check to take care of things until we get this straightened out?
Bir Transfer Öğrencisi anlatıyor " başlıklı makaleler yazmıyorum ben.
I don't do editorials, especially when they're called, "From the Midwest to West Beverly : A Transfer Student Speaks."
Pekala... Neden serbest meslek yazmıyorum?
Well... why don't I just put self-employed?
Şirketi sevmezsem işi bırakıyorum ve özgeçmişime de yazmıyorum. Ah.
if i don't like the company i'm working for, i go to the next gig without covering my resume in white-out.
- Yazmıyorum.
- I don't write.
Ben hit eserler yazmıyorum.
I don't write hits.
Yazmıyorum. Mini bar faturasını hesaplıyorum.
I'm adding up our tab from the mini-bar.
Bir zamanlar haber yazardım, neyse ki artık yazmıyorum.
I used to report the news, but thankfully not any longer.
İtiraf emeliyim ki, bu yazıları ben yazmıyorum.
I must confess, I didn't write these obituaries.
Ben skeç yazmıyorum.
I don't write skits.
Ve altından başka şeylerin çıktığı kandırmacalı şiirler yazmıyorum.
And I don't write trick poems that aren't actually what they seem.
Görevine bağlı bir adam olmasına rağmen başkan orta doğu ya da terörizm hakkında........ hiçbir şey bilmiyor. Elindeki kartları ben yazmıyorum.
Well, with all due affection for the man, the president doesn't know fuck-all about the Mideast or terrorism that I don't write on his cue cards.
Çizemem, çünkü yazmıyorum, kaydediyorum...
I can't strike it, I'm recording it... - Wanda...
O yüzden yazmıyorum. Sadece sana iki şey gönderiyorum.
I know you asked us not to write... so I'm not writing... just sending you two things.
Artık şiir yazmıyorum.
I don't write poetry no more.
Forma yazmış olduğumu sanıyorum efendim.
Well, I believe it's right there on the form, isn't it, sir?
7 Ağustostan başlıyorum, şöyle yazmış :
I begin August 7 when he writes :
Kısa çocuk öyküleri yazıyorum, gerçi Grimm, Hans ve Lewis de yazmıştı.
I write short stories for children, but so did Grimm, Hans Anderson and Lewis Carroll.
Gerçekten, anlamıyor musun Çavuş ya da imalarda mı kim yazmış bunu, bir sonraki satıra hatırlamıyorum.
I - I really don't understand you, Sergeant, or your insinuations... Or whoever wrote this, I can't remember the next line.
O notu hatırlıyorum. Üstüne kardeşimin, oğlunu kurtardığını yazmıştı. Heil Hitler!
I remember the letter that it wrote saying that it had saved its only son e the German greetings.
Ömer Hayyam bunu nasıl olmuş da bizzat benim için yazmış şaşıyorum.
I wonder how Omar Khayyam knew To write these words for me personally.
Yıllardır yazmıyorum.
I haven't written for years.
M'den endişeleniyorum, bundan hoşlanmıyorum, diye yazmıştı.
I worry M, wrote, I do not like how things are going.
Hatırlıyorum da,'Köse'nin amiri bana şöyle yazmıştı :
I remember Bumfluff's housemaster wrote and told me that
Ve bir gün, durup dururken, Jenny'den bir mektup geldi, Savannah'ya gelip, onu ziyaret edip, edemeyeceğimi yazmıştı, ben de bunu yapıyorum.
And one day, out of the blue clear sky, I got a letter from Jenny wondering if I could come down to Savannah and see her, and that's what I'm doing here.
Artık yazmıyorum.
I no longer write.
Burada ne aradığını yazmıyor. Bizimle ilgili olduğunu sanmıyorum.
Doesn't say what she's doing here, but I don't think it has anything to do with us.
Hatırlıyorum da 120 kadar mektup yazmıştık.
We'd sort about 120 letters.
Anlamıyorum. Neden bu adamlar bana adam gibi bir rol yazmıyorlar?
I mean, why can't these guys write me a fuckin'decent part?
- Bişey yazmıyorum.
Are you sure?
- Artık yazmıyorum. - Neden?
- I don't write anymore.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]