Zannımca traducir inglés
183 traducción paralela
Zannımca, sen de tam olarak oraya gideceksin.
I can only imagine that's exactly where you're going.
- Zannımca, henüz bir karara varmadınız?
I take it you haven't come to a decision?
Zannımca, oyununuz hakkında konuşmaya gelmiştiniz.
I assume you came here to talk about your play.
Bu kuruntunun ötesinde, zannımca, başka birisi tırmığı kullandı ve bütün parmak izlerini sildi.
It's beyond imagination, I suppose, that somebody else could have used the rake and wiped off both sets of fingerprints.
Hayır, yanlış yoldasın ; zannımca daha çok zararsız bir züppe diyelim.
No, you're on the wrong track, imagine more of a harmless dandy
Arkadaşım, zannımca yapmamız gereken istihbaratı almaktır. Ben alırım, inan bana.
My friend, all I'm supposed to do is to get information.
Zannımca, önce yakıp sonra da giydirmişler.
Well, I think they burned him and dressed him afterwards.
Sanki hayal gibi geliyordur, ancak ben de şahit oldum, zannımca bu dünyaya ait olmayan bir şeydi.
It seems like a fantasy, but I was a witness and I think it was something out of this world.
Bu kale zannımca aile yadigârınız?
It is, I presume, the family home?
Zannımca asistanını ameliyata alman gerekecek.
I assume you have to operate on the man.
Zannımca, Dr. Thorrsen'in Kliniğine yakından göz atmak istiyorsunuz, ancak engel olacaktır.
I assume you want to take a closer look at Dr. Thorrsen's clinic, and he would be in the way.
Zannımca alçıyı daha hafifiyle değiştirebiliriz.
I believe that we can replace the cast with something a little lighter.
Zannımca, zavallıcık gergindi, zira.. ... Pazar günü, yemin edecekti.
I think the poor wretch was nervous because on Sunday she would take her vows.
Zannımca geçen gece 3 gibi yaptığın ziyaret ettiğin kişiyi öğrenirler.
Suppose they find out you're visiting, like you were at 3 : 00 the other morning.
Zannımca sadece başıboş bir köpekti.
It was probably just some stray dog.
Edmund, zannımca bir kediniz var.
I'd rather get to know you.
Piskopos dostlardan biri alır zannımca.
One of the bishop fellows, I imagine.
Edmund, zannımca bir kediniz var.
Edmund, I believe you have a pussy cat.
Zannımca, film düpedüz kanlı bir dehşet filminden çok bir komediye benzedi, ancak bu yapım takviminden kaynaklandı.
I have a feeling that the movie turned into a comedy rather than a straight splatter film, but it's all down to the production schedule.
Zannımca, her bir bireyde benzer türde çift kişilikler mevcut, lakin bu hastanın durumu daha karışık.
I think every human being has some kind of double personality, but this patient's case was more complex. Doctor!
Zannımca, bu yemek hayli güzel olmalı. Gördüğünüz gibi, bunlar ince bağırsaklar. Aynı sosis gibi.
The fingers and eyeballs are mixed and served as a salad with fresh vegetables.
Zannımca, temizlik için gelmiş.
I think she is a cleaning lady here.
- Gri, zannımca Majesteleri.
Grey, I suspect, Majesty.
Bu arada, ben de zannımca Cuma günü öldürteceğim eski dostum Lord Ponsonby'yi ziyaret ederek vakit geçireceğim.
Meanwhile, I shall spend the time visiting my old friend Lord Ponsonby, whom I believe I'm having killed on Friday. Come on, Nursie.
Zannımca efendim, Doktorun size anlatmaya çalıştığı şey kitabını bitirmesi nedeniyle hayli mutlu olduğu.
I believe, sir, that the Doctor is trying to tell you that he is happy because he has finished his book.
Zannımca, kurtarılmayı bekliyordunuz, değil mi?
I expect you were expecting to be rescued, huh? !
"Zannımca, Prensi öldürmenin tam zamanı."
Methinks it's time to hack the Prince to death. "
Zannımca, ölmüş.
It is my opinion that he is dead.
Zannımca, zekiydi de.
Clever too, I expect.
Hassasiyetle irdelenmesi gerekiyor, zannımca.
Delicate touch needed, I fancy.
Zannımca, bozuk olmalı.
I suppose it must be.
Evet, ölümden daha iyi, zannımca.
Yes, it's better than death, I suppose.
Tarihi bir tesadüf, zannımca.
It's an accident of History, I suppose.
- Yeterince baktınız zannımca.
I've think you've seen enough.
Zannımca barınızı satın alan Britanyalı piç benim maalesef.
I'm afraid I'm the limey bastard who's purchased your bar.
Zannımca Fe'Tor dişilerinizi bildiğinizden çok daha fazlası için istiyor.
I think Fe'Tor wants your females for more than just you know.
Angel'ın toz yığınının üzerinde dans etmek için benim yeterli güce sahip olduğumu düşündün ve zannımca Holtz senin için yeterince hızlı çalışmıyor.
Considering I have yet to dance on Angel's pile of dust I'm imagining that Holtz isn't working fast enough for you.
Ve zannımca çok zor bir kararın sancılarını çekiyor.
And in the throes of a very difficult decision, I imagine.
Yarım saattir otobüsün arkasında yatıyor. Zannımca onların yol menajeri.
He's been laying in the back of the bus for half an hour now.
Zannımca kalbi durmadan önce baygın durumdaydı.
My guess is he was unconscious before his heart stopped.
Zannımca, bir kaç adım ilerlettiler şimdi şöyle diyorlar : " Modern şehirler ve kentlerdeki yaşam yerleri mi?
I reckon they went a couple of steps further and are now saying, " Modern cities and urban habitats?
Zannımca, karanlık biraz daha emniyetli olacaktır.
I reckon it's a lot safer in the dark.
Niyetleri ballarını savunmak, zira, insanoğlu hep ballarını aşırıyor, zannımca, bunu öğrenmenin en kesin yolu da bu.
They're about to defend their honey, because we always steal it, and I reckon this is the most powerful way of finding that out.
Zannımca çene kanseri.
Cancer of the jaw, I believe.
- Zannımca hikâyen hoşuma gitmeyecek.
- I believe I'm not going to like your story.
Ve zannımca sen... henüz yirmili yaşlarda olmalısın.
And I believe that you're... obviously in your early-middle 20s.
Bu rakam, sizinkinin çok da altı değil zannımca.
That is not so much less than yours
Kafatası sıvısı olmalı zannımca.
Cranial fluid would be my guess.
Zira, zannımca kendi liginde oynamaktan hoşlanıyordun.
Because I reckon you enjoyed playing out your league.
Zannımca, Orokiah Kitabında, kederli hayaletleri teselli etmekle alakalı bir bölüm var.
I presume the book of Orokiah has a section on how to deal with grieving ghosts.
Zannımca, bunu kabul etmeyi düşünüyorsunuz.
I presume you intend to honour this.