Zorluklar traducir inglés
1,554 traducción paralela
Bizi bu noktaya getiren geçmişi unutmalıyız, gelecekte ortaya çıkabilecek zorlukları önemsememeliyiz, ve basit çözümler aramalıyız.
We're supposed to forget the past that landed us here, ignore the future complications that might arise, and go for the quick fix.
Tüm o zorluklar.
All the hassles.
Amerikan Başkanı J.F. Kennedy'nin 1960'da : "On yıl içinde, Ay'a ilk insanı göndereceğiz." dediğinde, bunu yapmak büyük teknik zorluklar gerektirdiği halde bunu başarmışsak, yine bir Amerikan Başkanı çıkıp : "On yıl içinde, bilim adamlarımız ve mühendislerimizi fosil yakıt alışkanlığını nasıl bırakabileceğimizi öğretmekle görevlendiriyorum." derse, sanırım bu şekilde başarabiliriz.
If the president of the United States, as JFK said in the 1960 "We will put a man on the Moon in this decade.", and we did an enormous technical challenge to do that, but we did it. If a president of the United States said "I challenge our scientists and engineers to teach us how to kick the fossil fuel habit in a decade.",
Herşeyi dikkate almalıyız, biliyorsunuz bu tür bir deney çok yüksek derecede zorluklar içerir.
Because nothing can be discounted here. You know, an experiment like this, there's such an extremely high level of difficulty.
- Bazı zorluklar yaşadım.
- l've had some difficulties.
Mike, bugün Charles'ın davranışları yüzünden zorluklar çektiğini biliyorum.
I know you've been troubled by Charles's actions today.
Filistin otoriteleri için, yönetimin zorlukları fevkalade karmaşıktı.
The challenges of governing, for the Palestine authority, are extraordinarily complex.
Sadece maddi zorluklar yüzünden aslında olmadıkları gibi birşeyin içine takılıp kalan insanları görmekten nefret ediyorum.
I just hate to see somebody being trapped into something they're not because of financial hardship.
Şimdi bazı çektiğin zorlukları benle paylaşmak ister misin?
So are you willing to share with me some of your difficulties?
Bunun üstesinden gelebilmek için çok zorluklar yaşadı.
She had a hard time coping with it.
Yıllardır insanlara hatırı sayılır zorluklar çıkarıyor.
It caused to people considerable troubles over the years.
nbsp " Eminim ki her zaman yaşadığımız zorlukları bu akşam da sahnede yaşayacağız.
" I'm sure we'll have the usual difficulties on stage tonight.
Umarım ufaklıklar benim çektiğim zorlukları çekmezler. Bak...
I hope those two didn't go through what I went through.
Benim yönetimim altında kalacak... az sayıda kişiye söylemek isterim ki... önümüze çıkan bütün zorlukları... hunharca bertaraf edeceğiz.
I just wanna say to the few of you who will remain under my employ, that I intend to lead you into the black with ferocity.
Zorlukları yenmelerine yardımcı oluyor.
Helps them get through it.
Tüm zorlukları çeken gibi görünen benim bile hiç canım acımadı.
The me who had trouble getting along with people, didn't feel any pain at all.
Böyle zorluklar bizi formda tutar.
The challenge keeps us frosty.
Ne zorluklar çekmişsindir.
It must've been hard.
Sen kendi zorluklarına odaklan.
You focus on your own challenges.
Ben her zaman zorlukların üstesinden gelen bir adamım.
I'm a guy who always lands on his feet.
Müvekkilimiz Patty Hewes'a karşı davası olan birinin karşılaşabileceği tüm zorlukların farkında.
Our client's aware of all the exigencies one encounters when trying a case against Patty Hewes.
Tüm o zorlukların üstesinden güzel bir vücuda sahip olmak için gelmiş.
She went through all that trouble just to get into shape.
"ve kaderini yerine getirmek için " zorlukların üstesinden gelen kahraman.. "
"and only he can transcend the obstacles in order to fulfill his destiny..."
Evet ama son üç yılda yetenek portfolyomu geliştirdim. Bu da yeni zorlukları kolaylıkla aşmamı sağladı.
