English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ Ö ] / Öte yandan

Öte yandan traducir inglés

1,402 traducción paralela
- Öte yandan, köpeği Pepper...
- Her dog Pepper, on the other hand...
Öte yandan ayrılmışlardı ve Meadow'a iyi davranmamıştı.
Then again, they'd been broken up, and he wasn't very nice to her.
Öte yandan, ben bir poitikacı değilim, bu nedenle sizin dünya dışı görevlerinizi askıya alıyor ve bu işi araştırma görevine veriyorum.
On the other hand, I'm not a politician, which is why I'm suspending SG-1's offworld duties and assigning you to get to the bottom of this.
Ama öte yandan, daha farklı davranmanı beklerdim.
"But on the other hand, I'd expected more from you than that."
Ama öte yandan, sen de farklısın, değil mi?
But then, you're something else too, aren't you?
Öte yandan ben doğa.
Me, on the other hand... Nature.
Öte yandan, bu konuda ne yapacaktım?
At the same time, what did I have to do with all that?
Öte yandan T.I.A. Merkezi'nde soygun söylentileri yayılmakta.
Back home, there are rumors of a robbery at T. I. A. Headquarters...
Öte yandan, Ben ve Nico... muhteşemler.
Ben and Nico, though... they're great.
Öte yandan sen kimsenin dikkatini çekmezsin.
You, on the other hand, no one bats an eye.
Öte yandan... Hayvan dilinde yenilikçilik azdır Veya hiç yoktur.
On the other hand... there's little or no novelty in animal language.
Öte yandan...
On the other hand...
Öte yandan bu literatür tartışılamaz çünkü yanlış sonuçlar verir. Bu yüzden, entellektüel kültürümüzde terörizmle aynı kaba konur.
So it's treated the same way terrorism is in our intellectual culture.
Öte yandan, işini ancak jetonu düşerse yapabilirdi.
But at the same time... he only was gung ho about his job when he was tweaking'.
Öte yandan sen doğduktan, sonra onunla hiç iletişim kurmamıştım
And, you know, on the other hand, I hadn't really made contact with her since you were born.
Öte yandan, oturmuş filmi izler ve tam da böyle büyük bir ustanın açığını yakaladığınızı sanıp kendinizi üstün hissedersiniz.
- It's distancing. At the same time, when I watch Modern Times, I'll sit there and feel slightly superior, which with a great master part of you is urging, "How can I get a leg-up on this guy and feel at least even with him?"
Öte yandan, o olmayabilir de.
Besides, it couldn't have been him.
Öte yandan, ne zaman uygun ki?
But then again, when is?
Öte yandan, ne acelen var?
But, on the other hand, why rush?
Öte yandan, acil servis...
- The ER on the other hand..
Öte yandan annem...
Mom, on the other hand...
Öte yandan, hukuki işlemlere başlıyoruz.
We are, however, taking appropriate action.
Öte yandan Stark kendinden geçti ki bu kötü bir haber değil...
On the other hand, Stark has passed out which is just as well...
Öte yandan nakliye aracında Aeryn rehin tutuluyor.
Besides, the freighter has Aeryn as a hostage.
Öte yandan, eğer ilişkimizi onaylarsa o zaman, bilirsin, takılırız, her neyse.
On the other hand, if he is okay with us then, you know, it's cas, whatever.
Öte yandan esrarın kalanını bitirebilirim Koca Suze'un vibratörüne oturur ve içim kuruyana kadar otuz bir çekerim.
'Or I could finish the last of that skunk,'sit on Big Suze's dildo and wank myself dry.
Öte yandan, sen..... mükemmel bir politikacı olurdun.
YOU, ON THE OTHER HAND, ARE THE PERFECT POLITICAL ANIMAL.
Öte yandan, tek amacı ağ tarayıcısı.
Beneath, a single purpose device with a net browser.
Öte yandan ben, güneşin altında kiralık pantolonumla oturmuş, gözümün kaç kere seğirdiğini sayıyorum.
Me, on the other hand, I'm sitting in the hot sun, in rented pants listening to myself blink.
Halbuki ben, öte yandan, bu değerli hasmı alt edecek zeka ve gösterişe sahibim.
