English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ Z ] / Zekâsı

Zekâsı traducir inglés

365 traducción paralela
Muhtemelen çocuk zekâsındasınız, ancak atletik bir vücuda sahipsiniz.
Probably the brain of a child - but the body of an athlete.
- Tam bir ahmaktı. Ben de zekâsına vurulmadım ki.
- But what a ninny I didn't ask intelligence of her
Bu, dikkatin dağıldığını ve genç insanın zekâsının gelişimiyle ilgilenmediğini gösterir.
It shows the attention is wandering... and that the young person is not interested in the improvement of her mind.
Fransız zekâsını kıskanıyorlar.
They're jealous of French genius.
Keskin bir zekâsı var.
He has a fine mind.
Efendisine karşı gelecek düşmanca bir zekâsı olmasın.
No fiendish intellect to oppose his master.
- Annesinin zekâsını almış efendim.
- Well, he's got his mother's brain, sir.
Buna Amerikan zekâsı derler.
They call that American know-how.
Yaptığı kahramanlıklar zekâsını arttırdı, o da artan zekâsıyla kahramanlıklarını yazdı, bu sayede ünü yaşıyor hâlâ.
With what his valor did enrich his wit... his wit set down to make his valor live.
Bu da birimizin o laboratuara gidip zekâsını yükseltmesini çok öncelikli kılıyor.
Which makes it a gilt-edged priority that one of us...... gets into that Krell lab and takes that brain boost.
Ben onun zekâsına güveniyorum.
I got faith in that brain of his.
Yine de, onun zekâsına ve karakterine hayranlık duyuyor.
But he does admire her intelligence, her character.
Atan, Baron'un zekâsına fazlasıyla hayransın.
You admire the genius of your ancestor, the baron, too much.
Bunu söylediğim için beni bağışlarsa zekâsından çok kas gücü var.
More brawn than brains, if he'll forgive me saying it.
Hobisi resim yapmak, ve altı yaşındaki bir çocuğun zekâsına sahip.
drawing. Now has the mentality of a child of six.
Hâlâ çocuk zekâsına sahip fakat elleri... Elleri bir yetişkinin ustalığında.
Still has the mind of a child, but his hand - his hand has the stroke of an adult.
Şey, şunu rahatça söyleyebiliriz ki, zekâsını annesinden almamış.
I think we can safely say that he didn't get his brain from mother.
Eğer onun zekâsını kullanmak gibi bir niyetiniz varsa sizi uyarıyorum, ona söyleyeceğiniz her şey anında diğerleri tarafından da biliniyor olacak.
If you have hopes of using her mind... I warn you, everything you tell her... will instantly be known to all the others.
Zekâsına fazla güveniyor.
Too damn clever by half.
Kıvrak zekâsını kullandığını söylemeliyim.
- Oh, ja. - I must say, he used his wits.
Arakneya'nın Kraliçesi, galaksinin gücü ve zekâsı, diğer dünyalardaki canlıların beyinleriyle beslenmektedir.
The Queen Arachnea, the power and intelligence of the galaxy, feeds on the brains of beings from other worlds.
Bazıları insanın zekâsının ve fiziksel noksanlığının prematüre bir maymun cenini olmasından kaynaklandığını söyler.
Some say that man's intelligence and physical imperfection are due to his being a premature monkey fetus.
İnsan zekâsı... meleklerinkinden biraz daha aşağıda.
The ingenuity of man — A little lower than the angels.
Önceden hayranlık uyandırıcı bir zekâsı ve inanılmaz bir cömertliği vardı!
She used to be so brilliant, so generous! Beat me...
Neredeyse 19 yaşında bir genç kız ama olgunluğu, zekâsı, görgüsü.
A girl of barely 19 years, so... mature of bearing, wit, and manners.
Kızınızın keskin bir zekâsı var. Pek de hazır cevap...
Your daughter has a quick and witty tongue.
Zekâsını benden almış.
Well, the wit she gets from me.
