Zorladım traducir inglés
1,754 traducción paralela
Kasığımı zorladım sanırım.
I pulled the groin area, I think.
Onu Kristye yalan söylemesi için zorladım. Sarhoş bir halde iki saat boyunca ve sonra cüce bir striptizciyle yatmayı ona tercih ettim.
I forced him into lying to Kristy, dragged him two hours away got him abusively drunk, and then ditched him to sleep with a midget stripper.
Ama onu ben zorladım.
But I forced him to.
Biliyorum seni yalan söylemeye ben zorladım.
I know, I'm the one who forced you to lie.
Her zaman zorladım ışığı.. Gözlerine bir an baktığımda..
This night won't wait for you
Kyle'ı Latnok'a gitmeye zorladım çünkü Nicole'ün hayatını kurtarabileceğini biliyordum.
I pushed Kyle to go to Latnok today because I knew it could save Nicole's life.
Aynaya baktım ve kendimi ağlamayı kesmeye zorladım.
I looked in the mirror and I made myself stop crying.
Seni bir seans boyunca Sienna ile konuşmama izin vermeye zorladım.
I, I made you let me talk to Sienna during a session.
Bu yüzden ben de önce tekrar yemek yemeye kendimi zorladım.
So I... I forced myself to start eating again. I stopped taking the pills.
Onu alıp götürmesi için resmen zorladım.
I practically forced her to take him.
Cidden, Ted'den fazla kopmamaya çalıştım ama Ted'in sınırlarını epey zorladım.
Honestly, I wasn't so much playing Ted as I was just trying to get out of Ted's way.
Sırf senin için, bu herife güvenmeye zorladım kendimi.
For your sake, i forced myself to trust this guy.
Özür dilerim, yaşlandığını kabul etmeye zorladım seni ve sen de beni hiç affetmedin.
Now, I'm sorry I forced you to face your age and you have never forgiven me.
Bu yüzden Doyle Dane Bernbach'tan ayrıldım ve Jake Tinker Partners'a geçtim. Oradayken müşterilerimi büyük şeyler yapmaya zorladım, bilirsiniz genelde dramatikler işler..
So I left and went to DDB Jack Tinker Partners and I stay there for a while and while I was there I tried my clients do great things, they were very dramatic
Onun için zorladım kendisini Bizimle gözcülük etmeye bu gece, Hayalet çıkagelirse yine, inanır bize o zaman, konuşur da onunla.
Therefore I have entreated him along with us to watch the minutes of this night, that if again the apparition come, he may approve our eyes and speak to it.
İşi alman için seni zorladım.
I pushed you to take it.
O insanları hiçbir sebep olmadan intihar etmeleri için zorladım mı?
Is it possible that I forced those people to kill themselves for no reason at all?
Biliyorum saat geç oldu ve seni bugün biraz zorladım, .. ama şimdi polis merkezine gelebilir misin?
I know it's late and I know I gave you kind of rough time today, but is there any way I can get you to come down to police headquarters now?
Dennis'in kardeşini işe alman için seni zorladım ve eğer senin için sorunsa ve bu iş olmayacaksa, bunun için senden özür dilerim.
I really forced Dennis'sister down your throat, so if it's a big inconvenience it's not working for you, i'm really sorry about that.
Tüm şartlarımı zorladım.
I pulled every string I could.
Saklanmak istemedim, bu yüzden kendimi gelmeye zorladım.
I came because I didn't want to run away.
Eve gaz dolacak diye endişelendim. Sizin de halledeceğinizden emin olamadım. O yüzden Jeff'i tam gaz eve gitmeye zorladım.
Uh, I was worried about the gas, and then I wasn't sure if you guys would take care of it, so I made Jeff race home.
Onu daha iyi olması zorladım, o da yaptı. Şimdi elinde bu şans var.
You know, I pushed her to get better, and now she has this opportunity, and it's gonna be my fault.
Geri dönen adamlarım Arayıcı'nın onları, silahlarını kuşanıp, birbirleriyle ölümüne dövüşmeye zorladığını anlattı.
