Zihninde traducir inglés
681 traducción paralela
Şüphe içinde olanlar ve zihninde sadece kendi çıkarları olanlar, Sovyet Devletinin düşmanıdır.
Those who are in doubt and have only their self-interest in mind... are enemies of the Soviet state.
Bununla birlikte, insanoğlunun kendi zihninde birçok şey olabileceğine inanırım.
However, I do believe that most anything can happen to a man in his own mind.
Oğlunun boğulması zihninde sorunlara yol açmıştı.
Her son drowned. It affected her mind.
Karınızın zihninde varolan saf bir hayal, bir hayalet olarak... bir şey yaptığımı söylemem mümkün değil.
As a mere figment, as a mere ghost existing in your wife's mind... I could hardly be said to have any business.
Koyu renk palto ve açık renk şapka ipucu yetersizdi ve yedi tanığın zihninde tasarlanıp bir sanatçının kalemiyle canlandırılan belirsiz şahıs pek iyi değildi.
The clue of the dark coat and light hat was slim enough... and the nebulous figure conceived in the minds of the seven witnesses... and brought to life by an artist's pen was hardly much more.
Zihninde bir şeyleri hapsetmiştin. Mark, bir sebepten dolayı bu odayı kilitli tuttun.
You're keeping something locked up in your mind, Mark, for the same reason you've kept this room locked up.
Gözlerini kapat ve yanlızmışsın gibi davran ve zihninde kelimeler görüyorsun,
Now, close your eyes and pretend that you're all alone, and you see words in your mind- -
Kadın sürekli olarak, sodyumlu havai fişeklerin suyla teması sonucu ortaya çıkan bir alev gibi adamın zihninde canlanıyordu.
She constantly reappeared in his memory, in a flash like sodium fireworks on contact with water.
Onu, en ince ayrıntısına kadar gördün tıpkı diğer insanların diğer şeyleri gördüğü gibi ama sadece zihninde gördün.
You saw her in every tiny detail... as vividly as anyone has ever seen anything... but only in your mind.
"Sarhoş Kayık" şiirini yazarken Rimbaud'nun zihninde neler gerçekleştiğini bilmek için neler vermezdik.
One would die to know what was on Rimbaud's mind when he wrote "The Drunken Boat,"
Bir ressamın zihninde neler olduğunu bilmek için sadece onun ellerini takip etmeliyiz.
To know what's going through a painter's mind, one just needs to look at his hand.
Zihninde ne var, Kral?
What's on your mind, King?
Doğa kanunları yaratıcımızın zihninde doğdu.
Natural law was born in the mind of the heavenly Father.
İnsanın zihninde iki kişilik olduğu zaman hep bir çatışma, savaş olur.
You see, when the mind houses two personalities, there's always a conflict, a battle.
Zihninde ön planda tuttuğun her şeyi.
Everything that's in the front of your mind.
Ceza korkusu zihninde öyle yer etmiş ki ani ölümden bile daha fazla korkuyor.
Fear of punishment so vivid in his mind that he fears it even more than sudden death.
Pislik tamamen senin zihninde.
The dirt is entirely in your own mind.
O da zümrütle birlikte zihninde yer etmedi mi?
Isn't he fused in your mind with your emerald, too?
Aşağılık kompleksleri insan zihninde boşluklar açar, ben de onları doldururum.
Inferiority complexes dig holes in the psyche, and I fill them in.
Senin için zihninde canlandırmak zor olmalı ama bugün masken kendi kişiliğine sahip gibi görünüyor.
It may be hard for you to imagine, but your mask seems to have its own character today.
Zihninde bir bilmecenin anahtarı saklı.
He's got the key to a puzzle in his head.
İnsanların kuyunu kazdığını düşünüyorsun, kendi zihninde...
You thought people were mixing you up in your thinking...
Bunu zihninde sen öyle yorumluyorsun, Korku aslında orada.
