English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ Ç ] / Çok iyi biliyorsun

Çok iyi biliyorsun traducir inglés

1,203 traducción paralela
- Kimi kastettiğimi çok iyi biliyorsun.
You know perfectly well who I mean.
Al, bir erkeğe nasıl davranman gerektiğini çok iyi biliyorsun.
Gee, Al, you sure know how to make a man feel good.
- Ne demek istediğimi çok iyi biliyorsun.
- You know exactly what I mean.
Çok iyi biliyorsun ki, eğer bu salgın, nineleri ve bakireleri tutsaydı dışarıda bir ordu kadar araştırmacı isterdin.
You know damn well, if this epidemic was killing grandmothers and virgins you'd have an army of investigators out there.
Ne olduğunu çok iyi biliyorsun.
You know exactly what you were gonna do.
Bunu çok iyi biliyorsun...
You know very well...
Konuyu geçiştirmeyi çok iyi biliyorsun kuzen.
Cousin, you apprehend passing shrewdly.
Sen de çok iyi biliyorsun ki, ona para vermek zorunda değilsin.
Now, you know motherfucking well you ain't gotta give her money.
O zaman başımıza nelerin geleceğini sen çok iyi biliyorsun.
You know what would happen if we did.
Sen çok iyi biliyorsun ki, siz askersiniz ve asker kalacaksınız.
You should know better than anyone that you'll always be soldiers, no matter what.
Ve çok iyi biliyorsun ki, hemen uyudu ve saat 8 : 00'den beri de uykuda.
Now, you know very well that he's fast asleep and has been since 8 : 00.
Onunla daha önce aranızda geçenleri çok iyi biliyorsun.
That was hard for her as it was hard for you, before.
Bunu çok iyi biliyorsun.
You know that very well.
Seni sevdiğimi çok iyi biliyorsun.
You know I love you.
Başlangıç olacak, sen de kendi tecrübelerinden bunu çok iyi biliyorsun.
It's elementary, and you know by your own experience, since you've had a lot...
Nasıl birlikte olduğumuzu çok iyi biliyorsun.
You know too well how we were together.
Tanrım, bir erkeği nasıl utandıracağını çok iyi biliyorsun
How can you talk like that with a straight face?
Hainlerin nasıl düşündüğünü çok iyi biliyorsun, Archibald.
You have a rare grasp of the conspirator's mind, Archibald.
Tıpkı baban gibi bu işi çok iyi biliyorsun.
And you know how to do that just like your dad.
Sen ne olduğunu çok iyi biliyorsun.
You know what this is about.
- Haddini aştın ve beni beklemen gerektiğini çok iyi biliyorsun.
- You were out of line and you know damn well you should've waited for me.
Çok hoş görünüyorsun, Lizzy. Bunu sen de çok iyi biliyorsun.
You look very pretty, Lizzy, as you are well aware.
Çok iyi biliyorsun ki benim topraklarım,... 100km dahilindeki diğer çiftlik topraklarına göre çok daha zehirli.
You know good and well that my soil's more toxic than any other farm tract within 100 kilometers.
Bazen nasıl ikna edeceğini çok iyi biliyorsun, Güvenlik Şefi.
You can be very persuasive on occasion, Constable.
Oh, neden bahsettiğimi çok iyi biliyorsun.
Oh, you know what I'm talking about.
Neden olduğunu çok iyi biliyorsun.
You know exactly why.
Sen de çok iyi biliyorsun
You can tell it accurately.
Bursu alıp gideceğini sen de çok iyi biliyorsun.
You know very well you're leaving on that scholarship.
Neden taşınmadığımı çok iyi biliyorsun.
YOU KNOW VERY WELL WHY I DON'T MOVE.
Çünkü sen benden ne alacağını çok iyi biliyorsun
Because you oughta know What you're gonna get in me
Neden söz ettiğimi çok iyi biliyorsun Margo.
You know exactly what I'm talking about.
Sen de bir kızı nasıl sevindireceğini çok iyi biliyorsun.
Just know how to make a girl get all gooey inside.
- Kim olduğunu çok iyi biliyorsun lanet olası.
You know damn well who it is.
Şimdi ne olacağını çok iyi biliyorsun.
You know what's going to happen now.
Neden söz ettiğimi çok iyi biliyorsun.
You know damn good and well what it is I'm talkin'about.
Sen de çok iyi biliyorsun ki bazen bir problemle uğraşmadan önce onu yeniden tanımlaman gerekir.
You understand that sometimes before you can deal with a problem... you have to redefine it.
- Hastalığını çok iyi biliyorsun.
- You understand your disease well.
Bu iki kızın artık Doktor Dennery'in çocukları olduğunu çok iyi biliyorsun.
You know very well that the two girls are now the children of Dr. Dennery.
Biliyorsun, iyi ya da kötü, bir şey olduğu zaman, bana söyleyebilirsin. Seni yine çok severim.
You know that if anything happened, good or bad, you can tell me and I would love you just as much.
Şey, biliyorsun, filmimi bitirdim, ve gerçekten çok iyi oldu.
Well, you know, I finished my movie, and it's really good.
Zalem'de çok daha iyi işler yapabileceğini biliyorsun.
Squandering a talent like yours in this backwater.
- Neden bahsettiğimi çok iyi biliyorsun.
What are you talking about?
Biliyorsun, Chatto, kitap satışlarının çok iyi gittiğini hatta yeni bir baskı daha çıkarmayı düşündüklerini söyledi.
Chatto say the book is selling so well, they're forced to consider a reprint.
- Beni bunun içine sürüklemek zorunda mıydın? - Bunun için çok iyi değil ama hapsedilmeyle ilgili bir şeyler biliyorsun.
- Not to put too fine a point on it, but... you know something about confinement.
Biliyorsun, hafızam çok iyi değildir.
You know my memory is not the best.
Bir bakalım. Çünkü biliyorsun harika bir dairede oturuyoruz, işim çok iyi.
Let's look at that, because, you know, we live in a fantastic apartment.
Çok iyi bir koca adayı olduğunu nereden biliyorsun?
What makes you think you're great marriage material?
Sen Columbia veya Harvard'daki herhangi bir akademisyenden çok daha iyi biliyorsun " III.
You know more about Richard III than any fucking scholar at Columbia or Harvard. - Fred. - This is ridiculous!
Ama biliyorsun ki sen ve ben gizli işlerde çok iyi iş çıkartabilirdik.
But you know you and I would work so well together deep undercover.
Ne ima ettiğimi çok iyi biliyorsun.
You know damn well what I'm implying.
Biliyorsun, insanlar tarafından yetiştirilen bir Klingon için Yıldız Filosu üniforması giyiyor ve erik suyu içiyorsun geleneklerine çok iyi bağlısın.
You know, for a Klingon who was raised by humans wears a Starfleet uniform and drinks prune juice you're pretty attached to tradition.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]