Yüzüğü traducir inglés
4,765 traducción paralela
O yüzüğü parmağından çıkarmazdı.
- He always wore the ring.
- Eee? - Amador'un yüzüğü varmış.
Amador wore a ring.
Gecenin bir yarısı, plakasız bir araç geliyor yüzüğü bulduğun bagajın kaplaması sökülmüş bu durumda ilk aklına gelen rehinciye gitmek mi oluyor yani?
- Car shows up in the middle of the night no plates, trunk stripped of carpeting where you find a ring, and your first move is a pawn shop?
- Araç mezarlığındaki yüzüğü okutmaya çalışan herif varoştan birileriyle iş yapıyormuş.
- Guy from the salvage yard? He does business with riffraff from the projects.
Büyükannem Wenthworth'ün nişan yüzüğü.
Grandma wentworth's engagement ring.
Tüm bunlar son bulduğunda, sana hayatında gördüğün en güzel yüzüğü alacağım.
When all this is over, I'm gonna buy you the most beautiful ring you've ever seen.
Alec'in aptal fikrine "Evet ama" diye başlayım ve yüzüğü tatlıya saklamayı önereyim.
Let me "yes, and" Alec's stupid idea... and suggest we hide the ring in a dessert.
Yemekten sonra, sen ve Joy sessizce tüyeceksiniz ve bu yüzüğü çikolatalı musa saklayacaksınız.
After dinner, you and Joy will slip away and hide this ring in a chocolate mousse.
Tamam, yüzüğü yerleştirdik.
Okay, the ring is in.
500.000 $'lık elmas yüzüğü kaybettik.
We just lost a $ 500,000 diamond ring!
Yüzüğü musa koymuştuk.
We put the ring in the mousse.
- Yüzüğü kaybettik.
We lost the ring.
Bu yüzüğü musa biz koyduk.
We put this ring in the mousse.
Ama şu an Victoria'yı kadınla tuvaletinde tutmalıyız, ki bu arada yüzüğü bulabilelim.
Right now, we have to find a way to keep Victoria in the ladies'room so we can find the ring.
- Bekle, yüzüğü sen mi aldın yani?
Wait, you bought the ring? Yes.
- O bir nişan yüzüğü mü?
Is that an engagement ring? Ah!
Yani, sanırım "nişan yüzüğü" kabul edilebilir bir isim.
I mean, I guess "engagement ring" is the acceptable nomenclature.
Büyükannenin yüzüğü.
Your grandmother's ring.
Hayır, parmağıma yüzüğü takarken Gollum taklidi yapamazsın. - Hayır.
No, you cannot do your Gollum impression when you put the ring on my finger.
Büyükannemin yüzüğü.
My grandmother's ring.
Yüzüğün evlilik yüzüğü olduğunu kim bilecek ki?
Who knows if someone's wearing a wedding ring?
Kahrolasıca yüzüğü yine mi kaybettin?
You lost the damn ring again? !
İçeri gidiyorum yüzüğü getirmek için!
I'm gonna go and get it for you.
Eski bir Victoria yüzüğü. Bunlardan pek görmeyiz.
It is Victorian, are rare.
Shin anladım! Nak yüzüğü sol eline takmıştık.
Shit, come to think of it, the ring I saw is on the ring finger of her left hand.
Yani o bir evlilik yüzüğü!
It's a wedding ring.
Aynı şu eski şarkıdaki gibi : "Eğer hoşuna gittiyse yüzüğü parmağa takacaktın."
Like that song, "If you liked it, you should have put a ring on it."
Sen o ipe dolanmış yüzüğü bıraktığında da söz vermiştin.
Word had it you'd left the roped ring.
Onu Chez Nous'ya götürüp, yüzüğü kremalı pastanın içine koyduracaktım.
I was gonna take her to Chez nous, get the chef to stick it in a cream puff.
Bugün parmağıma o yüzüğü taktığında midemde kelebekler uçuşuyordu biliyor musun?
You know, when you slipped that ring on my finger today... Hmm? ... My stomach got that roller-coaster feeling.
Hayallerimin yüzüğü.
PLATINUM SETTING.
Büyükannemin yüzüğü.
GRANDMA'S RING.
Daha önce o yüzüğü hiç işlerken görmemiştim.
I've never actually seen that ring in action before.
Gidip yüzüğü getireceğim.
I'll go get you the ring.
Bu yüzüğü parmağında görmek kalbimi ısıtacak.
It will fill my heart to see this ring on your-your finger.
Ama bence şu iri yüzüğü araştırırsanız- -
But I bet if you cross-reference that frat ring- -
Kendime daha büyük bir nişan yüzüğü alırsam alınır mısın?
Will you be insulted if I buy myself a bigger engagement ring?
Bu yüzüğü Petrus'un elinden al ve bil ki İsa'nın havarilerinin sevgisi sayesinde...
Receive this ring from the hand of Peter and know that through the love of the Prince of the Apostles...
Dostum, bu yüzüğü Mina'nın o güzel parmağına taktığımda tüm o üniversite saçmalığını bırakıp kendini daha doğal olan, kadınsal şeylere adayacak.
Mate, when I slip this ring on Mina's lovely little finger, I have every confidence that she'll forget all this silliness at university and settle down and dedicate herself to more natural, womanly pursuits.
Yüzüğü uçup gitmiş mi?
His ring flew away?
Seni bir sonraki görüşümde eğer o yüzüğü parmağına geri takmaya karar verirsen cevabımı alacağım.
The next time I see you, if you decided to put that ring back on your finger, I'll have my answer.
Bundan çok utanmıştı, ertesi sabah özür olarak bana bu yüzüğü aldı.
He was so ashamed, he showed up the next morning with this ring.
O yüzden bu yüzüğü hediye olarak değil de sana sahip çıkacağıma dair verdiğim söze mütakiben almanı istiyorum. Tıpkı senin yıllarca bana göz kulak olduğun gibi.
So I want you to have this ring... not as a gift, but as my promise to take care of you, just like you have always taken care of me.
Bu yüzüğü her zaman sevdim.
I always did love this ring.
Emily ona yüzüğü geri vermeden önce ikinizi onun evinde öpüşürken gördüm ve Daniel'e söyledim.
Right before Emily gave him back the ring, I saw the two of you at her house kissing, and I told Daniel.
Dışarıya çıkmanı ve ona bu yüzüğü vermeni istiyorum.
I want you to roll on out there, and I want you to... Give her this ring.
Bir evlilik yüzüğü takıyor olmanı da anlayabilmiş değilim.
And how on earth you have a wedding ring is beyond me.
Parmağından çıkaramadığın evlilik yüzüğü gibi.
They're like a wedding ring ; I can't take them off anymore.
- Sadece yüzüğü geri almak istiyorum.
- I just want to get the ring.
Size yalvarmamın sebebi bu. Lütfen yüzüğü geri verin.
That's why I'm begging you, please give me back the ring.
- Yüzüğü geri ver!
- Give me back the ring!