English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ Ü ] / Ünüm

Ünüm traducir inglés

154 traducción paralela
Biz ilerlerken, ünüm benden önce yayıldı.
As we moved on, my fame went before me.
Böyle bir ünüm olsun istemezdim.
That's a reputation I wouldn't want to have.
Biliyorsun, korumam gereken bir ünüm var.
You know, I've a reputation to uphold.
Bir ünüm var.
I got a reputation.
Benim ünüm hataya izin vermez.
My reputation does not permit mistakes.
Size bunu yapmaktan nefret ediyorum Yargıç ama benim de bir ünüm var.
I hate to do this to you, Judge, but I got a reputation to keep up. - And that does it.
Sana bir şey ifade etmeyebilir, ama bu kasabada bir ünüm var...
It means nothing to you, but I've got a reputation in this town...
Senin şu silahlı gizli servis ajanlarınla birlikte çalışmak hiç umurumda değil, ancak korumam gereken bir ünüm var.
I don't mind working together with your gun-toting Secret Service agents, but I have a reputation to protect.
Doğru olmasaydı, asla bir ünüm olmazdı!
If I'm no good, I wouldn't have my reputation
Bir ünüm var benim.
I've got a reputation.
- Bir ünüm var.
- I have a reputation.
Sonunda bu zor hizmette bir uzman oldum ve ünüm tüm İtalya'ya yayıldı.
I soon became expert in that difficult task and my fame spread throughout Italy
Richie, Benim endişelenecek bir ünüm var
Richie, I got my reputation to worry about.
Burada ünüm var.
I got a reputation.
Dikkate değer bir ünüm var.
I have my reputation to think of.
Sırf ünüm yüzünden gittiğim her yerde insanlar benimle olmak için birbirini çiğniyor.
Because of being famous, everywhere I go... people fall all over themselves to be with me.
Sırf ünüm yüzünden yaptığım çoğu şey anlamsız bir komediye dönüşüyor.
Ah. Because of being famous... many things I do just turn into a ridiculous comedy.
Tüm hayatımı çocuklara adadım ve bu ünüm bitiyor.
MY WHOLE LIFE I HAVE BEEN WORKING WITH CHILDREN AND MY REPUTATION NOW WILL BE SPOILED!
Bu iyi g.ünüm bile değil.
You just caught me on a bad day. Good night...
Benim düşünmem gereken bir ünüm var.
I have my reputation to think of.
Belki biliyorsunuzdur, çok kötü bir ünüm var.
I have this appalling reputation, as you may know.
Kötü bir ünüm var!
I god a bad name!
Benim öz-saygım ve ünüm tehlikede, bu tek çıkar yol.
My self-respect and reputation are at stake it's the only way.
Sadece ünüm içindi.
It was just my rep. You know?
- Bu civarda ünüm arttı.
Broke up the routine. Made me kind of a celebrity around here.
Bu serseriler yüzünden ünüm lekelendi.
My reputation is ruined by this scoundrel.
Benim bir ünüm mü var?
I have a reputation?
Bay White, çalıştırmak zorunda olduğunuz bir gazeteniz olduğunu biliyorum ama benim de korumam gereken bir ünüm var.
Mr. White, I know you have a paper to run, but I have a reputation to uphold.
Gençliğim, enerjim, ünüm... ölçülemeyecek zenginliğim vardı.
I had youth, vigour, fame... wealth beyond measure.
Düşündüğünün aksine tüccarlar arasında ünüm benden önde gidiyor.
Contrary to your belief...,... my reputation as a salesman precedes me.
Üzgünüm, Herkül. Ama sürdürmem gereken bir ünüm var.
But I've got a reputation to maintain.
Şimdi endişelendiğim son şey ünüm.
Well, my reputation is the last thing I'm worrying about right now.
Tanrım, Horatio, anlasana ne berbat bir ünüm kalır dünyada benim her şeyi anlatacak kimse olmasa geride.
O God, Horatio what a wounded name things standing thus unknown shall live behind me.
Korumam gereken bir ünüm var.
I got a reputation to maintain.
Korumam gereken bir ünüm var, sadece kendim için değil, diğerleri için de.
I have a reputation to protect, not just for myself, but for others.
Bir ünüm vardır.
I got a reputation.
Korumam gereken bir ünüm var. Bu dizlikleri giy.
I got a reputation to protect, so you have to wear these.
Savunmam gereken bir ünüm var.
I've got my reputation to uphold.
Bu konuda şehir çapında bir ünüm var.
I have track medals.
Onu gösterişsiz tutmayı denesem de, şu şekilde bir ünüm var....
Try as I may to keep it quiet, I have a reputation as...
Hırsızların Kralı olan ünüm tekrar eski haline gelmeyecek... eğer sen şu chakramını etrafta fırlatır ve insanları kılıçlarla dürtersen.
My reputation as the king of thieves is not gonna be restored if you sling that chakram around and poke people with swords.
Yer yüzündeki en zengin adamlara ve kadınlara satış yapıyorum... bu yüzden beni affedin ama eğer benim ünüm sadece en iyi malzemeleri pazarladığımdan ötürüyse, bir hırsızın sözüyle risk almak çok fazla olur.
I sell to the richest men and women on Earth... So forgive me if my reputation for dealing in only the finest materials is too valuable to risk on the word of a thief.
Powers adım, Powers ünüm.
Powers by name, Powers by reputation.
Shagwell adım... shag-very-well ( düz-çok-iyi ) ünüm.
Shagwell by name... shag-very-well by reputation.
Benim ünüm arttıkça düşmanlarımın sayıları da artıyordu.
As I grew famous with time... my enemies also grew more numerous.
Sorun ünüm mü?
Is it my reputation?
Nerede şan ve ünüm?
Where are my kudos?
Eğer T-shirt'ünüm üzerindeki yazıyı tahmin edeceksen "Bu seni ilgilendirmez" yazıyor.
Now if you guess my weight you get a t-shirt that says,
İyi ki böyle bir ünüm varmış.
It's a good thing I have a reputation.
Sosyeteye girdikten sonra öyle görünüyor ki benim ünüm sosyal bir güvensizlik halini aldı.
After she had got into society... it seems my reputation had become a social liability.
Korumam gereken bir ünüm var.
I have a reputation to protect.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]