English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ Ü ] / Ünlü

Ünlü traducir inglés

10,130 traducción paralela
Dünyaca ünlü Pilbasion güveci.
The world-famous Pilbasian casserole.
Neden ünlü olduğumu anlat.
Tell her why I'm famous.
- Ve bu yüzden ünlü müsün?
- And you were famous for that?
Penny ile birlikte Anna'yı dünyaca ünlü okullara sokabilecektik ama teklifi reddetmek zorunda kaldım.
Penny and I would've been able to enroll Anna in a world-class private school. But I had to turn it down.
Birden bire ünlü olmak biraz travmatik bir şey özellikle de karanlık yerlerden geliyorsanız ve dünyanın bir numaralı müzik grubu olduysanız, böyledir.
You know, it was kind of traumatic to be famous all of a sudden, especially coming from this complete obscurity and just being the number one band in the world.
Çok ünlü olan insanlar insanlardan uzak yaşarlar ve hiçbir şey yapmazlar.
People who are really famous end up total reclusives, and then they don't do anything.
ÇİÇEK KOKLAYAN, KEDİ BAKAN, BEBEK ÖPEN KURUMSAL ROCK FAHİŞELERİ Bu gece Hollywood'dan sizlere sıra dışı bir yayın yapacağız, yayınımızda ünlü bir radyo çifti var ve daha önce hiç böyle bir yayında yer almamışlardı. LYNN HIRSCHBERG LOVE'IN HAMİLEYKEN EROİN KULLANDIĞINI
Tonight from Hollywood, we bring you a most unusual broadcast, starring a famous radio couple who have never before appeared in a story of this kind.
Çok ünlü bir komedyen aldı.
Owned by a very famous comedian.
Bir federal ajan öldürdüğün için hapiste çok ünlü olacaksın.
You'd be a big deal in prison for killing a federal agent.
Boynuna "Speed Tanrıçası" kaput süs ünlü Packard tarafından neden oldu Ve ben travma inanıyorum.
And I believe that the trauma to her neck was caused by the famous Packard "Goddess of Speed" hood ornament.
Baban ünlü oldu?
Your father was famous?
- Kendisi ünlü bir pembe dizi oyuncusu.
She's a famous telenovela actress.
- Chang'in ünlü olacağı kimin aklına gelirdi?
Who would have predicted Chang becoming famous?
Evet, ünlü Kyle Beiderman.
Yeah, that Kyle Beiderman.
Burada biraz ünlü isimleri esprilerine girdim.
Christian Scale. I got into a bit of a celebrity pun barrel here.
- Demek aramızda bir ünlü varmış.
We have a celebrity in our midst.
Görüyor musunuz, her zaman ilk beş ünlü harfi a, e, i, o, u olan bir kelime var mı diye merak ediyordum.
You see, I was always curious if there were any words that contained the five vowels "a," "e," "i," "o," and "u"
Ve okulun etrafındaki ünlü ziyaretçileri göreceksin.
And you'll get to show celebrity visitors around the school.
Mayfield, 30'lu ve 40'lı yıllarda ünlü bir oteldi. Sonra kısa bir süreliğine pis bir yere dönüştü. 1980'de yeniden düzenlenene kadar.
The Mayfield was a famous hotel in the'30s and'40s, then it became a flea-bag, transient kinda place until the 1980s when they remodeled it.
Bir ünlü olayım Hiç yalnız kalmayacağım
♪ Once I am famous ♪ ♪ I'll never be alone ♪
Fakat ilerde Kaptanımız gibi çok ünlü olduğunda... - Evet.
- Right.
John 50 yaşındasın ve ünlü değilsin.
John, you're 50 and you're not famous.
Sonra merkezdeki bir kulüpte ünlü insanları gördük.
Yeah, and then we saw some famous people - at this club downtown last night. - Oh, yeah,
- Onlar ünlü falan değiller.
Those people are not famous.
- Nasıl ünlü?
