Çorap traducir inglés
2,369 traducción paralela
- Bu Ash Morgan. - "Üç Çorap"?
This is Ash Morgan. "Three Socks"?
Az önce Mickey Bricks ve Üç Çorap Morgan'ı dolandırdık!
We've just conned Mickey Bricks and Three Socks Morgan!
İki fanila, üç pantolon, bir elbise, bir etek ve iki çift çorap giyiyordum.
I was wearing two vests, three pairs of pants, a dress, a skirt and two pairs of stockings.
Ben bir çift çorap arıyordum ve benimkilerin hepsi kirliydi.
I was... I was looking for a pair of socks.
Sonrası çorap söküğü gibi gelebilir.
That one thing leads to another, and so on.
Havuzda kazak ve çorap!
Sweater and socks at a pool.
Bana çorap katlamayı sordu, hepsi bu.
She asked me how to fold socks. That's all.
Kahverengi. Ama bir çift çorap ve iki silgi karşılığında kız kardeşime verdim.
But I gave it to my little sister in exchange for a pair of socks and two rubber erasers.
Ayağındaki çorap mı?
The socks you wear?
Eğer içeride takılacaksanız, kapıya çorap asın.
If you're gonna hook up in here, put a sock on the door.
Başına çorap ördüğüm için üzgünüm adamım.
I'm sorry i hosed you, man.
Neil, çorap geçirmişsin.
Oh, Neil, you put a sock on it.
Jay tokat yedi, Neil balık dövdü ve Simon aletine çorap geçirdi.
'Jay getting slapped, Neil punching a fish and Simon's penis in a sock.
- Çorap ve kemerimiz var.
You got a sock, a belt.
Çorap içindeki kıymadan oluşan büyük kütleyi hatırladın mı?
Remember when we found that big pile of ground beef with the sock in it?
Sana sokaktan çorap aldım.
I bought you socks on the street.
Ama bazen ne kadar iyi bir şarkıcı olduğunu takdir etmek çok zor oluyor çünkü sadece ağzına bir çorap sokmak istiyorum.
But sometimes it's hard to appreciate What a good singer you are because all I'm thinking about Is shoving a sock into your mouth.
Biliyorum ve ablanın başına çorap örmeyi ne kadar sevdiğini de biliyorum ama bu sefer işe yaramayacak.
I know, and I know you like to make trouble for your sister but it's not gonna work this time.
Ayakkabı ve çorap giydiğin için oluyor bu.
Uh, that's'cause you're wearing socks and shoes. Come on.
Burada o kadar çok çorap kaybettim ki.
Man, I have lost more socks in this place.
Sadece çorap ve gömlekler var ama iç çamaşırı yok.
Is socks and shirts, but no underwear.
Yarın için çorap almaya çıktım bir saatliğine ve bak ne oldu.
I left for an hour to go get the nylons for tomorrow, And look what happened.
Eğer girmeyi başarırsan gerisi çorap söküğü gibi gelecektir.
You get in and it pretty much Sets the whole dominoes into motion, you know?
Çorap katlıyorsun.
You're folding socks.
Sen ısmarlıyorsun, halen çorap borcunu ödemedin.
Your treat too. You still owe me for those socks.
Chad kurtuldu çünkü yalıtkan bir çorap giyiyordu.
Chad survived because he was wearing insulated socks.
Emin değilim ama her halükarda file çorap giyeceğim.
Not sure. But any way grid wear.
File çorap içinde...
With clothes rack?
Oda arkadaşım erkek delisi bir çorap fetişisti okulda hiç arkadaşım yok ve şimdi de erkek arkadaşım benimle güzel zaman geçirmek yerine kafayı lokanta açmaya takmış ve bu arada yapmayalı 5 gün oldu.
My roommate is a nympho with a sock-fetish, I have no friends at school, and now my boyfriend would rather obsess about a restaurateur than spend quality time with me... and hasn't, by the way, in five days.
Cameron senin kişisel çorap kuklam olduğunu düşünüyor.
Cameron thinks you're my personal sock puppet.
Çorap söküğü gibi gidiyor sanki, değil mi?
The dominos seem to be falling into place, don't they?
Bunlar kurbanın çorap ve, ayakkabılarının heryerinde vardı.
Now, these were all over the vic's shoes and socks.
Arkası çorap söküğü gibi geldi.
Everything just fell into place so perfectly.
- Hikaye yazarken en çok başlangıç kısmında zorlanırım. Girişi yapabilirsen arkası çorap söküğü gibi gelir.
When I'm writing a story, the beginning is always the hardest, but if you nail that, the rest of it could just fall into place.
Çamurlu su birikintisi ve külotlu çorap gibi.
♪ Slop pails and pantyhose ♪
O parayı kazanabilmek için, bu sefil berbat yerde geceler boyu oturup çorap katladım.
I stayed up nights folding socks to make that money, living in this wretched shithole!
İkisi de çorap dolu.
They were full of socks.
Çorap mı?
Socks?
Anlaşılan, "kapı kolundaki çorap" durumunun anlamını bilmiyorlar.
Clearly, they're not getting the whole "sock on the doorknob" thing.
- Ben senin çorap bulundu.
- I found sukkasi.
Bu çorap mı?
Is that a sock?
Çorap kullanma.
Oh, don't use a sock.
O ne? Bir çorap.
It's a sock.
Bu muhteşem derecedeki sıkıcı geceyi kısa kesmek istemezdim ama eve gidip, çorap çekmecemi düzenlemeliyim.
And i-I really hate to cut short a perfectly dull evening, But i've got to go home and clean out a sock drawer.
Tüm bunlardan sonra, beyler her şey çorap söküğü gibi gelecek.
Everything after that, gentlemen, will be turnkey.
Eski çorap ve çürümüş balık gibi.
It was like old socks and rotten fish.
Hutch, bana bir çorap borçlusun.
Hutch, you owe me a sock.
Kırmızı bir çorap.
A red sock.
Üç Çorap mı?
Ash Morgan. Three Socks?
Bu bir inanis, eminin, corap toplulugu icin.
That's a relief, I'm sure, for the sock community.
Silver ve onun corap kutusu.
Silver and her box of socks.