Zorlamalar traducir inglés
66 traducción paralela
Ve seni hastanede kalmaya zorlamaları da büyük bir ayıp.
And I think it's a shame they make you live on the hospital grounds.
Annemi belgeleri imzalamaya zorlamalar. Sence de...
Forcing my mother into signing a paper.
Belki beni kardeşimle yatmaya zorlamaları ya da onun gibi bir şey mi?
Like, uh... like maybe force me to have sex with my brother... or something like that?
Çok geç olmadan seni Glassman Klinik'e gönderecek zorlamalar.
The kind that forces you back to the Glassman Clinic before it's too late.
Ve... Hepsinden öte yaptığınız ahlaksız zorlamalarınız.. Hepsi en az sizin kadar..
And above all, the... the depraved insistence that they be as tyrannical and unloving as you are yourself!
Ortaçağa ait güvenlik zorlamaları... içten yanmalı sistem ölümcül oranda karbon monoksit üretmekte.
Medieval safety constraints... internal combustion system producing lethal levels of carbon monoxide.
Pekala şimdi nemi yapacağız? Bu insanlara baskı yapacak ve bu adamları sendikayla anlaşmaya zorlamalarını sağlayacağız.
What we have to do... is we pressure these guys... to make these guys hire Union companies.
Barış Muhafızı zorlamalarını bırak Aeryn.
Don't take the Peacekeeper hard line, Aeryn.
Cordelia, bu işte zorlamalar var.
There are forces at work here.
Ed Deline'nın usulsüz zorlamaları olmadan mı?
Without any undue coercion from Ed Deline?
Bunun gibi bir skandal, beni şirketten atmaya zorlamaları ve yeniden iktidar olmaları için, onlara son kozlarını oynama şansını verecektir.
A scandal like this would allow them to force me out of the company. - Richard wouldn't do this.
Tüm zorlamaları, baskıları bir yana bırakalım tam istediğin gibi bir eğitimin içinde olacaksın.
Let's take out all the pushing, the pressure, the training that you've got to do to be as good as you are.
Zorlamalar gibi.
Like irritations.
Nazilerin, Gettoları nasıl idare ettiğine dair en rahatsız edici örneklerden biri de Yahudi liderlerini, yaşam ve ölüm kararlarını vermeye zorlamalarıdır.
One of the most disturbing aspects of how the Nazis ran the ghettos is the way they forced the Jewish leadership to make many life and death decisions.
Yarı beslenilenlerin büyük bir kısmının zaten öldüğünü biliyoruz. ... vücuttaki zorlamaların komplikasyonları sonucunda.
We know that a large percentage of those that survive a partial feeding die anyway... due to complications as a result of strain on the system.
Ölüm-kalım ciddiyetinde zorlamalar mı?
Compulsion that's literally life or death?
Tüm zorlamalarına gerçekten minnettarım ama... bence mesafenin geri kalanını kendi yolumdan gitmeliyim... kendi yürüyüşümle, kendi başıma.
I really appreciate all the pushing, but... I think I need to go the rest of the distance in my own way at my own pace, by myself.
Seni zorlamalarına izin verme.
Don't let them push you around.
Sence, tüm bu zorlamalar ve takıntılar altında...
You think that underneath all of his compulsions and obsessions
Bunu başarmaları için, banka soyguncularının kuantum fiziğinin sınırlarını zorlamaları gerekir. Bu teknolojinin maliyetinin bir düzine bankadan ancak sağlanabileceğini söylememe gerek bile yok.
To accomplish this, your bank robbers would need cutting-edge knowledge of quantum physics not to mention technology that would cost more than a dozen banks could hold.
Beni aptal gibi görünmeye zorlamalarına izin vermeyeceğim.
I'm not gonna let them force me to looking stupid again.
Ve senden vazgeçmem için beni zorlamalarına izin verdiğim için çok üzgünüm, fakat babam ve annem birbirlerine bir çift kızgın boğa gibi bakarken ne yapabilirdim ki?
And I'm sorry I let them bully me into giving you up, but what was I to do, with Papa and your Mama glaring at each other like a pair of mad bulls?
Beni zorlamalarına izin vermeyecektim.
No one would mess with my business.
Düne kadar yasa dışı olanların inançlarına, gelenek ve göreneklerine bizi zorlamaları hoşumuza nasıl gitsin ki?
How is to enjoy that make us swallow the faith and customs the people until recently were coming out rule?
Bunlar günü geçmiş, antika zorlamalar.
They're just a bunch of outdated, prudish mandates.
Senelerce babamın zorlamalarına maruz kaldım.