Famous how?
- Ayrıca, o ünlü sayılır.
- Plus, he's kind of famous.
- Gerçekten ünlü hem de.
- Really famous.
Dünyaca ünlü kulüp DJ'i.
World-renowned club DJ.
Ailesinin ünlü olmasının tek sebebi koca götlü üvey ablasının ünlülerin siklerini yalamayı iyi becerebilmesi.
The only reason his whole family's famous is because his fat-ass half sister is good at sucking celebrity dick. I mean, seriously.
Bugünlerde ünlü olmak için bu mu gerekiyor?
I mean, is that what it takes to be famous nowadays? Huh?
- Sen ünlü müsün?
Are you anybody?
Muhtemelen oraya elemeler için gelen senin gibi 2 bin tane kız vardır. Hepsi de'Ben Shirley'im ve çok ünlü olacağım'diyordur.
There's probably, like, 2,000 little girls just like you going to those auditions, thinking, "I'm Shirley, and I'm gonna be famous."
Artık ünlü bir yazar.
He's a famous author now.
Aleister Crowley'nin öğretilerini takip ediyorlardı. İngiltere'de cinsellik ve büyüyle ilgili ünlü biri.
They followed the teachings of aleister crowley, a famous sexual magic figure in england.
İnsanların fikirler araştırdığı bir yerdi ve bazen ünlü insanlar da görürdün.
It was a place where people went and explored ideas, and you would often see famous people...
Evlendiler ve bu kilise için bir ikilem doğurdu. Çünkü Nicole'un babası Avustralya'da ünlü bir psikologtu.
They got married, and this posed a dilemma for the church, because her father is a well-known psychologist in Australia.
Miscavige, kilisenin en ünlü şöhreti için her şeyi yapardı ama Sea Org'un üst düzey yöneticilerine düşman olmaya başlamıştı.
While Miscavige would do anything for the church's most famous celebrity, Miscavige began to turn against the sea org's highest-ranking executives.
Dünyanın en ünlü 600 gazetesi yayınlamıştı.
600 of the top newspapers of the world had it.
Diğer tek seçenek ise, kilisenin bu ünlü yüzlerinin bazıları kiliseye karşı çıkabilir.
The only other thing is that some of these celebrity megaphones could turn against the church.
Bu bar, Ernest Hemingway gibi ünlü Amerikan yazarlarının içki içtikleri yerdir.
This bar is where famous American writers, like Ernest Hemingway, would go for a drink.
Satabildiği tek eser ünlü ressamların eserlerinin taklitleri.
Yeah, the only art he can sell are forged master works.
Doğu yakasının ünlü uyuşturucu satıcılarından.
Oh, he's a thuggish drug dealer from the East Side.
Zengin ve ünlü bir kuyumcu.
Jeweler to the rich and famous.
- Nasıl ünlü?
- How famous?
Hepsi ünlü katillerden.
All from famous killers.
Bu inci, Çin'in en ünlü kadınının mezarından çıkarılmış.
This pearl's from Chinese most famous woman's tomb.
Ding Sitian yoldaşımızdı ve ailesi ünlü botanikçilerdi.
Ding Sitian was our comrade her parents were both renowned botanists.
"Küresel Kutsal Disiplin Enstitüsü" nü kurdun. Üyeler ünlü ve zengin kimselerdi. Böylece çok para ödeyebileceklerdi.
Having gone back to Hong Kong, you created the so called "Global Holy Disciplinary institution", whose members are the ones with fame and fortune who would pay quite an amount of money.
- Yani ünlü annelerine ve mankafa babalarına minnettar kalarak büyüyecekler.
- So they can grow up to appreciate their mother's famous and their father's a chump?
Artık ailemizde ünlü bir yazar olduğunu bütün arkadaşlarıma söyledim, Bill.
I've told all my friends, Bill, that we have a famous author in our family now.
Seni ünlü yapmanın zamanı.
Time to make you famous.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]