Çılgın traducir inglés
14,754 traducción paralela
Çılgın birine benziyorsun.
You seem like a mad bastard.
Şu anda gözüne çılgın bir bakış var. Ve başında senin gibi berbat biri Hoşunuza gitmeyecek.
You got a crazy look in your eye right now and someone as fucked up as you in the head would not like it.
Çılgınca insanların aynı şeyi yapması bilinmiyor Tekrar tekrar.
Insane people aren't known to do the same thing over and over and over again.
Biraz sinirlenip, çılgın şeyler mi yaptın?
A little angry, a little wild?
Yani, doktor burada, Uyuşturucuların onu etkilediğini söyledi. Ve o çılgınca gelirse ihtiyacımız olan kadarını kullanabiliriz.
I mean, the doctor was here, he said the drugs haven't affected him and we can use as much as we need if he gets rambunctious.
Sen ve arkadaşlarının parti yaptığınız zamanı hatırlıyor musun? Duvarıma tüm o çılgın hayvanları çizmiştin.
Do you remember when you and your friends had that party and you painted all those crazy animals on my wall?
Seni çılgın.
You crazy.
- Çılgın.
- Crazy.
Çılgın.
Crazy.
Çılgın adamın bugünkü işi yapması için gelmiş olduğuna inanamıyorum.
I cannot believe that crazy man came in the store doing that today.
Çılgın!
Crazy!
Sen olduğundan daha çılgınsın.
You crazier than she is.
Tam bir çılgınsınız Madam Berne.
You're utterly crazy, Madame Berne.
Sen de biraz çılgın olabilirsin.
You could do with being a little crazy yourself.
Bak, çılgınca olduğunu biliyorum ama... büyükbabamın üzüntüden ölmesini izleyemem ben.
Look, I know it's crazy. But I couldn't just sit there and watch my grandfather die of heartbreak.
Şimdi onun o çantayı aldığını fark ettim ve bu çılgın görünümlü çantaydı :
Now I notice he's got this bag, and it's this crazy-looking bag :
Çılgın Julie.
Julie freaking out.
Çok çılgın, Tüm bunlar bir hafta boyunca burada Sonra gitti.
So crazy, all this here for a week, then it's gone.
Çılgının tekisin biliyorsun değil mi?
You're kind of a crazy one, aren't you?
O çılgın bir adam.
He's a crazy man.
Asla özledim sendika ilçe olmak istemedim, Çılgın New Jersey özledim,
I never wanted to be miss union county, miss crazy New Jersey,
Ama işin çılgınca olan kısmı ; İşten sonra eve dönüp karını ve çocuklarını öpüyorsun ve ertesi gün tekrar işe gidiyorsun.
But the crazy thing is that you come home after work kiss the wife and kids, back to work the next day.
Brackett'e bu çılgınca görevi onaylattığın için seni tebrik ediyorum.
Congratulations on having Brackett approve this insane mission.
Çılgın görünseler de
♪ Crazy as they may seem
Davulda biricik Clifton "Çılgın" Eddie!
The one and only Clifton "Fou Fou" Eddie on drums!
Bizi ; içinde milyonlar barındıran bir mağaraya götüren şu çılgın hazine avına çıktığımız zaman.
The time we went on this crazy treasure hunt that led us to a cave holding millions.
Çılgın kardeşine göz kulak olmayı seviyor.
He likes to keep an eye on his mad sibling.
Senin için bile, yeterince çılgın hale gelmedi mi?
Mad enough, even for you?
Ne tür bir çılgın fantezi bu?
What sort of lunatic fantasy is that?
Çılgının tekiydi.
He was a real piece of work.
Çılgın her zaman buraya, belki bana bir oğlan vereceksin ♪
♪ Crazy always over here, maybe you'll give me a son ♪
Kızımın çılgın bir annesi olacak.
I have a crazy bitch for a daughter.
Sen çılgın değilsin.
You're not crazy.
Çılgın değilsen, salaksın o zaman.
Well, if you're not crazy then you're stupid.
Çılgın mısın yoksa salak mısın?
Are you crazy or are you stupid?
Bazen eski Steve McQueen filmlerini izliyorum da bankayı soyuyorlar hani ve ben oradaki çılgın haydutlardan biri olup hatunu kollarıma almayı hayal ediyorum.
I used to watch those old Steve McQueen movies, you know the ones where they'd rob a bank or something and I'd fantasize that I was one of those crazy kinda gangsters with a sexy, messed up girl on my arm.
İlk olarak, çılgın fantazilerin gizemli bir aktrisi oluverir.
At first, she's this incredible object of mystery who fulfills all you're wildest fantasies.
Çılgın bir ad olduğunu biliyorum ama ataları Finlandiyalı.
I know it's a crazy name, right, but his ancestors are from Finland.
Sona ermesi lazım bu gey çılgınlığının Gey değilim
This not gay madness has to end Not gay
İnsanlar çılgın olmadığını düşünüyor.
People think that he ain't crazy.
Çılgın. Onu sahne arkasında gördüm.
No, he crazy for real.
Çılgın bir saç tıraşı yaptır veya çirkin bir kızı baloya götür.
Get a crazy haircut, or, uh, take an ugly teenager to the prom.
Sanki en çılgın olan benmişim ve kimse bir şey söylemiyor.
It's like I'm the only sane one and nobody gives a shit.
Yani, bütün o İskoç milliyetçiliği şeyleri konusunda biraz çılgın da olsa onu sevdim.
I mean, she's a little crazy on the whole Scottish nationalist thing, but I liked her.
Kuşaklının biri Scipio Africanus'a saldırınca Mars çılgına dönmüş.
Mars went ballistic when a Belter attacked the Scipio Africanus.
Burada en son İkinci Dünya Savaşı'nın bittiğini gösteren çılgın kutlamalar sırasında bulunmuştum.
The last time I had been here was during the delirious celebration marking the end of the Second World War.
Zincirli testere ile çılgın bir kişi tarafından.
By a crazy person with a chainsaw.
Peki sizin şu çılgın dişçinin bir adı var mı?
So who's your crazy dentist? Who's that?
- Ne çılgın bir lanet gece.
- What a crazy fucking night.
- Oh, başka çılgın rüyalarından mı?
- Oh, another one of your crazy dreams?
Çılgınsın.
You crazy.