Yorgan traducir inglés
788 traducción paralela
Çok tuhafsın. Yorgan altında mı konuşmamız gerekiyor?
What secret is this now?
Dünya yansa yorganım yok içinde.
I haven't a care in the world.
Çarşaf ve yorgan almaya.
To get some bedclothes.
Annem bana kuştüyü bir yorgan aldı. Neyse.
Ma got me an eiderdown.
Geleceğini biliyorsa yorganı başına çekip yatmış olabilir.
If they expected you, they could, with the covers over their heads.
Sen yorganın altına bak.
You look under the blanket.
Bugün yorgan diktim.
I mended the quilts today.
Alacalı yorgan için düzenlediğimiz piyangoyla ilgilenirsiniz sanırım?
In that case, you'd be interested in a crazy quilt. We're raffling it off.
O alacalı yorganın buradan gitmesini hiç istemem.
I'd hate to see that crazy quilt leaving the parish.
Noel Baba sakalları yorganın içinde mi yoksa dışında mı uyur?
Does Santa Claus sleep with his whiskers outside or in?
Üstüne yorgan örtmekle kalmayıp seni yatağa bağlayacağım.
And I'm not tucking you in bed. I'm tying you in.
Ama yorganım daha sıcak
" But my blanket's warmer
Annem mendile sarılır Bense yorganıma
And Ma in her kerchief And I in my cap
Yorganın altında büzüşüp uyumak ne kadar da güzeldi...
It felt nice when we crouched under the covers!
Dışarı çıkmıyor.. Balkona yorgan bile asmadı.
He has not even taken the quilt to the balcony.
Yorganın çok mu ağır?
Is the bedding too heavy?
- İmeceyle yorgan yapıyoruz.
We're having a quilting bee.
Yorganı açayım mı?
Shall I turn down the covers?
" Ateşi olduğu için içi karla doldurulmuş bir yorgan...
" Hidden in a farm cart under straw,
" Polly havanın soğukluğunu anlamak için ayak parmağını yorganın dışına çıkardı.
" Polly put one toe out from under the covers to find out how cold it was...
Ama gerçekte, yorganı başımıza çekip uyuyacağımız zaman kendimizi kandırmayı bırakırız.
Deep down, when we get ready to tuck our heads under our wings and go to sleep we ain't kidding ourselves.
Yorganı çabucak kaldırıp..... saldırmadan önce öldürebilirim diye düşünüyorum.
We ought to just pull it down quick and see if I can hit him off before he strikes.
Düşündüm de, belkide, onları dikmek isteyebilirsin ve böylece yorgan olarak pazarda da satabilirsin.
I thought, perhaps, you'd like to stitch them together to make a patchwork quilt for the bazaar.
Yetimler için yorgan yaparak diğerlerine yardımcı olabilirsin!
You could help others by making the patchwork quilt for the orphans if you wanted!
- Yorgan.
- Ooh, quilt.
Pekala, onu yorgan tezgahına götüreceğim.
Well, I'll take it to the quilt stand.
Harika bir ev yapımı yorgan.
WOMAN : A nice homemade patchwork quilt.
Onun yangın alarmını kaldırdığını söylediler, Nasıl sigara ile yorganı yaktığını!
Tell him how he raised a fire alarm, how he burned a hole in his quilt with a cigarette.
Sarıl yorganına uyu şimdi.
Well, snuggle-bug, snuggle down, okay? Sleep.
Guido'cuğum, yorganın altına gir.
Little Guido, get under the covers.
Yorganı biraz da bana bırak.
Give me some blankets.
Yorganın altına gireceğim o kadar.
I'll get under the covers and that's that.
Yorganın hepsini almışsınız.
I have no covers.
Katilimizin gece yorganımızı düzeltmesi pek hoşumuza gitmez.
We don't exactly approve of our murderer tucking you in at night.
Isınmak için yorganın altına girdim.
I got under the blankets to warm up.
Bu sabah yorganın altında suratsız değildin.
You weren't that grouchy under the covers.
Yastık oraya atılmış, sırtlık öte yana, Yorgan bir yanda, çarşaflar dağınık.
With here a pillow flung and there a bolster! This way the coverlet, and that, the sheets.
Sana melekllerin kanatlarından yapılmış bir yorgan getireceğim.
I'll bring you an eiderdown, with angel feathers. My own.
Zaman öldürmek istiyorsanız, gidin yastık yorgan dikin!
If you've got some time to kill, go practice sticking needles in pillows or something!
- Belki bagajda birkaç yorgan vardır.
Maybe he's got some blankets in the trunk.
Pire için yorgan yakmak istemem.
I don't want to throw out the baby with the bath.
Ve daha sonra 35 tutarındaki yorganı.
Then you gave me the quilt, which cost 35.
Sadece... yorganın üzerine uzanın.
And then lie down on the quilt.
Biraz yiyecek, bir yorgan, başka bir şey istemem.
A handful of rice, a blanket, no more.
Yeni bir yorgan alacağım.
I'm gonna buy us a new quilt.
Sana yorgan getirdim!
I'm here to deliver your duvet.
Neden yorganın altına girmiyorsun?
Why don't you get under the covers?
Jennifer arayıp olanları anlattı, sonra yorganı başına kadar çekti. Problemlerle böyle baş ediyor.
Jennifer called and told me about this then pulled the covers over her head, which is how she deals with problems.
Kuştüyü yorgan nasıl birşeydir bilmiyorduk bile.
E we did not know what it was a comforter.
- Bir yorgan getireyim.
I'd better get a blanket.
Dur, yorganı açayım.
Hey...