Üzen traducir inglés
519 traducción paralela
Onu üzen bir nokta.
That's his sore spot.
Seni bu kadar üzen şey ne?
What is it that upsets you so?
Beni üzen, onun ölmesi ve mektupların yerini kimsenin bilmemesi.
What upsets me is that he's dead and no one knows where those letters are.
Bizi üzen de bu.
That's what we're upset about.
Beni üzen bu.
That's what hurt.
Beni üzen başka bir şey vardı.
I was a little worried... about something else.
Belki bana düşmez, ama Nick'i üzen şey nedir?
Maybe it's none of my business, but what's Nick sore about?
Bu olayın buradaki ilk ayımda olması beni en çok üzen kısmı.
This would have to happen in my very first month here. It's most distressing.
En çok üzen kısmı.
Most distressing.
Beni en çok üzen şey, şu an bulunduğunuz pozisyona... sizi önerirken içgüdülerimin beni yanıltmış olduğunu düşünmekti.
What hurt me most was to think that my instinct had betrayed me... in recommending you for the position you now hold.
Seni üzen bir şey mi var?
Is something troubling you?
Beni üzen de bu.
That's what hurts.
Beni asıl üzen savaş mahkumları hakkında hiç film olmaması.
What gets me is that there never was a movie about P.O.W. S about prisoners of war.
- Sizi üzen başka birşey var mıydı beyler?
- Anything else bothering you, boys?
Senin ayrıldığını gördüğümde beni en çok üzen neydi, biliyor musun?
You know why it breaks my heart to see you go?
Seni üzen şey nedir?
What's bothering you?
Beni en çok üzen tarafı,... yanımda olmadığın anlar.
That's the saddest part, those moments when you don't exist.
Peki, seni üzen nedir?
Now, what upsets you?
Seni üzen ne?
What's bothering you?
Onu üzen şey okul değil, üvey kızım.
School isn't what upsets him. It's my daughter-in-law.
Onda insanı üzen bir şey var.
There's something sort of sad about him.
Beni en çok üzen şey onun duygusuz tutumuydu, sanki korkunç bir şey zihninin tutsak almıştı.
What distressed me most was her listless attitude, as though some terrible thing had possessed her mind.
Onu böyle üzen Maggie.
It's Maggie who's upsetting her.
Beni asıl üzen seni bu şekilde görmek.
I'm only concerned seeing you like this.
Dünyada onu üzen tek şey bu olur.
Probably the only thing in the world that would hurt him.
Seni bu kadar üzen nedir?
What makes you so sad?
Seni üzen bir Kazağın düşünebilmesi mi dersin?
It distresses you to find a Cossack can think?
Beni üzen şey, kızın benden hoşlanması değil bir şekilde benim kendinden hoşlanacağımı ummasıydı.
What shocked me was not that she liked me, but that she could think I'd like her at all.
Seni üzen şeyin ne olduğunu bana anlatmak istersen, durma.
If you want to tell me what's troubling you, fine.
Ve cenazelerde beni en çok üzen insanlar, kadınlardır.
And the people who disturb me most at funerals are the women.
- Seni üzen bir şey mi var?
- Is something troubling you?
Sanmıştım ki, onu üzen her ne ise, artık temelli ortadan kaybolmuştu.
I began to think that whatever it was that had been troubling him had... gone forever.
Beni üzen, babamın benim yüzümden bu hallere düşmesi.
- What am I doing to daddy?
Beni üzen bitkinliğim değil, onun yokluğu.
It's not my weariness thay saddens me, it's his silence :
Seni üzen ne?
What are you sore about?
Zamanla şüpheler ortadan kalkabilir, bugün sizi üzen şeyler belki yarın güldürebilir.
Time wears out suspicion and tomorrow you might be laughing at your fears of today.
Sizi üzen şeyin ne olduğunu anladım ve yardımcı olabilirim.
I'm presuming to understand the source of your inner conflict and think that I might help you.
Beni üzen bu.
That's what saddens me.
- Beni üzen başka bir şey daha var.
- One other thing.
- Seni üzen bir şey var. - Hayır, baba.
- Something's upsetting you, Droxine.
Beni üzen bu...
That's what worries me.
Beni üzen sana olan davranışları.
What makes me sore is how they behave towards you.
"Aklında ne var, Zach, Seni üzen nedir?"
"What's on your mind, Zach, what's bothering you?"
Sizi üzen şey nedir?
What's making you unhappy?
Beni üzen sana olan davranışları.
Wait a minute, what's this tent doing here where the... tank used to be?
Babamı üzen de bu olur.
Oh, this I think is... breaking his heart.
Bizi üzen bu işte, anlamayı tamamen reddediş, neden?
This is what saddens us, this utter refusal to understand. Why?
Biliyor musun, beni üzen bir şey var.
You know, there's only one thing I'm sorry about.
Onu en çok üzen şeylerden biri, her gün, adını oluşturan harflerden birinin eksilmesiyle, adının kısalmasıydı.
( CLAUDIUS ) Go on, Pina. One of the things that upset him most was the appearance of his name, each day shortened by a letter.
Beni üzen şey hayatta kalmaktı.
What worried me was survival.
Sizi üzen bir durum yoktur umarım?
ls there anything wrong?