Yes, but I've developed a portfolio of skills over the last three years, which enabled me to rise to new challenges with ease.
Joy taşıyıcı anne olmanın zorluklarını yaşıyordu, ama Cataline oldukça eğleniyordu.
Joy was having trouble being a surrogate parent, but Catalina was finding it quite enjoyable.
Oğlum, insanın en iyi dostunun mükemmel bir kopyasını size en yakın Snuppy'nin Yavruları'nda yaratabilecekken üretimin zorluklarıyla neden uğraşalım?
Son, why go through all the hassle of breeding when we can create the perfect copy of man's best best friend every time available exclusively at a Snuppy's puppies near you?
Yani insanoğlunu Jüpiter'e götürmek için önümüzde mühendislik anlamında bazı zorluklar var.
So we have some difficult engineering challenges to actually bring human beings to the planet Jupiter.
Evrimin zorlukları ve hataları boyunca insanlar bu gezegende yaşamaya uygun bir hâle geldi.
Humans, through trial-and-error evolution, are suited to live on this particular planet.
Ne zorluklar sonunda buraya geldim.
What a scrum I got here.
Zorlukları geçtik. Hepsine değdi.
We've passed the point, it's all been worth it.
Haftaya, makine mühendisliğindeki zorluklar üzerine bir seminere başlıyorum.
I'm starting a seminar next week on current challenges in mechanical engineering.
Aşırı sadık bir meslektaş ve dosttur. Ama zorlukları vardır.
He's a fiercely loyal colleague and friend, but he does come with his challenges.
Bak, zorlukların üstesinden, yetişkin, olgun insanlar gibi gelmeyi tercih ediyorum.
LookI would just rather handle our difficulties as mature adults.
Cranford böyle zorluklar yaşadı Bayan Matty.
Cranford has seen such trouble, Miss Matty.
Yapamam.Zorluklar çekmesin diye bu kadar sıkı çalıştım
I can't. I've worked too hard for that to happen.
geçmişten aldığımız derslerle, önümüze çıkan zorlukları aşıp... güçlü bir ulusu kuracağız.
Please look after us so that we can overcome our crisis and grow to be a strong nation.
Size, yüz yüze geldiğimiz zorlukların gerçekleştiğini söyleyebilirim.
You can't do that. Try me.
Zorlukların bir araya gelmesi ve toplumun aşınması yüzünden her şey bir yumurta kabuğu halini alır.
Yes, I will go with you to Fun World. I love you, boy.
Hayatın zorluklarına hazırlanmak için geliyorum.
I came to prepare myself for life's challenges.
Çünkü hazırlıklı olursak hayatın zorluklarıyla yüzleşebiliriz.
Because when we're prepared... then we're ready to face life's challenges.
Bu zorlukların üstesinden gelmeye mecburlar!
They must defeat them!
Hayatta önüne birçok zorluklar çıkar.
Life can throw some horrible shit in your way.
Roger'ın yaşadığı zorlukları gerçek anlamda takdir edemedik.
My generation We hadn't really respected the difficulties that Roger had, you know?
Ama geriye dönüp baktığımda, sanırım keyiften daha çok, zorluklar vardı.
But when I look back, I suppose there... were more difficulties than pleasure.
"Anne-babam zorluklar nedeniyle sınırı geçtiler."
Due to the hardships my parents crossed the Demarcation Line.
Fakat bu zorlukların arasında gerçekten sevimli parçalar da var.
But in between the hard bits are some really lovely bits.
Size zor gelen özel yaşamınızdaki zorluklar bir çok kişi için zor değildir...
So feed in see so much a lot of person.. does not take a look guess your life?
Tabi bazı anlaşmalar ve ödemeler konusunda zorluklar ve...
this one gets me through clearances and concerts of course, and...
Son yapımımızda onunla ufak tefek zorluklar yaşamadık değil.
We did experience a few minor difficulties with her on our last production.
Gerçekten, hayatın zorlukları ile başa çıkamıyor,... tek başına olmuyor.
He can't really handle life's complications, not on his own.
Bu zorluklar oldukça ciddi ve onlardan bir sürü var. Sıcaklığın artması bekleniyor.
Man, I just love kids.