Zekanın traducir inglés
332 traducción paralela
Böyle yapmamalısın. Kıskançlık kötüdür zekanın ve güzelliğinin altında bir duygudur.
You mustn't be, jealousy is a horrid sentiment, worthy of neither your spirit nor your beauty.
Zekanın, komiser.
Why, intelligence, Lieutenant.
Dr. Mabuse'un ölümüyle, nasıl olağanüstü, insan üstü bir zekanın sona erdiğini kimse anlamıyor.
No one has any idea what kind of phenomenal, superhuman mind has come to an end with Dr. Mabuse's death.
İki dev zekanın buluşmasını izlemek büyük bir zevk.
It's stimulating when two giant intellects get together.
Keskin zekanın yokluğunu arayacağım...
Make no mistake, I shall regret the absence of your keen mind.
Senin çok gurur duyduğun ünlü sıkıcı zekanın her yıl daha fazla sulandığını söylemekten rahatsızlık duymam.
I don't mind telling you that famous dry wit you're so proud of gets soggier every year.
Zavallı cahil ruhlarını zekanın aydınlığıyla karşı karşıya bırakmak istiyorsun.
You would bring the light of understanding into their poor benighted souls.
Kaba kuvvetin de faydaları vardır, Rodney, ama bence zekanın değeri daha fazla.
Strength has its merits, Rodney, but I value intelligence higher.
Evet Hadley, biz şeytani zekanın tersiyle karşı karşıyayız.
Yes. Hadley, we're up against an opposition of fiendish ingenuity.
Aslında, şu iki geri zekalı senin parlak zekanın ürünü.
Actually, it's because those two sort of took the shine off your image.
Senin zekanın yarısına sahip olsaydım, eminim, son meclis toplantısında...
If I had only one half of your intelligence, I'm sure that at the last conclave...
Bunlar dünyadışı zekanın kesin belirtileri olmamasına rağmen... bizim gibi medeniyetlerin kendi kendini kaçınılmaz ve düşüncesizce yoketmeye... bu kadar çaba sarfettigini düşündürüyor.
There are not yet obvious signs of extraterrestrial intelligence and this makes us wonder whether civilizations like ours rush inevitably, headlong to self-destruction.
Işıkla kuşanmış ve zekanın imzasıyla farkedilen bir gezegen gördüm
I saw a planet encompassed by light and recognized the signature of intelligence.
Sevgili Benson, ne mutlu ki zekanın tahribatından çok uzaksın.
Dear Benson, you are so mercifully free of the ravages of intelligence.
Kabalık zekanın yerini mi aldı diye soruyorum kendi kendime.
Is coarseness a substitute for wit... I ask myself.
Artık şiddet yok ve şu bahsedilen zekanın birazını kullanmaya başla.
No more violence, and start using some of the intelligence you're supposed to have.
"Zozia... senin zekanın posası çıkmış"!
"Zosia, your intelligence is pulp."
Bizimkini aşan bir zekanın elçiliği biçimi olmayan bir şeyi simgeleyen bir tür biçim.
An embassy for an intelligence beyond ours a shape of some kind for something that has no shape.
Rex, açık sözlülüğünün, zekanın ve mizah anlayışının harikalığını söylemek istedim. Beni kahkahalara boğuyorsun.
Rex, I wanted to tell you that I think your forthrightness is refreshing and your dry wit and your humor, it cracks me up.
Görünüşe bakılırsa sonunda, zekanın sırrını çözmüş bulunuyoruz.
It appears we have finally discovered the secret of your intelligence.
Güreşleri izleyen bir zekanın düzeyini düşünebiliyor musun?
Can you imagine the level of a mind that watches wrestling?
Bir proba benziyor, Kaptan, Yabancı bir zekanın ürünü.
It appears to be a probe, Captain, from an intelligence unknown to us.
Tüm bunlarda bilinçli bir zekanın parmağı olduğunu söylüyorsun?
Why not a day or a year? Are you saying that there was some conscious mind at work here?
Bu bir zekanın işi olabilir mi?
Can there be an intelligence at work here?
Sessizlik birçok şekilde ele alınabilir. Zekanın bir simgesi olarak.
Silence can be taken many ways, as a sign of intelligence.
