Özgürsünüz traducir inglés
629 traducción paralela
Gitmekte özgürsünüz.
You are free.
Seni bulamazsam gece yarısından yarın gün doğumuna dek, ikiniz de özgürsünüz.
... find you... between midnight and sunrise tomorrow, freedom for both of you.
İstediğiniz gibi gelip gitmekte özgürsünüz ve kalmayı da seçebilirsiniz.
There are you, free to come and go as you please, and you choose to stay here.
Bir kez daha, hayata atılmak için özgürsünüz dürüstlük için çaba göstermeye, kendinize hakim olmaya, Tanrı korkusu ile yaşamaya.
Now that you are free once more and going into the world again... see that you endeavor to lead honest, sober, God-fearing lives.
Gitmekte özgürsünüz, efendim.
You are free to go, dear sir.
Özgürsünüz.
You're free.
Ölümcül cazibeniz, yavaşça azalınca, gitmekte özgürsünüz.
As soon as your fatal fascination wears off, you're free to go on your way.
Böyle düşünüyorsanız çekip gitmekte özgürsünüz.
If that's the way you feel, you're at liberty to go your way.
- İstediğinizi yapmakta özgürsünüz.
- You're free to do what you please.
Özgürsünüz!
Think of it, you're free!
Ona soru sormakta özgürsünüz!
Feel free to ask her any questions!
Neyin doğru olduğuna inanıyorsanız ona göre karar vermekte özgürsünüz.
And now, you'll freely do what you believe you should, for your own good.
- Özgürsünüz?
You're free.
Artık hepiniz özgürsünüz!
You are all now free!
İstediğiniz yeri aramakta özgürsünüz.
You're free to search anywhere.
İstediğiniz yeri aramakta özgürsünüz.
You are free to search anywhere.
İstediğinizi yapmakta özgürsünüz.
You're free to do as you please
Hepiniz gitmekte özgürsünüz.
You're free to go, all of you.
Özgürsünüz!
You're free!
Özgürsünüz.
- You are free.
Şimdi özgürsünüz.
You are free now
Aranlı erkekler, özgürsünüz!
Men of Aran, you are free!
Kendinizi bir kaçırılma olayının kurbanları olarak sayabilirsiniz bayım ama bu gemiye istediğiniz zaman gelip gitmekte özgürsünüz bayım.
Well, you can scarcely regard yourselves as victims of an abduction, sir... since you are free to come and go on this ship as you choose.
Gitmekte özgürsünüz.
YOU'RE FREE TO GO.
Ve şu anda mesleğinize dönmekte özgürsünüz?
And now you're free to return to your profession?
İlk kez olmak üzere, artık özgürsünüz.
For the time being, you are free
- İstediğiniz kararı almakta özgürsünüz.
Decide freely.
Özgürsünüz, hanımlar!
You are at liberty, madam
Siz de herkes gibi teklif vermekte özgürsünüz.
You're at liberty to bid along with everyone else.
Hepiniz gitmekte özgürsünüz.
All of you go free.
Dinleyin beni, gitmekte özgürsünüz!
Listen to me, you are free to go!
Gitmekte özgürsünüz!
'Free to go!
Gitmekte özgürsünüz!
Free to go!
Gitmekte özgürsünüz!
'You are free to go! '
Özgürsünüz, özgür, gitmekte özgürsünüz!
You are free, free, free to go!
Gitmekte özgürsünüz!
You are free to go!
Gitmekte özgürsünüz, özgürsünüz!
You are free to go, free to go!
- Özgürsünüz, Kaptan.
- You are free, captain.
Öyle yapmakta özgürsünüz Mr Spock.
You're at liberty to do so, Mr Spock.
Herkes dışarı, özgürsünüz!
Come out, you are free!
Siz özgürsünüz, ben özgürüm Bay Yin özgür, ama gene de hiçbirimiz özgür değiliz.
You are free, I am free... Mr. Yin is free, and yet none of us are free.
Neye isterseniz inanmakta özgürsünüz.
Your heart is free.
- şimdi, benim yaklaşımıma katılmıyorsan firma ile ilişkinizi kopartmakta tam anlamıyla özgürsünüz.
Now, if you disagree with my approach, you're perfectly free to sever your relationship with the firm.
Troçki'ye yapılan saldırının hazırlanmasına gerçekten yardım etmişsem işte o zaman bu suikast girişimine bizzat dahil olduğuma yönelik her türlü akla yatkın varsayımı yapmakta özgürsünüz.
If indeed I did helped in preparation for the Trotksy revenge... then you have every right to make the logical assumption... I might been involved, in the assassination attempt.
- Özgürsünüz, Bay Karlstein.
- You are free, Mister Karlstein.
İşte, bayanlar, kuş kadar özgürsünüz.
There you go, missy, free as a bird.
Gidip gelmekte özgürsünüz.
You are free to come and go.
" Tüttürmekte Özgürsünüz...
" You're Free To Smoke...
Özgürsünüz efendiler.
You're free, gentlemen.
Gerek yok lütuflarıma her biriniz özgürsünüz.
Each one of you has freedom In your heart without my grace
- O zaman gitmekte özgürsünüz.
Then you may go as free as you came.
özgür 86
özgürlük 258
özgürsün 105
özgürlüğe 19
özgürüm 106
özgür adam 18
özgürüz 59
özgürlük anıtı 18
özgür değilsin 19
özgür mü 21
özgürlük 258
özgürsün 105
özgürlüğe 19
özgürüm 106
özgür adam 18
özgürüz 59
özgürlük anıtı 18
özgür değilsin 19
özgür mü 21