English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ Z ] / Zıpır

Zıpır traducir inglés

4,611 traducción paralela
İnanın bana bu Mısırlılar iş açıklığa gelince çok zıpır oluyorlar.
Trust me, those Egyptians were a bit madcap when it came to specifics.
- Kır Zıpzıpı saçmalığı için.
- That Grizzled Skipper nonsense.
Sen, annesi, babasının Eugene O'neil olmadığını anlayınca kendisini terk ettiği dokuz yaşındaki ebeş kızlar gibi zır zır ağlayıp salyalarını davul setimin üstüne akıtan, beş para etmez arkadaşı olmayan, ibne dudaklının tekisin!
You are a worthless, friendless, faggot-lipped piece of shit... whose Mommy left Daddy when she figured out he wasn't Eugene O'Neill. Who's now weeping and slobbering all over my drum set... like a fucking 9-year-old girl.
- Eğer durum buysa neden beni uyandırıp rahatsız ediyorsun bilmiyorum.
if that's the case, I-I don't know why you even bother waking me up.
Seni onunla tanıştırıp, bir süre yalnız bırakacağım.
I'll introduce you to her and leave you alone for a while.
Dükkanların camlarını kırıp kaçan küçük çocuklardan hiç bir farkınız yok.
You're no better than a bunch of kids breaking shop windows.
Bununla eğlenebiliriz ama ikimiz için de bu durum rahatsız bir hal alır ve durmak istersek, öylece bırakıp, çantalarımızı topluyoruz.
We can have fun with this, but if at any point either of us becomes uncomfortable and wants to stop, we just cut it off, pack our bags...
Sen ve eşin yarısını alıp, yarısını da biz aramızda paylaşırız.
You and your wife get half, and we split the other half between us.
Yakalarımızı yukarı kıvırıp şu anda işe koyulacağız.
We gotta roll up our sleeves and do the work right now.
Alışverişe çıkıp hassas bir çift ayakkabı alırız.
We can go shopping for some sensible shoes.
Evet, ama bunun sebebi Sasha'nın müşterilerden çok daha fazla alıp bir sürü ıvır zıvırı kızların ödemesinden kesmesi.
Yeah, but that's'cause Sasha charges the customers a shit ton more and then deducts all this stuff from the girls'pay.
Eğer onu tenhaya çekebilirsem yakalayıp konuştururuz. Belki Ledoux'ya ulaşırız.
Now, if I can get him alone, we snatch him up, work him over, maybe get to Ledoux.
Zinciri kırıp sinyali durduracağız.
We're gonna break the chain, stop the signal.
Bak, sanırım buraya tezgah açtığında ona neler olabileceği konusunu oturup düşünmedin. Ama kimse seninki gibi bir işe kalkışıp da altından hatasız şekilde kalkmayı başaramaz.
Look, I think you didn't consider... what would happen to her when you set up shop here, but no one does a stretch like you did... without making some mistakes when they first come out.
Karınız bunun farkındadır ama size söylemez çünkü dolanıp aptal gibi görünmenizi ister.
Your wife knew the whole time, but she didn't tell you... because she wanted you to walk around... -... and look like an idiot.
Siz burada kalın. Biz Denny'i alıp helikopter çağırırız.
You stay here, We'll take Denny, call for an airlift.
Kızımı kaçırıp benim barıma gelirsin ha?
You stole my step-daughter, and you come to my bar.
- Mercedes'in yıldızını mı kırıp çıkarmış?
- Kutta the Mercedes star?
Geriye ise küçük bir şehir büyüklüğünde bir atomik çekirdek yani pulsar adı verilen ve hızla yanıp sönen bir nötron yıldızı kalır.
What remains will be an atomic nucleus the size of a small city- - a rapidly rotating neutron star called a pulsar.
Sonra atalarınız topraklarımızı çaldı parsellere ayırıp yetkileri varmış gibi sattı.
And then your forefathers stole it, parceled it up and sold it as if they were entitled.
Hayır, beş denizkızı. Turuncu, yeşil kuyruklarını sallayıp duruyorlarmış.
No, five mermaids, all with green and orange swishing tails.
Son on yılda nasıl olduysa Carl Casper Miami'deki en sıra dışı şefken kendini, onu sevin diye sizi her gördüğünde beş dolar veren fakat sizin de bu sarkık ve nemli göğüslere bastırılıp durmaktan bunalıp daraldığınız ve bu yüzden de ondan kaçtığınız muhtaç bir teyzeye dönüştürmeyi başarmış.
Over the last decade, Carl Casper has somehow managed to transform himself from the edgiest chef in Miami to the needy aunt that gives you $ 5... everytime you see her, in hopes that you would like her but that causes you to shrink from her? embrace which threatens to smother you with her sagging cleavage.
Bugün eşyalarınızı alıp kaldırıma çıkarmak için kiralanmış bu elemanları göndermek zorunda kalacağım.
I'm gonna have to send these guys who are being employed today to get your stuff and throw it on the kerb.
Burada kadavraları yıkayıp iç organlarını çıkarırız.
Here we wash the cadavers and remove the internal organs.
Ben çok kızıp, hayal kırıklığına uğrayacağından korktum.
I was scared that you'd be very angry and very disappointed.
Gizlice içeri girerek Ejder'i uyanmadan yakalayıp ani bir saldırıyla taşı alacağız ve gemiyle geri geleceğiz.
We sneak in, catch the dragon before it wakes, make a fast attack, grab the gem and fly back.