Madem ki zekanın ruhu kısa sözde yatar bende kısa keseceğim.
Therefore, since brevity is the soul of wit, I will be brief.
Ona zekanın saklanması gereken bir şey olmadığını söylemelisin.
You must tell her that your intelligence is nothing to hide from.
Parlak bir zekanın bir sırrı olmalı bu...
Had I the secret of even one such brilliant mind...
Duydum ki, tüm zekanıza rağmen, anlayamayacağınız... çözemeyeceğiniz tek problem, burada ne yaptığınızmış.
I heard that with all your brains, the one thing you can't figure out, the one problem you can't solve is what you're all doing here.
Siz şu anda, sizin bile bütün bu zekanıza rağmen algılayamayacağınız, sadece bireysel değil aynı zamanda çok güçlü bir örgütün yoluna çıkıyorsunuz.
You stand in the way not merely of an individual but of a mighty organization, the full extent of which even you with all your cleverness have been unable to realize.
Sen zekanı kullandın.
You used brains.
Eğer parmakların da zekan kadar uyanıksa, gerçekten hırsızların prensi olmalısın.
If your fingers are as nimble as your brain, you are indeed the prince of thieves.
Bay Graham, o mükemmel zekanızın size anlatmaya çalıştığı şey son derece basit :
Mr. Graham, as your excellent brain grasps what I am trying to say to you, it's perfectly simple.
Hoşçakalın Bay Potts, sizin zekanıza sahip bir adamı tanımak büyük bir zevkti.
Goodbye Mr. Potts, it's been a great pleasure knowing a man of your intelligence.
Keskin zekanızın eksikliğini hissedeceğimizden eminim.
Make no mistake, Miss Honey, I shall regret deeply the absence of your keen mind.
Zekanızın gücünü duygusallığa kapılarak boşa harcadınız.
You've spoiled the keenness of your mind by wallowing in sentimentality.
Bundan ortalamanın üstü bir zekan olduğu sonucunu çıkardık.
We deduce an above-average intelligence
Madem kızı seviyorsun, aklını ve zekanı kullan da kızı elde etmeye bak.
If you love the maid, bend thoughts and wits to achieve her.
Birazcık zekanız olursa belki birgün yaşamınız kurtulur.
There's a little piece of intelligence that might save your life sometime.
Arkadaşlarınızın yerini tespitteki zekanız takdire değerdi.
Your ingenuity in discovering the whereabouts of your companions is noteworthy.
Zekan, Hayal gücün... o bozuk fikirlerle dolu pis aklın.
It's your mind, your imagination... that filthy mind with rotten ideas.
Bu sınıfı, zekanızla doldurun.
Fill this room with your intelligence.
Orca balinaları hakkında beni sorguya çektiğin vakit amacın herhalde zekanı geliştirmek değildi, zekan varsa tabii.
When you pumped me about killer whales, it wasn't to improve your mind, if any.
Babamıza ve Kutsal Meryem'e yarını anlat ki Allah zekanı aydınlatsın.
Say the Our Father and Hail Mary tomorrow morning, so God will light your mind.
- Üstün zekanızı kanıtladınız ve Amiral Kirk'ün planlarını yendiniz.
You have proved your superior intellect and defeated the plans of Admiral Kirk.
O halde, parlak zekanızı benimle de paylaşır mısınız acaba?
In that case, would you share the benefit of your brilliance with me? I'm quite lost.
Sen sadece kusurlu zekanı kanıtladın.
- Of course they work! - You didn't know.
Bu kısa kalışınız süresince, zekanızı, nüktelerinizi ve yellenmekle ilgili komik esprilerinizi öğrenmek için dört gözle bekledim.
During your brief stay, I look forward to learning more of your wit, your punning and your amusing jokes about the breaking of the wind.
Zekan arttıkça, duyularını yönlendirebiliyorsun.
As you get smarter, you manipulate your senses.
- Zekanı kullansana! O bir kadın.
- Use your better judgment, that's how.
Çok verimli bir zekan var çok daha üstün bir fiziğin var, hiçbir duygusal engelin yok senin dizaynına ulaşmak için hayatlarını adayan Vulkanlar var.
You have an efficient intellect, superior physical skills, no emotional impediments. Some Vulcans aspire all their lives to achieve what you have by design.