Çıkacağım traducir inglés
6,428 traducción paralela
- Sahiden onsuz çıkacağımı mı sandınız?
Did you really think I would leave without him?
Çıkacağımı hiç ama hiç düşünmemiştim.
I never, ever thought I'd really get out.
- Ama eninde sonunda çıkacağım.
But eventually.
Buradan çıkacağım.
I'm going to get out.
Beni sınadığında altın gibi çıkacağım.
"when he has tested me, I will come forth as gold."
Eminim, bir gün ben de çıkacağım oraya.
I'm sure I'll get to go up there later.
Yarın seyahate çıkacağım.
I have to go on a trip tomorrow.
Bir dakikaya çıkacağım.
I'll be out in a minute.
Tamam, tuvaletten çıkacağım.
Okay, I'll vacate your lav,
Bu hafta sonu diş doktoruyla dışarı çıkacağım.
I have a date with the dentist this weekend.
Çıkacağımız bu yolculuk beklediğin gibi olmayabilir.
This... journey we're going on, it's... It might not be what you were expecting.
Buradan sürünerek, ellerim bomboş çıkacağım.
I'm gonna crawl outta this place with nothing left to show.
Birkaç gün izine çıkacağım.
_
Kasıklarından başlayacağım ve yukarı çıkacağım.
I'm gonna start with your groin, and I'm gonna work my way up.
İlk önce ben çıkacağım.
Oh! I'll get on first.
Anne dışarı çıkacağım.
I've got to go out, Mum.
O zaman, yağmur kontrolüne çıkacağım planladığımız bu öğle yemeğinde.
Well, we'll have to take a rain check on this lunch that we scheduled.
Ben Avatar'ım ve sizi buradan dışarı çıkacağım.
I'm the Avatar, and I'm getting you all out of here.
Taht benim ve ben çıkacağım.
The throne is mine and I will ascend to it.
Akşam Leydi Mary ile çıkacağım ama sadece bir gecelik.
I'm going out with Lady Mary this afternoon but only for the night.
- Buradan onunla birlikte çıkacağım ve hayatlarımız için yalvaracağım.
Ali! I'm walking out with her, and begging for our lives.
Biriyle çıkacağım için çok heyecanlıydım ama meğerse çocuk arkadaşımı beğendiği için bana teklif etmiş.
I was so excited about my date, but it turned out he only asked me'cause he liked my friend.
Doktor 10 : 00 gibi ameliyattan çıkacağımı söyledi.
The doctor said I should be out of surgery by 10 : 00.
O zamana kadar, bir koşuya çıkacağım olur mu?
Until then, I'm going to go for a run, okay?
Bu kadınla nasıl başa çıkacağımıza dair hiçbir fikrim yok.
I have no idea what this woman is capable of.
Tanner buradan nasıl çıkacağımızı biliyor musun?
Tanner, you know how to get us out of here?
Ve bu yüzden Dina'ya onunla yemeğe çıkacağımı söyleyemem.
Which is why I can't tell her I'm going out with him.
Biri bizi öldürmeye çalıştığı için mi soruyorsun yoksa ilk maçıma çıkacağım için mi?
About someone trying to kill us? Or about playing my first game?
- Arka kapıdan çıkacağım.
I'm taking a back exit.
- Seninle birlikte çıkacağım.
I run when you do.
Bir yanlışlık var. Kefaretle çıkacağım.
This is a mistake.
Ben sadece çiftliğe doğru yola çıkacağımı söyledim.
I just told him I was headed to the farm.
Odun bulmaya çıkacağım.
I'll see if I can find some firewood.
24 saat içinde çıkacağım.
I'll be out in 24 hours.
Ben sadece evi hazırlamak için çiftliğe doğru yola çıkacağımı söyledim.
I just told him that I was headed to the farm to get the house ready.
İşin içinden soğukkanlılıkla mı çıkacağız?
Go off with some sort of dignity?
Yaklaştıkça cesaretimi kaybetmeye başladım. Ödleğin tekiyim çünkü. Varış yerimize ulaşacağımız ve işin aslının ortaya çıkacağı gerçeği feci şekilde korkutucu bir hâl aldı.
You see, I lost my nerve as we grew closer, for I am a coward... and the reality of getting to our destination and disclosing the truth of the matter became some truly frightening shit.
Ortaya çıkacağından eminim.
I'm sure it'll turn up.
Hapisten çıkacağına hiç inanmamıştım.
I never really believed he would get out, Ted.
Eğer seninde aradan çıkacağını bilseydim tüm mahalleyi yakardım.
Yeah, well, I'd burn the whole neighborhood to the ground if I thought it would get rid of you.
Eğer kafanda daha iyi şeyler çıkacağına dair bir fikir varsa, ben sana söyleyeyim, yok.
If you think that there's gonna be something better that's gonna come along, I'm here to tell you that it's not.
O kanunun kesin çıkacağı hakkında güvenceye ihtiyacımız var, Bay Thompson.
We need assurances, Mr. Thompson, that repeal actually is on the horizon.
Yürüyüşe çıkacağım ben.
Think I'll go for a stroll.
Ihab Rashid'i idam ettikten birkaç ay sonra buradan çıkacağını mı söz verdi?
That they'd execute Ihab Rashid and in a couple of months you'd be out of here?
Daha iyi çekmesi için dışarıya çıkacağım.
[Phones beeping and chiming] I'm gonna go outside to get a better signal.
Seni baştan yaratacağım, sonra randevuya çıkacağız.
I'll make you over. And we'll go out together.
Göz doktoru için erken çıkacağım.
I've to leave early to see the eye doctor.
İzin verirseniz çıkacağım.
If you'll excuse me.
Maura koşuya çıkacağınızı söyledi,... ben de size sweat çayı aldım.
Well, maura told me you guys were going out for a run, So I went and I got some sweat tea.
Bak, şunu bil ki bu iş bittiği zaman ne kadar uzun sürerse sürsün, balayımıza çıkacağız.
Look, I just want you to know that when all this is over, however long it takes, we are gonna have our honeymoon.
- Önce seni bir içki içmeye götürüyorum. - Arabayı alacağız çünkü fırtına çıkacağını söylüyorlar. - Ne?
~ I'm going to take you for a drink first. ~ Huh?