- Ama inan, eğer zekâsına saygı duyduğum, ruhu benim ruhumun eşi olan ve beni deli edecek şehvetli bir tutku için duyduğum açIığın aynısını duyan bir erkeğe aşık olmazsam, hayatım boşa geçmiş olacak.
But I tell you, I feel as though my life would be wasted if I didn't love deeply with a man whose mind I respected, whose spirituality equaled mine and who had the same, oh, lustful appetite for sensual passion that drives me insane.
Erkeksi zekâsına.
So much masculine intellect.
Yani, ben bir senaristten daha zeki olduğumu düşünmüyorum sadece onların zekâsının bana ait olduğunu düşünüyorum.
I mean, I... I don't think that... I have more brains than a writer,
Cy, iki yaş zekâsına sahipsin.
Cy, you have the mentality of a two-year-old.
Bu doğruluk, insan zekâsının kesin bir zaferiydi.
That kind of precision is a triumph of human intelligence.
Stolz ticaretle uğraşmak için memurluktan ayrılmıştı Çalışkanlığı ve zekâsı sayesinde başarılı olmuştu.
He retired from Government service, went in for business and succeeded in it due to his diligence and intelligence.
Ve yakında yirmiden fazlasını elde edecek,... çalışkanlığı ve zekâsı sayesinde.
And he will get twenty more due to his diligence, brains and zeal.
Karşı çıkarkenki zekâsını takdir ettim.
I admire his quick wits, smoothing things over like that.
Güçlerimiz insan zekâsını çoktan aştı.
Already, our powers have passed human understanding.
Bazı zamanlar vardır ki, işe yarayan, benim gibi bir hödüğün zekâsı oluverir.
There are times when a peasant's brain is good for something.
Fletcher'ın kokuşmuş zekâsıyla düşünseydim pusu kuracak ilk yeri Solomon Geçidi olarak görürdüm.
When I jump into that sleazy Fletcher's mind... I'd find the first place I'd put an ambush is in Solomon's Pass.
Onun zekâsı ulusal bir kaynak.
His mind's a national resource.
Bay Moon'un keskin zekâsı kraliyete karşı tasarlanan bir komployu ortaya çıkardı.
The perspicacity of Mr. Moon... has led to the discovery of a conspiracy against the Crown.
Şimdi o kırık kemiği ile vakit kaybetmeden en yakın meyhaneye gidecek. Ve zavallı lanet kıt zekâsıyla hakkında yapılan esprilere gülecek.
And now he'll hurry as fast as he can on his bent bones to the nearest tavern and fuddle his few poor wits and crack his crazed little jokes,
Öyle de, bir şey var Steve sanırım kadının pek zekâsından haz alan erkek yoktur.
Um, yeah, but the only thing is, Steve, I don't see too many men going around pinching women's heads.
Babanın zekâsına sahiptin.
And you had your father's intelligence.
Neden Bud için daha kültürel ve zekâsını geliştirecek bir şey bulmuyorsunuz?
Why don't you find Bud something more cultural and intellectually stimulating?
Çoğu insanın potansiyel zekâsının sadece % 2 oranda kullandığının farkında mısın?
YOU REALIZE THAT MOST PEOPLE USE ONLY TWO PERCENT OF THEIR MIND'S POTENTIAL?
Bütün zekâsını emip alabilir.
He ´ ll suck the intelligence out of her.
Parmak Çocuğun harika zekâsını düşündüm.
I thought of Tom Thumb's wonderful intelligence.
Zekâsı, onu koruman gereken bir hastalık değil.
Intelligence is not a disease that you have to protect him from.
Bana kalırsa, bir erkeğin yakışıklılığı zekâsında saklıdır.
For me, a man's beauty lies in his intelligence.
Zekâsı Charles'ınki kadar biraz daha sürtülmemiş.
His intelligence is like Charles's, but more rough hone.
İnsanlardan pek hoşlanmayan bu genç adam keskin zekâsıyla toplumda kolayca başarı kazanabilecekken kendini ava ve atlarına vermişti.
With his quick mind, he could have scored many a success in society,... but nothing interested this young recluse who passed his days in the stables or the hunting field.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]