It's in your interpretation of it, that's where the fear is.
Zihninde onu soyuyorsun.
You undress her in your mind.
Ama zihninde asla pes etmiyorsun.
But in your mind you never give up.
Zihninde ne varsa, bana açmalısın.
Please tell me what's wrong.
Farz et ki salıverdiğimiz bir ajanın zihninde bizimkilerden birisi olsun.
Imagine the power we ´ d have if the spy we returned had the mind of our choosing.
Kelinda'nın zihninde gördüğüm soyut görüntüler bilincimde birleşiyor.
The isolated glimpses of things I saw when I touched Kelinda's mind are beginning to coalesce in my consciousness.
Bazılarınız şu ya da bu zamanlarda yüksek bir geliri olmuş ya da olmamış olabilir ama insanların zihninde ya da kişisel tatminiyetiniz için çok fazla saygınız hiçbir zaman olmadı. Ama Tanrı'ya hizmet etme konusunda ne yaptığınızı biliyorsunuz artık.
Some of you, at one time or another, may or may not have had a higher income, but you have never held a higher position of esteem... in the minds of the world or in your own self-satisfaction... than you now hold, knowing what you're doing... about your Father's business.
Zihninde, Fransız halkının çöküşünün kaçınılmaz olduğunu hissediyordu.
In his mind, he felt that a decline of the French people was unavoidable.
Hastanın yaşamında ve zihninde ipucu aramayı sürdürmeye niyetliyim.
And I intend to go on searching the patient's life and mind for a clue.
Halkın zihninde kazınacak muhteşem görkemli bir ölüm sunacağız ki bu sayede faşizmden sürekli olarak daha çok nefret etsinler.
We'll offer the spectacle of a dramatic death,.. which might carve in the popular imagination,.. so that they continue to hate, hate, hate, more and more!
"... ve insanoğlunun zihninde bir arada bulunuyor. "
" throughout the universe and in the minds of men.
İyiliğin ve kötülüğün güçleri evrenin her köşesinde ve insanoğlunun zihninde bir arada bulunduğunu söylemişti.
He said that good and evil coexist throughout the universe... and in everybody's mind.
Böylece zihninde bir geri adım atar veya geriler ve manzara resmi yapan bir ressamın resmini yapar.
So he mentally takes a step backward, or regresses, and paints a picture of the artist painting a picture of the landscape.
Bunların hepsi zihninde.
It's all in your mind.
Zihninde bu.
It's in your mind.
Zihninde.
Your mind.
Korkunç şey herkesin zihninde.
The horrible thing is on everybody's mind.
zihninde daha da zayıflayacak.
More and more faint in your mind.
Burada olduğumu, sadece zihninde olmadığımı anımsıyor musun?
Does it ever occur to you that I am here, I'm not just in your mind?
Kendi zihninde olan bir şeyi göstermek.
Something in your own mind.
Onun zihninde yaşıyorum, Mitchell.
I live inside him.
Karmaşık zihninde, Frady'nin... Hammond'ı, senatörün ölümünden sorumlu tuttuğu anlaşılıyor.
And in his confused and distorted mind seems to have imagined that Hammond was responsible for the senator's death.
Faust, yazarın zihninde yarattığı bir karakterden ibaret.
Faust was the creation of an author's mind.
O sadece zihninde.
It's all in your mind.
Uçuşan yelelerin zihninde açtığı kamçı izlerini sileceğim.
HI erase the welts cut into his mind by flying manes.
Pazuzu'nun ele geçirdiği bir kızın zihninde gördüm.
I saw you in the mind of a girl who was possessed by Pazuzu.
Zihninde geriye git.
Go back in your mind.
Sanığın zihninde var olan ahlâk kurallarıyla ilgili kendine ait inançlar bizi alakadar etmemektedir.
The idiosyncratic notions of moral law which exist within the accused's head are not our concern.
Zihninde var olan komik imgeler mi?
Funny pictures, in his head?