Çok nazikti traducir inglés
236 traducción paralela
Adam çok nazikti.
The husband seemed so kind.
İkinci adamın vardır üç gemisi rıhtımda üçüncüsü ise deli olurdu bana ve vardı çokça paraları ve hepsi de çok nazikti ve hepsinin de yakası kar gibi beyaz idi ve bir bayana davranmayı hepsi de biliyordu.
The second had three ships in the harbor And the third was mad about me And they had money and they were nice
Sonra bir kız geldi. Bana karşı çok nazikti.
Then a girl came, she was nice to me.
Yolculardan biri bana karşı çok nazikti.
One of the passengers was kind to me.
O çok nazikti, sayın yargıç
She was so nice, Your Honor.
İhtiyar Fezziwig bana karşı çok nazikti.
Old Fezziwig was very kind to me.
Sör Humphrey çok nazikti.
He was very friendly and I even let his mare.
Doktor çok nazikti.
The doctor very attentive.
Çok nazikti.
She was so nice.
Bu konuda çok nazikti, fakat yine de kendimi üçüncü sınıf büyücü hekim gibi hissetmeme yol açtı.
He was very nice about it, but he made me feel like a third-class witch doctor.
Çok nazikti.
He was nice.
Çok nazikti.
He was kind.
Gösterimi beğendiğinizi söylemeniz çok nazikti.
Mr. Donahue, it was awfully sweet of you to come back and tell me how much you admired my work.
Bana karşı çok nazikti.
He was real good to me.
Herkesi susturman çok nazikti.
It was nice how you made everybody shut up.
Smollet çok nazikti, tatlım.
Smollet's been very kind, my dear.
Babamız çok nazikti.
Father was kind.
Çok nazikti, çok düşünceli idi.
He was very kind, very considerate.
Herkes birbirine karşı çok nazikti.
And everyone was so nice to everyone else.
Helene hep çok nazikti.
Helene was always so gentle.
Çok sert bir eli vardı, oh, çok nazikti.
Such a rough hand, oh, so gentle.
Çok nazikti.
He was so kind.
Özellikle bana karşı çok nazikti... sanki bir şey için benden... özür dilermiş gibiydi.
She was especially kind to me, almost as if already asking forgiveness for something.
- Evinize almanız çok nazikti.
It was kind of you to give us shelter.
Hayır, herkese karşı çok nazikti.
Oh, no, she was kind to everyone.
Gangster olduğunu söylüyorlardı ama bana karşı çok nazikti.
They say he was a gangster, but he was very kind to me.
Raymond bana karşı çok nazikti.
Raymond was very nice to me.
Bazı insanlar çok nazikti, bazıları ise aksi. Bazıları bir şeyler verdi, bazıları ise vermedi.
Some people were kind and some were crusty and some would give some would not.
Bayan Melville çok nazikti.
Mrs. Melville has been very kind.
En nihayet, yoksul yıllarımızda derginiz Franklin ve Ferris'e çok nazikti.
After all, your magazine was very kind to Franklin and Ferris during our lean years.
Herkes bana çok nazikti, annem bile.
Everyone was so nice to me, even mother.
Aynı zamanda bana karşı çok yumuşak ve çok nazikti.
At the same time, she was so soft and tender to me.
Bana karşı çok nazikti bir film çevirmem gerekiyordu, parasını o karşıladı.
He was very kind to me I was supposed to do a film and he financed it.
O çok nazikti, bana karşı çok iyiydi.
She was so kind, so good to me.
Bana karşı çok nazikti, her zamanki gibi.
He was very nice to me, as usual.
Bende ot varken, çok nazikti.
When I had grass, she was nice
Burada kaldığım sürece, herkes bana karşı çok nazikti.
When I was here, everyone was so nice to me.
Natacha çok nazikti.
Natacha was very nice.
Çok nazikti, görüyorsun.
He was kind, you see.
- Evet çok nazikti.
He was very kind.
Kocamı daha önce hiç bir kadınla işi pişirirken görmemiştim. Düşüncen çok nazikti.
That was a very kind thought of yours.
Herkes çok nazikti ve beni gördüklerine sevinmişe benziyorlardı.
Everyone seemed so kind... and glad to see me.
Geri çevirmek zorundayım, ama çok nazikti.
I have to refuse, but... he was very courteous.
Çok nazikti.
She was nice.
Yani, herkes çok nazikti.
I mean, everybody has been so nice.
Bir de sevimli bir Meksikalι kιz vardι, çok iyi ve nazikti, çok da gençti.
Also, a very lovely Mexican girl who was kindness itself, gentle and young.
Çok nazikti.
He was very polite.
Çok da nazikti.
He was so kind.
O çok daha nazikti.
She was most helpful.
Çok nazikti.
He was very kind.
Michael'ın bana yaptıklarından hoşlandım ve Jack'ten çok farklıydı. Daha nazikti.
I liked what Michael was doing to me and it felt different from Jack.