Çıngıraklı yılan traducir inglés
315 traducción paralela
Al bakalım, seni çıngıraklı yılan.
Here, you rattlesnake.
Seni çıngıraklı yılan...
Why, you poisonous little rattlesnake, you....
Kızınca bir çıngıraklı yılan gibi dövüşüp ısırıyor.
I tell you, when she gets riled up, she'd fight a rattlesnake and give it the first two bites.
Çıngıraklı yılan gibi saldırırlar.
They strike like rattlesnakes.
Çocukken evcil bir çıngıraklı yılanım vardı.
When I was a kid, I had a pet rattlesnake.
- Büyük bir çıngıraklı yılan.
- A big rattler. - Where'd it get him?
Tabii aslında bilinçsiz olan bendim... o da aynen uyuyan bir çıngıraklı yılan kadar çaresizdi.
Well, it was me that was unconscious and he was exactly as helpless as a sleeping rattlesnake.
Onların arasından çıngıraklı yılan bile geçemez.
Even a rattlesnake couldn't get across'em.
Nihayet tekrar nefes almaya başladım ve o çıngıraklı yılanın... içime saldığı korkudan kurtulmaya çalıştım.
I finally started to breathe again and shook off the shroud of fear... the rattler had thrown over me.
Beni öldürmeye çalışan çıngıraklı yılan sayesinde bu eski silahı buldum.
But a rattlesnake that had tried to kill me had led me to this old weapon.
Bir çıngıraklı yılan avı varmış, bunu haber yapmanı istiyorum.
They're having a rattlesnake hunt, and I want you to cover it.
- Çıngıraklı yılan avı mı?
- A rattlesnake hunt? - That's right.
Şu çıngıraklı yılan avında olduğuna bahse girerim.
I'll bet he's at that rattlesnake hunt.
Vaktini bir çıngıraklı yılan avında harcıyorsun.
Wasting your time on a rattlesnake hunt.
Çıngıraklı yılan!
Rattlesnake!
Neden, seni çıngıraklı yılan!
Why, you rattlesnake, you.
Kaç Kızılderili vurdum dersin Çıngıraklı Yılan?
How many of them Injuns you reckon I shot, Rattlesnake?
Söz verince kör bir çıngıraklı yılanın kuyruğuna yeni çıngırak bile takarsın.
About as much as I do a blind rattlesnake with a brand new button on his tail.
Çıngıraklı Yılan!
Rattlesnake!
Çantaları at Çıngıraklı Yılan.
Throw them bags down, Rattlesnake.
Çıngıraklı Yılan, dur!
Rattlesnake, stop!
Çıngıraklı Yılan, durdur şu arabayı!
Rattlesnake, stop this coach!
Çıngıraklı Yılan.
Sidewinder.
Mizacı, çıngıraklı yılan gibidir.
Got a temper like a rattlesnake.
- Çıngıraklı yılan.
- Rattler.
Size çıngıraklı yılan nasıl öldürülür göstereyim.
I'll show you how to kill a rattlesnake.
Size söyledim, çıngıraklı yılan öldürmenin en iyi yoludur.
I told you. That's the best way to kill a rattler.
Ben dürüst bir küçük çıngıraklı yılanım.
I'm an honest little rattlesnake.
Gördüğünüz gibi, zorunda kalırsa çıngıraklı yılanı bile caydırabilir.
As you can see, he'll back down a rattlesnake if he has to.
Çıngıraklı yılanın amcası olacağım.
I'll be a rattlesnake's uncle.
Çıngıraklı yılan!
A rattlesnake!
Ne olursa olsun, bir çıngıraklı yılan seni ısırırsa sakın koşma.
Look, whatever happens, don't you ever run if a rattler strikes you.
15 yaşında bir çıngıraklı yılan tarafından ısırıldım.
I was bitten by a rattler in there when I was 15.
Gelecek sefere bir çıngıraklı yılan olabilir.
Next time it could be a rattler.
Bu, çıngıraklı yılan ısırığı kadar tehlikeli olabilir.
This one of yours could be as dangerous as a rattlesnake bite.
Çıngıraklı yılan.
A rattlesnake.
Bir sürü çıngıraklı yılan ve tarantuladan başka bir şey yok.
Nothing but a bunch of rattlers and tarantulas.
Bir çıngıraklı yılan.
- Rattlesnakes.
Bir çıngıraklı yılanın dost olduğu kadar dosttur o.
He's about as friendly as a rattlesnake.
Onu çıngıraklı yılan gibi gösteriyor, ama sen biri bin gibi görebilirsin.
Makes him look like a rattler, but you can see a thousand like that one.
Ve sen çıngıraklı yılanı ilk gördüğünde, farkı anlayacaksın.
And when you see your first rattlesnake, you'll know the difference.
Senin ilk çıngıraklı yılanın gibi.
It's just like your first rattler.
Tabii. Bunda biber ya da çıngıraklı yılan kafası yok.
- No pepper or rattlesnake heads in this.
Seni çıngıraklı yılan!
Dirty snake!
Çıngıraklı yılan... biraz çorba var mı?
Rattlesnake... Hey pal, have some soup?
- Çıngıraklar çıngıraklı yılan.
- The rattlesnake.
Seni pis çıngıraklı yılan!
You dirty sidewinder!
Bu aşağılık pisliklerden biri odama girmiş ve çıngıraklı yılanımı çalmış.
One of those stupid jerks out there broke into my room and stole my rattlesnake.
- Çıngıraklı yılanımı.
- Rattlesnake.
Bir çıngıraklı yılan avı.
A rattlesnake hunt.
Al sana, hain çıngıraklıyılan!
That's for you, you perfidious old rattlesnake!