Zır traducir inglés
150,375 traducción paralela
Biz hazırız
We're all set.
Bunun için hazırız.
We're already prepared for that.
- Zaman yaratırız.
- We'll make time.
Sonra da seni kurtardığımız gibi kurtarırız onu da.
Then we can rescue her like we rescued you.
Hayır bilmiyorum... o akşamki duygusal halinizi nasıl tanımlarsınız,
No. I don't know... How would you describe your emotional state that evening,
Ancak AC-12'nin bulguları, kocanızın avukatına ve size kadar uzanmaktadır.
But AC-12's findings extend further, to your husband's solicitor and you.
MRSA, komensal bir organizmadır - doğal ve zararsız olarak... taşıyıcı üzerinde, genellikle burnun içinde yaşar.
MRSA is a commensal organism - - it lives naturally and harmlessly on the carrier, usually inside the nose.
Kocanız Tim Ifield cinayeti ile suçlanıyor... ve gözaltına alınacaktır.
Your husband's been charged with Tim Ifield's murder and he's going to be remanded.
Eğer onların istediklerini vermezseniz, DNA'nız olan bir ceset soğuk depodan çıkarılır.
If you don't do their bidding, a body gets taken out of cold storage with your DNA all over it.
Hayır, kızımla Skype randevumuz vardı.
No, no, it's just I was supposed to have a Skype date with my daughter, but...
Buraya lazer güdümlü füze saldırısı yapmamız gerek.
What we need is a laser-guided precision missile strike, here.
Işık tayfının yakın kızıl ötesi kısmını kullanırız.
And if we use the near-infrared part of the light spectrum...
Onu tedavi etmeye çalışmıyoruz. Bağışıklık sistemine savaşma şansı vermek için yeterince virüsü yok etmeye çalışıyoruz. En büyük lenf düğümlerini hedef alırız.
We're not trying to cure him, we're just trying to eliminate enough of the virus to give his immune system a fighting chance, so we target the target the largest nodes, in the neck and the pelvis.
Kendini Tanrı'ya adıyorsan O halde yaptığınız her şey onun iradesi olacaktır.
If you dedicate yourself to God then everything you do will be His will.
Onun isteği, yaptığınız her şeyde elinizi yönlendiren ışıktır.
His will is the light that guides your hand in everything you do.
Sanırım öyle ve sanırım sizin de unutmanızı sağladı.
I think so, and I think it made you forget as well.
Çocuklarımıza anlattığımız iki tür hikaye vardır.
There are two kinds of stories we tell our children.
Hayır, kız kardeşin.
No, your sister.
Sanırım aradığımızı bulduk.
I think we've found what we're looking for.
Gördün mü? Sanırım konuşmamız gerek.
I guess we got to talk.
Çünkü sizin çocuklarınızla bizim çocuklarımız arasındaki oyunu kim kazanır?
'Cause your babies and my babies, who wins that sandbox squabble?
Dolaplar boş sayılır ama ne varsa alırız artık.
The cupboards are almost empty, but... might as well clean'em out.
Hazırız.
We're all set.
Kat konusunda da bir şey yapmamız lazım çünkü onu o depoda bırakıp gittim ve biri er ya da geç bulacaktır.
And we need to do something about Kat'cause... I just left her in that warehouse, - and somebody's gonna find her, so...
Bu dizi insanda ne huzur bırakır Ne de ağız tadı
MALINA WEISSMAN
Ama Bay Poe'ya olanları anlatırsanız Kont Olaf hapse atılır, biz de güvende oluruz, hepimiz.
But if you tell Mr. Poe what happened, then Count Olaf will be locked away and we'll be safe, all of us.
Herman Kasırgası sona erdi, yelkenli de sağlam. Sabaha Demokles Rıhtımı'nda olacağız.
Hurricane Herman is over, the sailboat is working perfectly and we'll be back to Damocles Dock by morning.
Kurabiye alır mıydınız?
Cookie?
Shirley alır mıydınız?
Shirley? - I'm Shirley.
Kurabiye alır mısınız? - Alayım.
- Don't mind if I do.
- Ayağını yaptırırız.
- We'll get your leg fixed up.
Olur da hayat kafanızı karıştırırsa, insanlar gizlice toplanıp arkanızdan komplolar kuruyor gibi hissediyorsanız gerçekten bunu yaptıklarını bilin.
If the world ever feels confusing, as if people are having secret meetings to plot against you behind your back, it's useful to know they are.
Hepimizin dolabında iskeletler vardır, çok acı verici ya da suç unsuru veya gereksiz yük oldukları için ortalıkta tutmadığımız, geçmişe dair utanç verici sırlar.
We all have skeletons in our closet, metaphorically, meaning things from our past we'd prefer not leave lying around because they are painful or incriminating or would create unnecessary clutter.
Mesela bir motel odasında hapis kalmışsınızdır kapının önünde düşmanlarınız vardır.
For example, you may be trapped in a motel room... with your enemies waiting outside.
"Yangın" diye bağırmak, fark edilmeden kaçmanızı sağlayacak kargaşayı çıkaracaktır.
Shouting "fire" will cause the kind of chaos that will allow you to escape undetected.
Hem korkunç hem de şanssız bir dünyada sığınacak çok az liman vardır.
In a world both frightening and unlucky, there are a few comforts.
Bu dizi insanda Ne huzur bırakır ne de ağız tadı
PATRICK WARBURTON MALINA WEISSMAN
Annemizle babamızı tanır mıydınız?
Did you know our parents?
Uzun bir kız, gözlüklü bir oğlan ve yedek lastiğimi ısırıp delen bir bebek.
A tall girl, a boy with glasses and a little baby who I think bit a hole in my spare tire.
Onun yerinde biz olsak "Kolum!" diye bağırırız.
Whereas the rest of us would say, "Ah, my arm!"
Belki olanları araştırıp anne babamızın adını aklayabilirsin.
Maybe you can research what happened here and clear our parents'names.
Sabah, günün önemli bir zamanıdır. Çünkü sabahınız nasıl başlarsa gününüz de öyle devam eder.
Morning is an important time of day, because how you begin your morning can often tell you what kind of day you're going to have.
Yuva ilgi gördüğün yerdir, sakız için çalıştırıldığın yer değil.
A home is where people take care of you, not make you work in a mill for gum.
Zamanı sabırla birlikte onurlandırırız.
We honor time with patience.
Aylardır bakmadığımız?
One we haven't looked in in months?
"12 Monkeys'in önceki bölümlerinde." Sabırla zamanı onurlandırırız.
- Previously on "12 Monkeys"...
Güneyden gelip pozisyonumuzu alırız. Evde biri olursa indiririz.
We come up from the south, take out anybody positioned outside, and hit the house.
- Fırında silahınız varmış anlaşılan.
- Hoo-hoo. Looks like you boys got some guns in the oven.
Zamanı sabırla onurlandırırız.
- The mysterious Mr. We Honor Time With Patience...
Her şeyden vazgeçip başarısız olduğunda kafanda tek şey kalır.
And when the music stops and the balls drop, all you have left is the one in your head.
Tanık, Kırmızı Orman'ı alır.
The Witness gets his red forest.