English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ Z ] / Zirvede

Zirvede traducir inglés

406 traducción paralela
Ta yukarıda zirvede, deniz yaşamının ve bizzat Pasifik Okyanusu'nun Dünya boyunca yaptıkları uzun ve sıradışı bir yolculuğun izleri var.
High up at the summit are traces of marine life, and the Pacific Ocean itself, which have completed a long and extraordinary journey through the Earth.
Bizim dalacağımız yer, tam burada zirvede.
The place where we're going to dive is right here on the summit.
Şu an zirvede.
She's the top of the heap now.
Böyle aylaklık yapacağına biraz dava alsaydın şu an zirvede olurdun.
If you had gone into practice, you'd be at the top now instead of flatfooting around.
Hem de benim gibi zirvede biri.
And me, top man.
- Zirvede Kredi İtibarı.
- Top credit rating.
Daha uzun yıllar zirvede kalabilirsin.
You can be on top for years yet.
Şaşırmana gerek yok, bir sor kendine, zirvede olman için bir sebep var mı?
Don't be astonished, ask yourself, is there any reason for you to be at the top?
Hep zirvede ol oğlum.
Top of the world, son.
"Hep zirvede ol" derdi.
"Top of the world," she used to say.
Yarım saat içinde zirvede olurlar efendim.
They'll be over the summit in half an hour, sir.
Bunun resmini yapabilseydim, zirvede olurdum.
If I could just paint it, I would be on top of the world.
Şu zirvede 40 gün ve gece yaşayabilecek biri var mı?
Could anyone live on that fiery summit for 40 days and 40 nights?
Onlar tam zirvede idiler.
lmpossible!
Bu gece heyecan zirvede.
Excitement runs high here tonight.
Zirvede de, Kanburg Oteli.
The Kanburg Hotel is at the top.
Zirvede!
We're really way up there!
Zirvede oturanlar en fakir insanlar.
At the summit, the poorest of the poor.
Ama doktor, bu oğlan zirvede.
But Doctor, the boy is in his prime.
Zirvede Mueller gibi bir adam varken sizin gibi kelimenin tam anlamıyla gerçek bir Alman ise ikinci kaptan.
We have a man like Mueller at the top... and, well, a man like yourself, a genuine German... in the best sense of the phrase... is, uh, first officer.
Söylediklerimi unutmayın. Zirvede olacak.
Take my word for it, she'll be on top of the world.
Sana şunu söylemek isterim ki, senin gibi zeki, yetenekli birinin zirvede olduğunu gördüğüme çok sevindim.
I want to tell you... I'm happy to see a bright, talented man like you break right through to the top.
Zirvede olduğunu sanmak çok kolaydır.
It's easy when you feel you're on top.
Bu geceki açılışta Joan Vincent'in "Zirvede" oyununun gala gecesinin düzenleneceği Delphi Tiyatrosu önünde oldukça öfkeli bir kalabalık var.
It's opening night and there's an angry and almost violent crowd here at the Delphi Theatre where Joan Vincent's play, At the Summit, is to have its premiere.
Ve... daha sonra, zirvede olup olmamasının... benim için... bir fark yaratmadığını anlattığımda... çok geçti.
And... later, when I tried to tell him... that it made no difference to me... whether a man was on top or not... it was too late.
Biliyorsun, bu organizasyonun oyuncularını göz önünde bulundurduğumuz takdirde eğer siz beyler beraber hareket ettiğiniz takdirde, zirvede yer almanız gerekir.
You know, considering the personnel of the organization you'd be on top of it if you guys hung together.
Suribachi Dağı'nda üç gün süren mücadeleden sonra Amerikan bayrağı zirvede dalgalandı.
( narrator ) After three days'fighting on Mount Suribachi, the Stars and Stripes flew on the summit.
Sen en iyisisin, ama sen ve ben, birlikte zirvede oluruz.
You're the best, but you and me together, that'd be tops.
Çok iyi göremiyordum ama zirvede Ölüm vardı.
I couldn't see it very clearly, but at the very top was Death.
Kapılar mühürlü, gece güvenlik zirvede olur o zaman en risklisi
All the gates are closed, security must be tight at night It would be more difficult
Nefessiz kalıp, zirvede durdular ve, felce uğradılar, hepsi birden taşa döndüler.
Breathless, they stop at the top and, paralyzed, they turn to stone, one beside the other.
Her zaman zirvede değil mi?
Onwards and upwards to the top, hmm?
Çam ağaçları zirvede sallanıyordu, gecenin içinde rüzgar ağlıyordu.
The pines were roaring on the height, The winds were moaning in the night.
Kendini zirvede görüyorsan düşmeye ne kadar yakın olduğunu anlarsın.
When you get to the top, you'll understand how far it is to fall.
gerçekten sanatlarında zirvede... ve oldukça iyiler
Skilled in the arts They are really good
Her ne kadar bunu tarihi zirvede sunamasam da uluslarımızın barış içinde yaşamayı öğrenmesi umuduyla bunu takdim ediyorum.
Although I shall not be present at this historic summit meeting, I present this in the hope that our great nations may learn to live in peace.
Zirvedeyim zirvede.
I'm peaking. I'm peaking.
Teknolojiyi elde eden de, zirvede kalır.
Whoever gets the technology stays on top.
Saldırıdan 5-6 hafta sonrası... ve radyoaktif serpintiden kaynaklanan ölümler zirvede.
By now, five to six weeks after the attack, deaths from the effects of fall-out are approaching their peak.
Gördüğünüz gibi, hepimiz zirvede iken işi bırakmak istiyoruz... 53'ümüz de.
You see, we ´ d like to leave while we ´ re still on top, all 53 of us.
Ronald Reagan'ın olacak, Lee lacocca'n olacak, Geraldo Rivera'n olacak, işte zirvede böyle kalınır.
You got your Ronald Reagan, you got your Lee Iacocca, you got your Geraldo Rivera, and that's how you stay on top.
Onu burada, güçlerimizin zirvede olduğu yerde tuzağa düşürmeliyiz.
We must lure him here, where our powers are the greatest.
Zirvede olmadığında ne olur?
What happens when you're not on top?
2 saat sonra zirvede buluşuruz.
We'll meet on the hilltop in two hours.
Evet, doğru. Şu an zirvede.
That's right, he's on top now.
- Hissetme gücünüz bugün zirvede.
- "Your judgment is at its peak today."
İsim yapmaya başladı. Dünya çapında tanınsın istiyorum ve bu olduğunda zirvede ben olayım.
It's starting to make a name for itself, but I want it to be known worldwide, and I want to be on top of it when it hits.
Kayakçılar zirvede bırakılacak.
The skiers will be dropped at the summit.
Elbette çoğu zaman departmanımı zirvede tutarım, ne var ki geçen Noel... ortalık tımarhaneye dönmüştü.
Of course, most of the time I keep my department running like a top, but Christmas- - well, that was such a madhouse.
Zirvede.
- Large.
Zirvede bırakmak lazım.
That would be it, go out with a biggie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]