Yıllar traducir inglés
22,742 traducción paralela
- Popüler müziğin bir türüdür. Kökeni, 1950 ve 1960 yıllarındaki Rock and Roll'a dayanır.
A genre of popular music based in rock and roll of the'50s and'60s.
Yıllar boyu yanlış anlaşıldıktan ve çok büyük acılar çekip kendimden nefret ettikten sonra herkes susacaksa, ben konuşurum diye bir karar aldım.
Finally, after being misunderstood for years and going through so much pain and absolutely hating myself, I decided that, if no one's gonna talk about it, then I will.
Onun yarattığı kişilik olan Terri Tickle 2006 yılları civarında gündemden düşmüş gibi görünüyor.
His persona of Terri tickle seems to have dropped off the radar around 2006.
Mutlu yıllar sana
Happy birthday to you
Mutlu yıllar, sevgili Carl
Happy birthday, dear Karl
Mutlu yıllar sana
Happy birthday, to you
Mutlu yıllar.
Happy birthday.
Senin eski bir fotoğrafın var bende. Yıllar önce sistemi girmişim, yakalanırsan diye.
I have an... old photograph of you that I put into the system years ago, just in case you ever got arrested.
Yani, aylar önce, belki yıllar önce öldürülmüş olabilir.
She could have been killed months ago, even years.
Yani, aylar önce, belki yıllar önce öldürülmüş olabilir.
So, she could've been killed months ago, even years.
Duyduğuma göre kocam asi gençlik yıllarında sizi çok uğraştırmış.
I hear my husband was a bit of a handful in his unruly youth.
Kara şantiyedeki yılları onu bizim için pahabiçilemez bir örnek yapıyor.
His years in the black site make him an invaluable specimen to us.
Bir Hunterı çözmek yıllar alıyor vakit sahip olamadığımız bir şey.
It'll take years to crack a Hunter, time that we don't have.
Biliyor musun? Hayatımı uzun yıllar boyunca riske attım.
You know, I put my life at risk for so many years.
Yıllar geçtikçe bu tür yaralanmalardan kaynaklanan komplikasyonlar aniden ortaya çıkabilir.
Complications from this type of injury can flare up years down the road.
Geçmişte onunla konuşmadan yıllar geçirdik bu aramızda devam eden bir anlaşmaydı.
He and I have gone years without talking in the past ; it's an arrangement that works.
Eğer üniversitenin parasını kullanmışsa izini bulmak yıllarımızı alabilir.
If he used the college's money, it could take years to find the trail.
Yıllar önce.
Many years ago.
Ben basit bir paralı askerim. Babandan borç para almış biriyim. Yıllar önce.
I am a mere condottiere to whom your father loaned money many years ago when no one else would.
Ailen benimkini aşağı çekmek için yıllarını harcadı.
Your family has tried for years to take mine down.
Bu yıllar, nesiller sürebilir.
It may take years, generations.
Yıllar önce dostluğumuzu harcadın, Cosimo.
You sacrificed our friendship many years ago, Cosimo.
Yıllar önce sana olduğu gibi, Cosimo.
Just as you did, Cosimo.
Tıpkı yıllar önce Bianca gibi.
Just as he got rid of Bianca all those years ago.
Yıllar önce Klon Savaşı patlak verdiğinde Mandalorianlar zaten kendi aralarında savaş halindeydiler.
Years before the Clone Wars broke out, the Mandalorians were already at war with each other.
En son birileriyle konuşmamın üzerinden yıllar geçti.
It's been years since I've spoken to anyone.
Sen de yıllar önce benim buraya gelmemle aynı sebepten ötürü geldin.
You came for the same reason I did, years ago.
Yıllar önce orada itibarsız bir bar vardı.
Used to be a dive bar years ago.
Gerçekten gözlerimi kapatırsam bundan yıllar sonra ne görüyorum?
If I do close my eyes, what is it that I picture years from now?
Gençlik yıllarında öğrendim bunu.
I learned that early in life.
Yıllar ister.
Years.
Ama yıllar lazım bunun için.
But years, it'll take him years.
Boston'a gelecek benimle. Son yıllarımı beraber geçireceğiz.
She's coming back to Boston with me, settle down for my... my final years.
- Bu arada yani okul yıllarımda millet bana sataşırdı ve "Adın Serçe, kesin ibnesin." falan derlerdi.
- And, you know, actually, like, when I was in school and people would fuck with me you know, they'd be like, "Oh, your name Pinkie. You a fucking faggot."
Son yıllarımı Sylvie ile yaşamak istiyorum ama elimde bir şey olmazsa bunu yapamam.
Live out my final years with Sylvie, but I can't do that if I got nothin'to offer.
Mutlu yıllar öyleyse.
Happy birthday then.
- Uzun yıllar önce.
I have been for years.
Mutlu yıllar tatlım.
Happy birthday, sweetie.
Elbiselerimle dalga geçtin kariyerimle ve çocukluk yıllarımda dalga geçtin.
You made fun of my clothes, you made fun of my career, you made fun of my childhood.
Şu anda tıbbın ilk yıllarındaki açık kalp ameliyatına bakıyoruz dostlarım.
We are looking at the very foundations of open heart surgery, my friends.
Evet, çünkü yıllar öncesinden kapatılmıştı.
Yeah,'cause it closed years and years ago.
Yıllar önce, kolej için L.A.'e taşındığımda.
Years ago, when I moved to L.A. for college.
- Ne? On yıllar önce Güney California'yı bir erik sevkiyatıyla gelerek istila eden Brezilya ateş karıncaları.
Brazilian fire ants that invaded SoCal decades ago in a shipment of plums.
Yılların alışkanlığı.
Years of practice.
Hades bunu muhtemelen yıllar önce Orpheus ve Eurydice kaçmak için kullandıklarında yaptı.
Hades probably did this ages ago when Orpheus and Eurydice used them to escape.
Alınma ama sırf çocukluk yıllarından vefa borcun var diye bir kabadayıyla...
WALTER : Okay, no offense, but do we need to get involved with some hood just because you owe him a childhood debt?
Sorunu çözmek yılları aldı.
It took years to sort out.
Yıllar veya aylar sürebilir.
It could take years... or months.
Aylar, yıllar, on yıl?
Months, years, decades?
Yıllar 1945.
Years. 1945.
Doğru, ama yıllar içinde pek çok evi yeniledi.
Yeah, but he's renovated a lot of houses over the years.
yıllardır 65
yıllarca 52
yıllar sonra 22
yıllar geçti 27
yıllar boyunca 24
yıllar oldu 18
yıllar önce 137
yıllar önceydi 17
yıllarca 52
yıllar sonra 22
yıllar geçti 27
yıllar boyunca 24
yıllar oldu 18
yıllar önce 137
yıllar önceydi 17