Zorlamayacağım traducir inglés
170 traducción paralela
Anlaman için seni zorlamayacağım.
I'm not going to force you to try to understand things that only I can see and hear anymore.
"Eğer çocuğum isterse... Onu zorlamayacağım!"
"If my child wants to - I shall not force her!"
Sizlerin sabrını daha fazla zorlamayacağım...
I will not try your patience any longer...
Seni zorlamayacağım.
I shan't force you.
Zorlamayacağım.
I won't push it.
Şu anda karar vermen için seni zorlamayacağım.
Well... I won't press you for a decision now.
Sözümü bitirdiğimde hala gitmek istersen, seni kalmaya zorlamayacağım.
If you want to leave after I am through, I won't force you to stay.
Benimle kalman için seni zorlamayacağım.
I never forced you to stay here with me.
Asla zorlamayacağım.
I never will.
Seni buna zorlamayacağım.
I won't force you.
Sizi zorlamayacağım, ama lütfen kimseye söylemeyin.
I won't force you, but please don't tell anyone.
Bak, sınırlarımızı zorlamayacağımıza karar vermiş...
We didn't wanna go over...
Kapıyı zorlamayacağım sen de kıza bir şey yapma, tamam mı?
I won't try to break in and you don't do anything crazy with that girl. Okay?
Seni hiçbir şeye zorlamayacağım...
Look, I'm not gonna force you into anything, but...
Bunun için seni zorlamayacağım.
I'm not going to force you.
- Şansımı zorlamayacağım.
- I won't press my luck.
Canın istemiyorsa Seni zorlamayacağım!
I am not going to force you if you don't want to!
- Seni zorlamayacağım. - Pavel, bu adamı dinle.
- Pavel, listen to this man.
İstemezsen seni zorlamayacağım.
I won't force you if you don't like to
Hayır, zorlamayacağım.
No, I wouldn't dare.
Ayrıca, onu hiç zorlamayacağım.
Besides, I'll go real easy on her.
Seni anlıyorum, zorlamayacağım.
I understand, I won't push.
İyi bir mazeretinin olmadığını biliyorum bu yüzden seni kötü bir mazeret uydurmaya zorlamayacağım.
I know you don't have a good excuse... so I won't force you to come up with a bad one.
Seni fazla zorlamayacağım.
I'll take it easy on you.
Diğerlerini zorlamayacağım
I won't force others
Seni buna zorlamayacağım.
I won't squeeze it out of you.
Onu böyle birşeye de zorlamayacağım!
I will not put her through that, too!
Seni zorlamayacağım.
I won't force you.
Bütçemizi zorlamayacağımız konusunda anlaştık sanıyordum.
I thought we agreed to stick to a budget.
Ama seni işe gitmeye zorlamayacağım.
But I'm not going to force you.
- Seni zorlamayacağım adamım!
- Screw you, man!
Yine de size kalmış. Sizi zorlamayacağım.
Though to each his own and I won't pressure you.
Sana neler yaşattığımı biliyorum. Seni zorlamayacağım.
I know what I put you through, and I'm not gonna push.
Hastalığından dolayı seni zorlamayacağım. Onlar gelince beraber oturursunuz.
I don't intend to humor your silliness, Laura, so just sit down and compose yourself till they come.
Daha zorlamayacağım.
Oh yeah. Not much further.
Gerçeği söylemen için, seni zorlamayacağım.
I'm really not pushing to tell him right now.
Seni zorlamayacağım.
I'm not going to force you.
Bu defa şansımı zorlamayacağım.
I just can't take the chance this time.
Eğer istediğin şey buysa seni daha fazla zorlamayacağım.
If this is the way you want it... I won't force you any longer.
Peki, seni zorlamayacağım.
All right, I won't force you.
Seni buna zorlayamam ve zorlamayacağım da.
I can't force you to do this and I won't.
Söz veriyorum, seni kalman için zorlamayacağım.
I promise I won't make you stay
Sizi zorlamayacağımı söyledim... ama bu sabah çaldığınızı görünce...
I know I said I wouldn't press you, Fancy, but seeing you play this morning...
İlgilenmedikleri sürece onları spora zorlamayacağım.
I'm not going to force sports on them unless they're interested.
Tamam, seni yatılı okula gitmeye zorlamayacağım, ama bir şeye söz vermelisin.
Okay, I won't force you to go to boarding school but you have to promise me one thing.
Bir daha seni hiçbir şeye zorlamayacağım.
I'II never force you again for anything.
Olması için zorlamayacağım.
You know, I'm not going to force it.
Eğer kızım kolay yolu seçmezse, onu buna zorlamayacağım.
If my daughter doesn't want to choose the easy path, I won't force her to. Then you're a lousy mom.
Doktor gelecek hafta bel askısını bırakabileceğimi söyledi Ve söz ben de fazla zorlamayacağım.
Doctor said I can lose the back brace next week, and I promise I'll take it easy.
Kendimi ölüme zorlamayacağım.
" I will not carry myself down to die
Yan odada senin Adem'den gelen en iyi adam olduğunu düşünen küçük bir kız olduğu için seni zorlamayacağım.
Because there's a little girl In the next room who thinks that You're just the greatest guy