Zekan traducir inglés
666 traducción paralela
Böyle yapmamalısın. Kıskançlık kötüdür zekanın ve güzelliğinin altında bir duygudur.
You mustn't be, jealousy is a horrid sentiment, worthy of neither your spirit nor your beauty.
Duydum ki, tüm zekanıza rağmen, anlayamayacağınız... çözemeyeceğiniz tek problem, burada ne yaptığınızmış.
I heard that with all your brains, the one thing you can't figure out, the one problem you can't solve is what you're all doing here.
Zekanın, komiser.
Why, intelligence, Lieutenant.
İçinizdeki her şeyle, üstün zekanızla, kültürünüzle, nasıl oluyor da ruhani değerlere karşı bu kadar duygusuz olabiliyorsunuz, General?
Oh, general, with all you have within you, your superior brain, your culture, how can you be so blind to spiritual greatness?
Dr. Mabuse'un ölümüyle, nasıl olağanüstü, insan üstü bir zekanın sona erdiğini kimse anlamıyor.
No one has any idea what kind of phenomenal, superhuman mind has come to an end with Dr. Mabuse's death.
Ortalama bir suçlunun üstünde zekan var.
You have intelligence beyond that of the average criminal.
Siz şu anda, sizin bile bütün bu zekanıza rağmen algılayamayacağınız, sadece bireysel değil aynı zamanda çok güçlü bir örgütün yoluna çıkıyorsunuz.
You stand in the way not merely of an individual but of a mighty organization, the full extent of which even you with all your cleverness have been unable to realize.
Bu kaz kafalılar sizin zekanızı anlayamaz.
- His Lordship understands.
Müthiş bir zekan var Abe, bunu biliyorsun.
You've a wonderful mind, Abe, and you know it.
İki dev zekanın buluşmasını izlemek büyük bir zevk.
It's stimulating when two giant intellects get together.
Sen zekanı kullandın.
You used brains.
Neden onu kurtarmak için zekanızı kullanmıyorsunuz?
Why don't you use your cleverness now to save him?
İyi bir zekan, güzel bir yüzün, disiplinli bir vücudun var güzel bir kadında olması gereken tüm vasıflar, bir tek vasıf hariç.
You have a good mind, a pretty face, a disciplined body doing what you tell it everything it takes to make a lovely woman, except the one essential.
Eğer parmakların da zekan kadar uyanıksa, gerçekten hırsızların prensi olmalısın.
If your fingers are as nimble as your brain, you are indeed the prince of thieves.
Keskin zekanın yokluğunu arayacağım...
Make no mistake, I shall regret the absence of your keen mind.
Bay Graham, o mükemmel zekanızın size anlatmaya çalıştığı şey son derece basit :
Mr. Graham, as your excellent brain grasps what I am trying to say to you, it's perfectly simple.
Zekanı biraz dinlendirip bana viski ve su ver.
Rest your intellect and give me a Scotch and water.
Müthiş bir zekan var.
You have a great brain.
Zekanızı tüm parlaklığıyla gösterdiniz.
You demonstrated your cleverness, oh most brilliantly.
Hoşçakalın Bay Potts, sizin zekanıza sahip bir adamı tanımak büyük bir zevkti.
Goodbye Mr. Potts, it's been a great pleasure knowing a man of your intelligence.
Sizin zekanızda bir insan aptalca bir cinayet işlemez.
A man with your intelligence does not commit a stupid murder.
Hayır. Sizin zekanıza her zaman hayran olmuşumdur.
No, no, I've always admired your wit, Lord Horfield.
Keskin zekanızın eksikliğini hissedeceğimizden eminim.
Make no mistake, Miss Honey, I shall regret deeply the absence of your keen mind.
Zekanızı keskinleştirin, dişlerinizi değil!
Sharpen your wits, not your teeth.
Senin zekan bu kadarmış.
That was clever of you.
Bazen zekan beni şaşırtıyor.
You know, sometimes your brain amazes me.
Ama görüyorsun. Heyecan verici bir zekan olduğunu keşfettim.
But, you see, I've discovered you have an exciting mind.
Şu keskin zekan yok mu, bazen çok itici oluyor.
That fine mind of yours gets pretty repulsive at times.
Zekanızın gücünü duygusallığa kapılarak boşa harcadınız.
You've spoiled the keenness of your mind by wallowing in sentimentality.
Senin çok gurur duyduğun ünlü sıkıcı zekanın her yıl daha fazla sulandığını söylemekten rahatsızlık duymam.
I don't mind telling you that famous dry wit you're so proud of gets soggier every year.
Zekan, karakterin, dişiliğin, hassas sıhhatin hepsi, kesinlikle hepsi senin tutkuya teslim olmanı men ediyor.
Your wisdom, your character, your femininity, your fragile health all, absolutely all forbids you to yield to passion.
Zavallı cahil ruhlarını zekanın aydınlığıyla karşı karşıya bırakmak istiyorsun.
You would bring the light of understanding into their poor benighted souls.
Senin zekan ve benim kaslarım sayesinde bu kasabayı parmağımızda oynatabiliriz.
With your head and my muscle, we could run this town.
Bundan ortalamanın üstü bir zekan olduğu sonucunu çıkardık.
We deduce an above-average intelligence
Kaba kuvvetin de faydaları vardır, Rodney, ama bence zekanın değeri daha fazla.
Strength has its merits, Rodney, but I value intelligence higher.
Zekanı geliştirmek için değil, öldürecek adam bulmak için okumayı öğreniyorsun.
You learn to read not to make you wise but to help you find men to kill.
Zekan hâlâ seninle birlikte.
You have your intellect, Jim.
Korkunu kontrol eden zekan var.
You have your intelligence controlling your fear.
Madem kızı seviyorsun, aklını ve zekanı kullan da kızı elde etmeye bak.
If you love the maid, bend thoughts and wits to achieve her.
Evet Hadley, biz şeytani zekanın tersiyle karşı karşıyayız.
Yes. Hadley, we're up against an opposition of fiendish ingenuity.
- Benim tarafımdan. - Yaratıcı bir zekanız var, Bay Bond.
- You have an inventive mind, Mr Bond.
Birazcık zekanız olursa belki birgün yaşamınız kurtulur.
There's a little piece of intelligence that might save your life sometime.
Gördüğün gibi, zekanı her an kullanabilmen gerek.
So, you see, it's a matter of keeping your wits about you at all times.
Zekanız devamlı beni şaşırtıyor, Bay Warfield.
You never cease to amaze me.
Bununla birlikte açıkçası zekanız amacıma hizmet etmemi düşünmeme teşvik ediyor.
However, your obvious intelligence emboldens me to think that
Aslında, şu iki geri zekalı senin parlak zekanın ürünü.
Actually, it's because those two sort of took the shine off your image.
Belki de zekanız o kadar iyi değildi.
Then perhaps your intelligence wasn't so great, Sargon.
Arkadaşlarınızın yerini tespitteki zekanız takdire değerdi.
Your ingenuity in discovering the whereabouts of your companions is noteworthy.
Verimsiz bir amaç, zekanızı değersizleştiriyor.
It's an unproductive purpose, unworthy of your intellect.
- Kıvrak zekan için teşekkürler, sevgilim.
- Thank you for your presence of mind.
Senin zekan da senin yaşamanı sağlayacak.
Your intelligence would enable you to survive as well.