English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ Y ] / Yeğenim

Yeğenim traducir inglés

2,268 traducción paralela
Yeğenim teyzesinin okullarıyla ilgili bir belgesel hazırlıyor.
I have a nephew who's making a documentary about his aunt's schools.
Yeğenim filmini çekmek istiyor.
My nephew really wants to film you.
- Bir yeğenim var.
- I have a niece.
Yeğenim.
My niece.
Andy! Ve yeğenim.
Hey, Andy and...
Tatlım sana yeğenim Antonio'yu tanıştırmak isterim.
Honey, I'd like to introduce you to my nephew, Antonio.
Öncelikle, Haley'i o kadar şişman görmek mükemmel olacak. Ayrıca düşünsene aslında yeğenim olan sahte bir kardeşim olacak. Harika bir şey.
First of all, it would be really cool to see Haley that fat, and how awesome would it be to have a fake little brother who's really my nephew.
Ya sen, Hamlet, yeğenim, oğlum.
But now, our cousin Hamlet, and our son.
Bak, piç kurusu yeğenim elime ne yaptı.
Look what the little brat did to my hand.
Daha fazla uğraştırma bizi, yeğenim.
Don't drag this on.
O, benim yeğenim.
She's my niece.
Yeğenim bu binanın içinde bir yerde.
My niece is somewhere in this building.
Yeğenim Charlie'yi hatırladın mı?
Yes. - Do you remember my niece, Charlie?
Kız benim yeğenim, Ve o bir tanık.
This girl is my niece, and she's a witness.
Genellikle yılbaşında yeğenim ziyarete gelir.
Generally, a nephew comes to visit me on Christmas
Yeğenim raydan çıkmak üzere.
If my niece has her way, her skirt.
Bu benim yeğenim Lenny.
This is my nephew, Lenny.
Yeğenim olabilecek kadar küçük olmana ne dersin?
Why can't I be your boyfriend? How about because you're young enough to be my nephew?
Bu yeğenim, Drew.
Oh, this is my nephew drew.
Yeğenim avukattır.
Economic and emotional. My nephew is a lawyer.
Benim yeğenim yok.
I don't have a niece.
Adım Samuel ve buraya yeğenim Rebecca'yı aramak için geldim.
My name is samuel, And i'm here looking for my niece, rebecca.
Yeğenim Christopher.
- my nephew, christopher.
Bu benim yeğenim, Pui.
That's my nephew, Pui.
O benim yeğenim... Yeğen...
She is my niece...
14 yıldır görmediğim yeğenim gelecek.
My niece, who I haven't seen in 14 years is coming in.
Donwell küçük yeğenim Henry'in olacak.
Donwell will go to my little nephew Henry.
Donwell'i miras alma konusunda yeğenim Henry için bir tehlike olduğunu sanmıyorum.
That I believe my nephew Henry is safe when it comes to inheriting Donwell.
Yeğenim bir resmimi çizmiş ve çok şişman gözüküyorum!
My niece drew a picture of me, and I look so fat!
- Bana yeğenim diyip duruyor.
- He keeps calling me his nephew.
Yeğenim ve Solin müzik grubunun başı.
My nephew and the lead singer for the band Solin.
Senin yaşlarında bir yeğenim var.
I have a niece who's about your age.
Şuradaki benim yeğenim.
This is my nephew over here.
En sevdiğim yeğenim de buradaymış.
Pump it up! [Together] Give me some of that Frannie fanny!
12 yaşındaki, sahip olabileceğim ya da olamayacağım yeğenim gibi atıyorsun.
You throw like my 12-year-old niece, that I may or may not have.
Senin yaşlarında bir yeğenim var.
You know, I've got a nephew about your age.
Bu benim yeğenim, Fisher.
This is my nephew, Fisher.
O benim yeğenim, sen de ailedensin.
He's my nephew, and you're my family.
Tabii ki, bir kız bir de erkek yeğenim var.
Oh, of course, there's my niece and nephew.
Ayrıca, yeğenim onun yüzünden hiç acı çekmedi ki.
Besides, my nephew weren't hurt by her at all.
Hayır, çünkü yaptığı işte çok başarılı bir yeğenim var.
No, it's because my nephew just excels in everything.
Sevgili yeğenim onun tarafından öldürüldü.
My precious niece was killed by him!
Hey, yeğenim.
Hey, Nephew.
Yeğenim, bir bardak daha al.
My nephew, have another glass.
Ünlü şarkıcı yeğenim buraya geliyor!
My famous singer nephew is coming here!
Yeğenim.
Nephew.
Yeğenim olduğun için seni fazlasıyla bağışlayabilirim, Walter ama birinci ve önemli olanı sen benim askerimsin.
As my nephew I can forgive you much, Walter... But first, and most, you are my soldier...
- Yeğenim nasıl?
How's my nephew?
Uzun süre dönmezsem yeğenim yine kasadan çalar.
My nephew's gonna steal me blind if i'm gone too long.
Sevgili yeğenim, meleklerini bana bırakmaya karar vermene çok sevindim.
Dear Nice, I'll be delighted you decided to leave your little angels with me.
Küçük yeğenim 6 dil bilir. Biri de Eski Yunanca.
My little niece knows six languages, including ancient Greek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]