Whereas I, on the other hand, have all the wit and panache necessary... to take on such a worthy adversary.
Öte yandan Hristiyanlık, İslam ya da geniş ölçüde bakarsak Budizm gibi dinlere sahipsiniz.
On the other hand, then you have religions like Christianity, Islam and, I guess to some extent, Buddhism.
Öte yandan, insanlar domuz yemeyi ya da inek öldürmeyi istemiyorsa ya da her neyse işte, bu onlara daha çok güç katar. Benimle ilgisi yok.
On the other hand, if people just want to not eat pork or not kill cows or whatever it is, well, you know, more power to them.
Öte yandan "Dokunmanın Mucizesine" göre bebekle sürekli fiziksel temas kurmanın etkileri daha olumludur.
And yet, the Continuum Concept shows that a baby benefits more from constant physical contact.
Öte yandan, bu şekilde kaçmak, içinde bulunduğumuz durumda çok sorumsuzcaydı.
On the other hand, running away like that, given the state of things was very, very irresponsible.
Ve baban, James, öte yandan o...
And your father, James, on the other hand he...
Öte yandan Santa Anna kendisini batının Napolyon'u olarak görüyor.
Santa Anna, however, does consider himself to be the Napoleon of the West.
Öte yandan bunu ispatlamak çok zor olacak.
Of course, the other side is, it'd be very difficult to prove.
Öte yandan halkın öfkesini de anlayabiliyorduk. FBI'ın yardımıyla onları ülkeden çıkardık.
On the other hand, we understood the high emotions so, with coordination with the FBI, we got them out.
Öte yandan, korkuyordum.
Damn me, I was scared.
Öte yandan bana doğru yolu gösterecek bir tek gerçek güç var. Her zaman mantıklı hareket etmek Öz eleştiri. İtiraf...
There's one force tough enough to show me the right way.
Öte yandan fazla dışarı çıkmıyorum.
Est a quero publican rodeo.
Öte yandan, bu para bana da havadan gelmedi dolayısıyla tamamını başkalarına verecek değilim.
There should be no reason put money first not because I follow some time.
Öte yandan, bizim gibi fakirler de atalarımızın bu toprakları yoksullardan nasıl aldığını hatırlıyor.
But we remember the manner in which abducted sisters of our land. Les Miserables and remember him too.
Öte yandan, bağnazlığın öylesine had safhada ki tüm kanıtlara rağmen kendini iyi bir insan olarak görmelisin.
See? not fanaticism is so extreme no matter what evidence there is, you need to see each person.
Öte yandan, yardıma ihtiyacı olan vatandaşlar Labens kasabasındaki Casel Ford'a ulaşmaya çalışsınlar.
However, any citizens in need of assistance... should make their way to the Castle Fort... located on the outskirts of Lobinstown.
Biz, öte yandan, bizi öldüremezler, bu yüzden, ne yaptıkları hakkında, arkalarında saklı anılar bırakıyorlar.
Us, on the other hand, they can't kill us, so they just leave behind the hidden memories... of what they've done.
Ama öte yandan kimse ona söylemezse...
But on the other hand if no one told him...
Fakat öte yandan İspanya ; İtalyanlar, Almanlar ve Sovyetler açısından, rakibinizi tartıp kimin kazandığını önemsemeyeceğiniz türde bir savaş alanı değil.
But second, for the italians, germans and soviets, spain isn't so much a battlefield as a training ground where you size up your opponent and you don't care who wins.
Öte yandan tüm Körfez'i elime geçirebilirim.
On the other hand, I could drop dead... on the golf course next Tuesday... and you'd be left very well-appointed.
Öte yandan, o bilimle uğraşıyor ve namusunu koruyor. Ya da öyle sanıyor.
Whilst she does science and retains integrity or so she thinks
Öte yandan, Hollywood'un nefret etmekten en zevk aldığı mimar John Lautner'dır. Alacakaranlık'ta ( Twilight, 1998 ),
13, 00 : 46 : 11 : 00, On the other hand, 00, 00 : 46 : 15 : 00, the architect Hollywood most loves to hate is John Lautner.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]