I've been subjected to a lifetime of bullying from my father.
Rüyalarım, zorlamalar.
The dreams, the compulsions.
Aşık iki insanın aile olmaları şerefine, insanları dans etmeye zorlamalarıdır.
It's two people in love, forcing their friends to dance to We Are Family. You know?
Zorlamalarıma karşı direnen birisini görmeyeli uzun zaman olmuştu.
It's been a while since anyone could resist my compulsion.
Gerçek zamanlı imgeler, yerel haberler ve hukuksal zorlamalar söz konusu olabilir.
We'll have real-time sat images, local news and law enforcement feeds.
Beni çok sıkı çalışmam için zorlamaları ama çalışınca da suçlamaları biraz haksızca.
It seems unfair that they push me to work hard and then blame me when I do, you know?
Tüm zorlamalarına rağmen at kıpırdamamakta direnmektedir.
Despite all his urging, the horse refuses to move, whereupon the cabman
- Evet. Geçen seneki zorlamalarımızdan sonra, inanıyorum ki, okul müzikali için nasıl söylesem daha az tartışma yaratacak bir şovun telif hakkını almalıyız.
Yeah, after pushing the envelope last year, I strongly believe that we should secure the rights to it shall we say, less controversial show for our school musical.
Rollerde siz istemedikçe sizi zorlamalarına izin vermeyin.
Yeah, well, don't let them force you to cast anyone you don't want.
Federal hükümetinin zorlamaları ne kadar güçlü olsa da bizler adalet için zorbalığa karşı mücadele edeceğiz.
Even in the face of the strength of the entire federal government, we will stand up to tyranny in the name of justice!
Kendilerini zorlamalarını bekliyorum.
I do expect them to push themselves.
Üzerime gelme sebebin, bütün bu zorlamaların sınıfta bu potansiyeli bir tek bende gördüğün için miydi?
Oh, God. Is this the part where you tell me that the reason you're being so hard on me is because I'm the only one in the class with potential.
Çünkü ben sadece bol sıfırlı bir anlaşma çeki değil ayrıca onların yaptıkları hataların ve insanları sessiz kalmaya zorlamalarının da bedelini ödemelerini istiyorum.
Because I don't want some settlement check that comes out of an account they set aside to pay for their mistakes and keep people quiet.
# Bu zorlamalar iradene boyun eğdirmeyecek..
# That push and shove and won't bend to your will
- Seni buna zorlamalarına izin veremezsin.
You can't let them force you into doing this.
Seni zorlamalarına izin verme.
Don't let them push you.
Ama pes etmeyeceğim. Çünkü bu sadece yeni sorunlara neden olur. Bu da korkunç ruhsal bozuklukları, fiziksel ve ruhsal zorlamaları üzerine getirecek.
But I won't give in, because that will only lead to new complications, which in turn will bring on terrible mental disturbances, physical and psychological violence. "
Bir grup denizci ve esnafı korkutup onları denize açılmaya zorlamaları en büyük hediyeleriydi.
It was the scratchings of a group of sailors and tradesmen that he had terrorised and forced out over the seas.
Zorlamalarım emeğini verdiğinde, onunla gerçekten gurur duyacağım.
When push comes to shove, I'm actually proud of him.
İlginç olan tek nokta rahibelerin ceza niyetine onu enstitüde restorasyon atölyesi olan bir adamla çalışmaya zorlamalarıydı.
The only point of interest is that the nuns would punish... the boy by forcing him to work with a restorer... who had a workshop in the institution.
Ve başarılı insanları birleştiren şey idealleri için kapasitelerini zorlamalarıdır.
And the one thing that unites great men is their reach always exceeds their grasp.
Umarım bu miras, bizden sonra gelenlerin ; keşfetmeleri, sorular sormaları sınırları zorlamaları, gerçekten zor soruların cevaplarını aramaları için ilham kaynağı olmamız olur. Kimiz biz?
I would hope that it would be that we would inspire those who come after us to keep exploring, to keep pushing the boundaries, to keep looking for the answers to those really tough questions- - who are we?
Ailelerinin çocuklarını öyle olmaya zorlamalarıyla derdim var.
I got a problem with their parents forcing them to be that way.
Bize bodrumumuzda minyatür şehirler yapmaya zorlamalarıda adil değil.
Forcing us to build miniature cities in our basements.
Seni zorlamalarına izin verme.
Don't let them force you.
Senin zorlamalarının dışında, Fae'ler bir Fae'yi yemezler.
Despite you forcing them to do it, Fae don't usually eat Fae.