My men who did come back told me the Seeker forced them to collect their weapons and fight each other to the death.
Tarikat Kutularını birleştirip insanları, birbirini öldürmeye zorladın mı?
Did you put the Boxes of Orden together and force people to kill each other?
Biraz zorladıkları için endişeliyim.
I'm worried they're pushing it a bit.
Bay Reyes, sabrımı zorladığınızı söylemek zorundayım.
Mr. Reyes, I have to tell you, you are testing my temper.
Sahil güvenlik etrafımızı sarınca Vladic malı kurtarmak için beni yüzmeye zorladı.
Coast Guard came, Vladic made me swim for it.
Chris ve benim seni zorladığımızı...
Tell them Chris and I forced you to...
Yaptıklarımızla sizi böyle davranmaya biz zorladık.
We drove you to act like this because... of what we did.
Gevezelik edecek halde olmadığımı söyledim beni yataktan kalkmaya, duş almaya ve tıraş olup giyinmeye zorladı.
I told her I wasn't in the mood for small talk, she made me get out of bed and shower, shave, get dressed.
Kendini zorladığının farkındayım.
I have noticed he's trying very hard.
Sizi zorladığım için son derece pişmanım.
I regret having forced you to the extremity.
Tamam mı? Beni o zorladı.
Okay, he made me.
Sizi her neye zorladıysa özür dilerim.
Whatever he did to pressure you... I'm sorry.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim Bay George ama Brian yaklaşık iki saat önce onu Fantini Kardeşlerin Jersey'deki striptiz kulübüne götürmem için zorladı.
I'm healthy, and we have a long life ahead of us.
O zaman bana bu hastanenin neden oğlumu burada bırakmaya zorladığını söyleyebilirsin. Bırak bu işle ben uğraşayım.
Then maybe you can tell me why this hospital is forcing my son to stay here.
Ben onu zorladığım için geliyormuş.
Turns out she never liked it, she only came because I made her.
Kimseyi bir şeye zorladığım yok.
- I force anyone to anything.
Tuvaletimizi eşyalarımızın üzerine yapmamızı zorladılar...
We were forced to relieve ourselves... in our clothes...
Her neyse, bana uzaklaştırma verdi ve bu da beni düşünmeye zorladı. Yani, nereye doğru gittiğimizi, büyük resime baktım.
Anyway she suspended me, so... but it got me thinking you know, about where we're headed and just the bigger picture.
Boşanmak için onu zorladı mı?
And forced to divorce?
Henüz iki kitabı iade edemediğim için üzgünüm. Mali çevredeki keyifsiz durum, bizi çalışmaya zorladı gibi.
I'm sorry I was unable to return the two books until now, the conditions down in the financial neighbourhood have been such as to keep us working...
Gayet açık, beni kız kardeşim ve kocam arasında seçim yapmaya zorladın ve ben seçimimi yaptım.
It's simple, you forced me to choose between my sister and my husband and I made my choice.
Eh, zorladığın için teşekkürler, kendimi cehennemdeymişim gibi hissediyorum.
Well, thanks to your extortion, I feel like I'm in hell.
Seni zorladığım için özür dilerim, Yani Okulda temize çıkman için.
And I'm sorry I pushed you, you know, to come clean at your school.
Ama Allah biliyor ki onu, semti terk etmesini zorladım.
He forced by me to leave the village.
- Ondan kaçmaya çalıştım ama buraya gelmeye zorladı beni.
Where is he? I tried to get away from him, but he forced me to come here.
Ayrıca Hizmetli kendisini düğün töreni yapmaya zorladığım için beni öldürmek istiyordu.
Plus, the Janitor wanted to kill me for forcing him to have a wedding ceremony.
Polislere benim fikrim olduğunu ve sizi buna zorladığımı söyleyeceğim.
I'll tell the cops it was my idea and I forced you guys to do it.
Büyük ihtimalle en büyük zaafım, üniversiteden beri kendimi ne kadar az zorladığımdır.
Say that my point of weakness and'how little I is given by do once the university'.