İzin ver bir toplantı ayarlayıp, İHA saldırılarının sistemimize sızıldığı için kontrol dışı olduğuna ilişkin tüm delileri sunayım.
Let me arrange a meeting, and I will bring evidence about the drone attacks, whatever I can get my hands on that indicates the penetration of our systems was out of our control.
İzin ver bir toplantı ayarlayıp, İHA saldırılarının sistemimize sızıldığı için kontrol dışı olduğuna ilişkin tüm delileri sunayım.
Let me arrange a meeting and I will bring evidence of penetration of our systems was out of our control.
İşin özü rakamları gösterdikten sonra kafanızı kaldırıp onlara dik dik bakın.
So... After you show them the number, you look up at them, and stare.
- Kaldırıp attığımı sanmadınız ya? - Hayır, sanmadık.
You did not think I had thrown it away?
Yapmazsan her bir kemiğini kırıp bağırsaklarını diri diri çıkarırız.
If not, we'll break every bone in your body, and gut you alive.
Yarın parçalara ayırıp golftan önce torbalara koyacağız.
Tomorrow we'll cut her up and bag her before golf.
Mantıksızca davranıp bu teklifi değerlendirecek olursan senin hünerlerinde bir adama her daim ihtiyacımız olacaktır.
Should you be so unwise as to entertain the idea, we have continued use of a man of your skills.
Ağlayıp zırlardı ve sonra da biz duymayalım diye yastığını ısırırdı. Sonra da uyuyabilmek için afyon tentürü içerdi.
Wept and wept and then she bit into her pillow so we wouldn't hear her, and then she turned to laudanum to sleep at all.
İkinci ligdeki son maçımız Quebec Mounties'e karşıydı. Beyaz kardeşler beni sıkıştırıp dizimi kırdılar.
In my last game in the minor leagues with the Quebec Mounties some brothers white boys pushed me back against the fence And I smashed my knee.
Bayan Underwood, vakit ayırıp bugün bizimle konuştuğunuz için minnettarım, eminim çok sıkıntılı bir durumdasınız.
Mrs. Underwood, I so appreciate you taking the time to speak with us today in what, I am certain, is a very stressful situation.
Eğer sen, Spehn'lerin babası, bizim onayımız olmadan evlenirsen bizim ağlamalarımızla, deliliklerimizle,... bağırıp çağırmalarımızla, hatta fazlasıyla yüzleşmek zorunda kalırsın. "
"If you, daddy spehn, marry without our approval, " you will have to face us " crying, mad, shouting...
Yarın biraz daha araştırıp ne yapacağımıza bakarız.
So tomorrow we pick this back up and see what we can do?
Keçileri kaçırıp bir kızı öldürmüş.
He went whacko and killed a girl.
15 yıldır kızımı arayıp duruyorum.
I spent 15 years searching for my daughter.
Yarım asır boyunca o ve cımbızı bu tüylü şeytanlar üzerinde dolaşıp durdu bunları, ondan önce kemoterapinin aldığını düşünürse, yıkılır.
She and her tweezers have been circling around these furry devils for half a century, and she would just be devastated if she thought chemo got to them first. "
Halka arza hazır mıyız?
So, we're all set for the I.P.O.?
Halka arz için hazır mıyız?
So, we're all set for the I.P.O.?
- Beyler, bağırıp çağırarak bir yere varamayız.
Gentlemen, we can't communicate with screams and shouts.
Bana bir iyilik yapıp, sırtımı biraz kaşır mısınız?
I was wondering if you would be so kind to...
Yere yatırılıp tutuklanırsınız.
You'll be thrown to the ground and arrested.
Kızı... l'Bir pısırık tüm hayatım boyunca oldum.
Daughter... I've been a wimp all my life.
Ancak patlayan gazın şok dalgaları yıldızın merkezinden dışa doğru on binde bir ışık hızıyla ağır ağır ilerlemiştir. Ta ki yıldızın yüzeyine ulaşıp 1987'de onu bir süpernovaya çevirene dek.
But the shock wave of the exploding gas plods along from the center of the star at 1 / 10,000 the speed of light until it finally reaches the star's surface, turning it into supernova 1987a.
Belki onu görebilseydik eğer gözlerimiz CO2'ye duyarlı olsaydı - ve belki de kozmosta bu tür canlılar da vardır - tüm bu CO2'yi görebilseydik, belki inkarı bırakıp atmosferde yarattığımız etkinin büyüklüğünü kavrayabilirdik.
Maybe if we could see it... ( car engine starts ) If our eyes were sensitive to CO2- - and perhaps there are such beings in the cosmos- - if we could see all that carbon dioxide, then we would overcome the denial and grasp the magnitude of our impact on the atmosphere.
Dünya'nın yörüngesine veya Ay'a insan göndermek büyük, güvenilir ve güçlü roketler gerektirir. Bunun için gerekli olan teknoloji bir nükleer başlığı gezegenin diğer ucuna taşıyıp düşmanınızın en büyük şehirlerini yok etmek için gerekenle aynıdır.
Sending people to orbit the Earth or go to the Moon requires big, reliable, powerful rockets- - precisely the same technology you need to carry a nuclear warhead halfway around the planet to destroy your enemy's largest cities.
Bakın, Kuru kafa zırhımı kaçırıp içindeki oyun kitabımızın kilidini açtığında tüm sırlarımızı öğrendi.
Look, when the skull hijacked my armor and unlocked our playbook, He got our secrets.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]