Üstüme traducir inglés
3,539 traducción paralela
Artık yüklenme üstüme.
Now push over.
Bu mülkü benim üstüme yap ya da kavanozu bu beyzbol sopasıyla parçalayacağım ve onlar kulübeyi seninle birlikte yiyip bitirecek.
Hand over the deed to your property Or I'll smash this jar with a bat And they'll devour the shack with you inside.
Gizemli kulübeyi üstüme yap yoksa... onlara çok büyük zarar vereceğim.
Hand over the deed to the mystery shack right now Or great harm will befall them.
Elbette, suçun büyük kısmını üstüme alıyorum,.. ... ama Philip sen de telefonuna şifre koymalısın dostum.
I take most of the blame, of course, but, uh, I mean, Philip, you got to put a pass code on your cell phone, man.
Sean'ın ölümü benim üstüme kaldı.
Blame for Sean.
Evet JT üstüme sopa ile gelebilir.
Yeah, and JT might come at me with a bat again.
Bunu neden üstüme yıkamazsın biliyor musun yavrum?
You know why you can't pin this on me, chica?
Geçen sene üstüme bir elbise geçirip bu barda yaptığım birkaç kurdan sonra bunu kaptım işte :
Last year, I slapped on a dress, took a few laps around this very bar, and I got this :
Parlak şampuan üstüme döküldü.
Spilled the glowing shampoo on me.
Kadın üstüme üstüme geldi.
Then she just... pfft... she came at me, you know?
Benim üstüme yıkıyor.
He's framing me.
Benim üstüme veya kameranın üstüne olmaz!
Not on me, not on the camera!
Halbuki ben yatağa giderken sert bir ereksiyon geçirdim. Sanki üstüme hiç battaniye örtmemiş gibiydim.
By contrast, I went to sleep with an erection so large it was like I was wearing no blanket at all.
Karşı pencerede bir herifi vurdu, sonra delilleri üstüme yıktı.
SHOT SOME BLOKE THROUGH A WINDOW, THEN PLANTED THE EVIDENCE ON ME.
Sonra Jimmy ve arkadaşı sırf eskiden penisim olduğu için üstüme atlayıp bana vurmaya başladı.
Then Jimmy and his friend suddenly jumped me and started hitting me just because I used to have a penis.
Tam olarak üstüme atmaya çalıştıkları saçmalık bu çünkü inkârlarım tıpkı yalan gibi görünecek.
And that's exactly why they're throwing this crap at me... because my denials will look like lies.
Tartışmaları tatlıya bağlamada üstüme yok.
Yeah. Oh, man. I am great at ending arguments.
Aman tanrım, üstüme işiyorsun.
Oh, my God, you're peeing on me!
Wo Fat birden geldi ve üstüme atladı silah için boğuşurken silah patladı.
Wo Fat surprised me, he lunged at me, we struggled for the gun and it discharged.
Eh, Bazen insanların dikkatlerini üstüme topluyorum.
I'm responsible for being the face of the team too!
Pisliğin teki üstüme tükürdü. Anında gününü gösterdim.
Some piece of crap spit at me, soon as he knew I could beat him.
ve bende 3. sınıftakiyle konuşmaya gittim, ve o benim beslenmemi alıp, beni yere yatırdı, ve tüm üçüncü sınıfları üstüme çıkardı.
So I went back to reason with the third grader, and he took my lunch, pushed me down, and had the rest of the third graders stand on me.
Niye bu kadar üstüme geliyorsun bilmiyorum, Detektif.
I don't know why you're breaking my balls.
Denetim üstüme çullanacak.
Audit'll be all over me.
Bir de gülümseyeceğim ve üstüme kusulacak, öyle mi?
And I have to smile and get puked on?
Övgüleri üstüme alamam.
I can't take credit for it.
Benim üstüme attı sayılır, ama teşekkürler.
Yeah, well, she kind of threw it at me, but thank you. Yeah.
Sonra kalktığımda,... üstüme o kadar kırmızı şarap dökmüşüm ki, bir an vuruldum sandım.
And when I woke up, I had spilled so much red wine on myself that I thought for a second I had been shot.
Ed üstüme geliyordu, tıpkı babamın ömrüm boyunca yaptığı gibi.
Ed is on my ass just like my dad's been my whole life.
İçeride üstüme düşeni yaptım.
I've worked my way inside.
Kartelin suikast ekibini üstüme salan sensin.
You're the one who sent the cartel hit squad after me.
Kartelin suikast ekibini üstüme salan sensin.
You're the reason we're on this boat, Riley. You're the one who sent the cartel hit squad after me.
Her şey üstüme gelmeye başladı.
It all felt too much.
Her şey üstüme geliyor.
It all felt too much.
Eve geldiği zaman da benim üstüme geçirecek.
And he'll sign it over as soon as he comes home.
- Neden üstüme alınayım ki?
Why would I take that personally?
Dün üstüme oluyordu.
This fit yesterday.
Timmy, bir gün de bu kadar üstüme gelmesen olmaz mı?
Hmm, Timmy, could we go one full day without you hitting on me?
Ben ölürsem, üstüme basıp geçin.
Should I die, step on me and carry on.
Elinde ates topuyla üstüme geldi.
Enjoy what? - Justice.
Benim üstüme vazife değil gerçi ama o hala bizim ikimizin de arkadaşı.
Which is none of my business'cause you're both still my friends.
Bu noktada, ölmene izin vermek daha kolay olurdu ama bu beceriksizliğin benim üstüme kalmasına izin vermeyeceğim.
At this stage, it would be easier just to let you die, but I will not be the one to take the fall for this.
Bu meseleyi benim üstüme atmaya kalkma.
Hey, you're not gonna hang this on me.
Sanki salla üstüme der gibi.
Like, "pour more on me!"
Ben personelime güvenirim. Ve Özel Birim sızıntının kaynağının Rosa Lebech'in eski kocası olduğu konusunda haklıysa,.. ... o zaman bunun suçunu üstüme atmanız imkânsız!
If Special Branch are right in their suspicions of a certain official, who is Rosa Lebech's ex-husband, you damn well can't blame me for that!
Seninki üstüme damladı ve sarhoş oldum.
Mnh-mnh... Yours dripped on me, and now I'm drunk!
Will'in gay olduğunu sandı ve üstüme geldi.
She thought Will was gay, and he was into me.
FBI'ı üstüme salan sensin, seni küçük yavşak.
You called the FBI on me, you little bastard.
Tüm bu meseleyi benim üstüme yıkıyorsun Lyndsey.
Geez, Lyndsey, you kinda sprung this on me.
Benim üstüme.
Achacha cha cha liddle ol'me.
Evet, hepsini üstüme atın.
I'm a pincushion, baby.