Ziyaretler traducir inglés
180 traducción paralela
- Evet, ama ziyaretler için hazır değil.
- In, but not yet ready to face the world.
- Gizli ziyaretler ha?
- Secret visits, huh?
İyi ziyaretler, efendim.
Have a pleasant visit, sir.
Villa Rosa'ya yaptığım ziyaretler daima kısa, soğuk ve yapmacıktı.
The visits to Villa Rosa always getting shorter, colder, falser.
Her şeyden öte, dünya insanlarına yardım etmek ve buraya elçilikler kurmak istiyoruz. Ve yakın bir gelecekte, dünya insanları ve Kanamitler arasında karşılıklı ziyaretler ayarlamak istiyoruz.
We desire above all things to help the people of earth to establish embassies here, and, in the near future, to set up reciprocal visits between earth people and kanamits.
Bu ziyaretler sana yaramıyor.
You know something? Visiting days ain't doing you any good.
Ama bu ziyaretler için yaşıyorum.
But that's all I live for, to see her and Talk to her.
Hazırlıksız ziyaretler, bu gizlilik, gözetleme.
The impromptu visits, the secrecy, the spying.
Böyle şeyler oluyor ziyaretler olduğu zaman.
That often happens when there are visitors.
Annem zamanını, sıkıcı bayanlara sıkıcı ziyaretler yapmakla ve evde sıkıcı bayanların ziyaretlerini beklemekle harcamazdı.
Mother did not spend all her time paying dull calls to dull ladies and sitting dully at home waiting for dull ladies to pay calls on her.
Resmi ziyaretler esnasında daha çok hayranlık görüyorum, ama onlar sadece birilerini cezbetmek için güzel olmamı istiyorlar.
I have heard that too. But...
Oh, sadece ziyaretler yapıyorum.
Oh, I'm just visiting.
Sarhoş yolu, sık ziyaretler için iyi bir yoldur Diğer rotalar değersizler.
Drunkentrail, a goodwayforfrequent visits otherroutes are worthless path.
Onun için konuşmalar ve ziyaretler ayarla.
He should be makingspeeches, visits.
Evimize yaptığı saygı dolu ziyaretler inanın ruhumu okşadı.
The visits he has paid at our house have left a great impression on my heart.
Balolar, ziyaretler, toplantılar, çay partileri, sohbetler.
The balls, the visits, the meetings, the tea parties, the conversations.
Artı, harcadığın zaman, ziyaretler, mektuplar, topladığın fonlar.
Plus your time travelling, visiting, writing letters, raising funds.
Seni kerata, demek buraya gizli ziyaretler yapıyorsun.
You rascal, so you make secret visits here.
Süregen gelis gidislerim karsitlik arayisi içinde degil, hayatta kalmanin iki uç kutbuna ziyaretler...
My constant comings and goings are not a search for contrasts ; they are a journey to the two extreme poles of survival.
Yaşadığımız hayat tarzında, bizim yaşlarımızda ve bizim pozisyonumuzda olan kişileri görme şansımız pek olmuyordu, bize sadece kısa ziyaretler için izin veriliyordu.
Living the life we did, we were little likely to see anyone of our own age and position, but we were occasionally allowed short visits.
İmza vermeler, röportajlar, ziyaretler...
Autographs, interviews, visits at industrial sites.
Muayenehaneme yaptığın düzenli ziyaretler meslek hayatımın önemli bir parçası.
Your regular office visits are the cornerstone of my entire practice.
Deniz resimleri yapıyormuş. Beyni bir süredir geçmişe ziyaretler yapıyordu herhalde ta ki bir gece uyanıp, kendini orada bulana dek.
Her mind has obviously been stealing visits to the past for some time until, apparently, she woke up one night stranded there.
Arazide bazı ziyaretler yapacağım.
I have some calls to make on the estate.
Bu ziyaretler olmadan, bizim geçtiğimiz patikadan kurtulamazsın.
Without these visits, you cannot hope to avoid the path we tread.
Ziyaretler hafta sonları ve yalnızca ailelere ayrılmış durumda.
Visitation is only allowed on the weekend and then only family.
Ziyaretler öğle yemeği bitiminde başlıyor.
Visits don't start till after lunch.
Hepsi de resmi ziyaretler içindi.
I make sure I'm invited for official visits.
Bütün bu ziyaretler de ne!
AII these visits!
Orta Çağda Skinner'ınkine benzeyen ziyaretler şeytana bağlanırmış.
In the Middle Ages, a visitation like the one Skinner described would have been attributed to a succubus.
Peki, Bayan Cole ile erkek misafiri neler yapmış.. bu sık... ziyaretler sırasında?
Do you know what Mrs. Cole and her male visitor did during these frequent visits?
Ziyaretler iştahını açmış gözüküyor.
Visits seem to give you an appetite.
Pekala şimdi sıra ailelerde. Jimmy Anderson ile başlıyoruz. Hastaneye yapılan sürekli ziyaretler.
Start with Jimmy Anderson, countless trips to hospital, futile chemotherapy treatments.
- İyi etmişsin de, böyle iş zamanı özel ziyaretler, oluyor mu yani?
- You should keep your private a ffairs to your leisure time
Markonian İleri Karakolu'na yanaştık ve karşılıklı ziyaretler yapıyoruz, ayrıca isteyenlerin ayrılmasına da izin veriyorum.
We've docked at the Markonian Outpost and agreed to mutual visits, so I'm allowing shore leave to anyone who wants it.
Ziyaretler 15 gün sonradan itibaren başlar.
The visits begin after 15 days.
Tersanelere yapılan seremoni ziyaretler, özel hattından yapılan şifreli iletiler ve kardeşinin adına kargo manifestosu.
Ceremonial visits to the shipyard, coded transmissions on her private line, and cargo manifests in her brother's name.
Herkes ban hassas bir çiçekmişim gibi davranıyor. Yarım saatte bir mutfağa yapılan ziyaretler faydalı olmuyor.
Everyone's treating me like a delicate flower in there no thanks to these emergency rushes to the kitchen.
Kendi evinde muhafaza etsen keyifli ziyaretler için gelirdik.
Maybe you could keep it at your house, and we could come by for enjoyable visits.
Haftalık ziyaretler çok zor olacak.
Weekly visitations will be impossible.
"Ziyaretler" e gideceksiniz.
That's in Communications.
Bütün ziyaretler sınırlıdır.
All visitations limited five minuts.
Ayrılık anlaşmasında, bildirilen ziyaretler diyor.
The separation agreement requires announced visits.
Bildiğiniz gibi, aylar sonra ilk kez bugün ziyaretler yapılacak.
As you know, today is also the first visiting day in months.
- Ziyaretler nasıl geçiyordu?
What are your visits like?
Artık geç saatlerde ziyaretler yok mu?
No more late visits?
Kesinlikle. rehberler değil ama daha çok rehberli ziyaretler.
Exactly. Not guides, but rather guided visits.
Oldukça düzenli ziyaretler yapmışsın, Camilo.
You're quite a regular, Camilo.
Unutmayın, Hogsmeade köyüne yapılan bu ziyaretler bir ayrıcalıktır.
Remember, these visits to Hogsmeade village are a privilege.
Bu ziyaretler sana sıkıntı veriyor, değil mi?
These visits give you a pain, right?
"Donör, izinli ziyaretler..."
"THE DONOR AGREES..."