Çatıda traducir inglés
3,552 traducción paralela
5 dakika sonra çatıda görüşürüz.
I'll see you up on the roof in five minutes.
- Çatıda görüşürüz.
I'll see you up there.
İsviçre'de olanları bir düşünürsen, benimle çatıda buluşacağını söylemiştin değil mi?
If you think back to Switzerland, you said you'd meet me on the rooftop, right?
İşte çatıda buluştuk.
Well, here we are on the roof.
- Üç ve altı çatıda.
- Three and six on the floor.
Çatıda olacağım.
Irina, I'm going to the roof...
Çatıda.
The roof!
Çatıda.
On the roof.
Eğer onu çatıda haklayabilirsek, sivil kayıpları en az seviyede tutacağız.
If we can take it out on the rooftop, it'll keep civilian casualties to a minimum.
Tanıklar adamın çatıdan itildiğini ya da atıldığını söylüyor.
Witnesses report he was pushed or thrown from the roof.
On saniye geriye, çatıda olduğum ana döneceğim!
I'll go back ten seconds till when I was on the roof! Rats.
Burada çatıda biri var.
I've got somebody on the roof down there.
Çatıda!
He's up on the roof!
İlk iki ekip çatıda, yanımda kalacak, diğerleriyse burada.
First two teams are with me on the roof, the rest of you are down here.
Çatıdan atlayıp da beni korkudan öldürdüğün o an...
How you scare me jumping off a roof...
Suçluların çatıda saklandıklarını düşünüyoruz.
We believe we have the perp hiding on the roof.
Çatıda, çocukla beraber.
He's on the roof, he's with the kid.
Görünüşe göre çatıda sadece dört nöbetçileri var.
Looks like there's only four sentries on the roof.
Çatıda keskin nişancılar var.
Snipers on the roof.
Çatıda ağır silahlar var!
Heavy weapons on the roof.
Onca yıl karşılığında ı karın gıda koymak. Sırtüstü Giyim, başınızın üzerinde bir çatı.
I don't ask for much in return for all those years I put food in your belly clothes on your back, a roof over your head.
İleride daha da kanlı geçeceği kesin olan çatışmalara girecek ek asker sevkiyatı asi kademeler arasında ve dünya çapındaki endişeleri artırıyor.
The addition of more troops in what are sure to be even bloodier battles ahead has fueled worries within the rebel ranks and around the world.
Bir yarış araba pilot... Ya da çatışmada...
Piloting a race car... or in a shootout...
Torino'da çatımıza bir anten yerleştirmiştik.
We had installed an antenna on our roof in Turin
Black Cat Aerial Phenomenons ya da Whistling Dixies.
Black Cat Aerial Phenomenons or the Whistling Dixies.
Aman da aman kimleri görüyorum.
Well, well... Look at the cat that dragged in.
Bu çıkar çatışması ya da etik kurallara karşı gelmek olmuyor mu?
Isn't that a conflict of interest or a major ethical breach?
Bir Noel'i hatırlıyorum da, üçümüz o kadar ışık asmıştık ki çatı çökmüştü.
I remember one Christmas, when the three of us put up so many lights, the roof sagged!
Bunun için çatıya çıktılar ve çatı daha da çok çöktü.
So, up they went on the roof and the roof sagged even more.
Haftalarca doğru takma adı bulmak için Horası okuduğumu düşünüyorum da... Halbuki ihtiyacım olan tek şey lanet olası bir kediymiş.
To think, I spent weeks reading Horace to find the right nom de guerre... when all I needed was a fucking cat.
Yukarıda, çatı katında.
Upstairs, to the attic.
8A12, Florence and Normandie'da çatışma var.
8-Adam-12, got a shooting at Florence and Normandie.
Her büyük çatışmanın ardından sonunda adaletin kazandığı bir an da gelir.
I think it also goes to show that in any moment of great conflict there is that moment when justice is victorious.
Mutfak kapısını yağladı sonra da çatı kenarındaki pislikleri temizledi.
He got the squeak out of the kitchen door, then cleared the debris out of the gutters.
Ona der misiniz merak etmesin, kedi Llewyn'da.
Could you just tell him : "Don't worry, Llewyn has the cat"?
- Hayır, kedi Llewyn'da.
No, Llewyn "has" the cat.
- Yani Gorfeinlar'a kedilerine bakacağını söyleyip sonra da buraya biz bakalım diye getirdin demek.
You tell the Gorfeins you'll take care of their cat, then bring him here for us to take care of.
Daha da iyisi, Artık yeni bir kediciğim var.
Even better, I have a new cat.
Annen Google'da "kedi çişi gübre olarak kullanılabilir mi?" diye baktı.
I caught your mother googling, "Can cat urine be used as fertiliser?"
Şu an da muhtemelen tekrar cana gelmiş ve etrafta dolanıp evvelki hayatından bir sürü kişilerle takılıyordur. Bu da bir kedinin yapabileceği en kötü şey.
And right now, it's probably running around, reanimated, with another... a bunch of other... uh, cats from its former life, which, for a cat... is the worst thing she can do.
Henry onları etki altına alır, sonra da çat pat hallolur işimiz.
Henry compels them, bing, bang, boom, done!
O da kedimin enfeksiyonu için.
For my cat's arthritis.
Biri ya da bir şey, bu çatışmanın alevlerini körüklüyor.
Someone else - something else - is fanning the flames of this conflict.
Kurtadamlar ve vampirler arasındaki çatışma da öyle bir enerji yaratıyor ki, Şeytan bundan beslenerek daha da büyüyor.
The conflict between the werewolves and the vampires generates such an energy, upon which the Devil feasts and grows fat.
Kedi vardı da.
There was a cat.
Siyah ya da turuncu kağıtlara sarabilirsiniz. Balkabağının içine koyabilirsiniz.
It can be wrapped in black or orange, a jack-o'- lantern on it or a cat.
Çatışma ya da güvenlik memuruna karşı koyma ne dersin bilmem ama dava açılmadan kapanmalı.
Label it a shootout or an encounter, but make sure the case is closed.
Kediyi boğup kendi canına da kıymaya çalıştı!
Then he choke the cat and tried to kill himself.
Kanunen aykırı olsa da onu kedisiyle birlikte gömdüm.
I burred him with is cat, even though that's illegal.
Bu aptalca kedi fare oyunu da bir yere kadar.
Enough of this foolish cat-and-mouse game.
Farklı bölgesel ve dini çıkarları olan 22 Arap ülkesinin bir antlaşma üzerinde hemfikir olmasını nasıl bekliyorsunuz özellikle de Güney Pakistan'da Şiiler ve Sünniler arasında patlak veren yeni çatışmalar başlamışken?
How do you expect 22 Arab nations with different regional.. and religious interests to agree on a single treaty.. especially given the newly erupting conflicts..